HDP’nin eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ’la HDP MYK üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 108 kişinin yargılandığı Kobani Davası’nda karar çıktı. Mahkeme, Demirtaş’a 42 yıl, Yüksekdağ’a 30 yıl 3 ay, Ahmet Türk’e 10 yıl hapis cezası verilmesine hükmetti. Aralarında Sırrı Süreyya Önder, Ayhan Bilgen, Altan Tan ve Aysel Tuğluk’un da bulunduğu kişiler beraat etti.
***
Davaya konu olan Kobani olayları, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün, Eylül 2014’te Kobani’ye karşı bir saldırı başlatmasını takiben Türkiye’de yaşanan protesto ve şiddet olaylarını kapsıyor.
Arapça adıyla Ayn-el Arab, Kürtçe adıyla Kobani, Suriye’nin kuzeybatısında yer alan, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine komşu bir kasaba.
Halep Vilayeti’ne bağlı kasabanın kontrolü, Suriye’de 2011 yılında iç savaşın başlamasından kısa süre sonra Demokratik Birlik Partisi’ne (PYD) geçti.
IŞİD, Eylül 2014’te Kobani’ye karşı kapsamlı bir harekât başlattı.
Türkiye’de bu dönemde, kamuoyunda “çözüm süreci” olarak bilinen süreç devam ediyordu.
IŞİD, Ekim ayında kasabanın çevresinden merkezine doğru ciddi bir ilerleme kaydetmeye başladı.
Bu süreçte, Türkiye’nin farklı kentlerinde “Kobani’ye destek” eylemleri yapıldı.
HDP yetkilileri, krizin başından itibaren Türk yetkilerle çeşitli görüşmelerde bulundu.
HDP’lilerin en önemli taleplerinden biri, Suriye’nin kuzeyindeki diğer bölgeler ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) üzerinden gelecek askeri yardımın ulaşması için Türkiye toprakları üzerinden Kobani’ye bir koridor açılmasıydı.
6 Ekim’de HDP Genel Merkezi, Kobani’yle ilgili olarak Twitter üzerinden sokak protestosu çağrısı yaptı.
Bunun ardından önemli bir bölümü Doğu ve Güneydoğu kentlerinde olmak üzere Türkiye çapında kitlesel sokak eylemleri başladı.
Bu arada Batılı ülkelerin Kobani’ye hava operasyonu da gündemdeydi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Ekim’de Gaziantep’te yaptığı konuşmada, Batılı ülkelere seslenerek IŞİD’e karşı mücadelenin havadan bombardımanla çözülemeyeceğini söyledi.
Erdoğan, “Yerde, kara harekâtı ifa edenlerle işbirliği kurulmadıkça hava harekâtıyla bu iş bitmez. İşte aylar geçti, herhangi bir netice yok. Şu anda Ayn-el Arab da, diğer adıyla Kobani de, buyrun, düştü düşüyor” dedi.
Bu açıklama HDP’den tepki gördü.
8 Ekim’e gelindiğinde gösterilerde şiddet olayları arttı.
Olaylarda hem güvenlik güçleriyle göstericiler hem de bazı yerlerde göstericilerle onlara karşı çıkanlar arasında çatışmalar yaşandı.
Güvenlik güçleri yer yer gerçek mermi de kullanarak müdahale etti; göstericiler ise taş, sopa, molotof kokteyli ve havai fişek kullandı.
Bazı kentlerde eylemcilerle Hür Dava Partisi (Hüda-Par) yanlıları arasında gerilim ve şiddet olayları yaşandı.
Selahattin Demirtaş, 9 Ekim’de Diyarbakır’da bir basın açıklaması yaptı ve protestoları savunurken şiddet olaylarını eleştirdi.
Bunların durması çağrısını yaptı ve tutuklu PKK lideri Abdullah Öcalan’ın da kendilerine ulaşan mektubunda bunu savunduğunu söyledi.
9 Ekim’de olaylar sona erdi.
Resmi açıklamalara göre 35 il ve 96 ilçede yaşanan olaylarda 37 kişi yaşamını yitirdi, 326’sı güvenlik görevlisi 761 kişi de yaralandı.
Bu açıklamalarda, olaylarda 197 okulun yakıldığı, 269 kamu binasının tahrip edildiği, 1731 ev ve iş yerinin yağmalandığı, 1230 aracın da zarar gördüğü belirtildi.
İktidar, ilerleyen yıllarda ölümlerle ilgili olarak sokak eylemi çağrısı yapan HDP’yi suçlayacaktı.
Olaylar üzerinden HDP ile hükümet arasında gerilim yaşanmasına karşın “çözüm süreci” devam etti.
Türkiye, 20 Ekim 2014’te IKBY’ye bağlı Peşmerge güçlerinin destek amacıyla Türkiye üzerinden Kobani’ye geçmesine izin verdi.
28 Şubat 2015’te HDP heyeti ile hükümet yetkilileri, İstanbul Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisinde yaptıkları görüşmenin ardından kamuoyuyla 10 maddelik bir deklarasyon paylaştı.
Ancak 2015 yaz aylarında “süreç” sona erecekti.
Kobani olaylarıyla ilgili ilk soruşturma 2014 yılında başlatıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, olaylarla ilgili soruşturması kapsamında 2 Ekim’de 17 HDP’li siyasetçi tutuklandı.
Tutuklananlar arasında, o dönem gözaltına alındıktan sonra görevinden istifa eden eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen de vardı.
Savcılığın hazırladığı iddianame, 7 Ocak 2021’de Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Dava kapsamında bugüne kadar 30’u aşkın duruşma yapıldı.
Duruşmalar, Ankara’daki Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü’nde gerçekleştirildi.
Dava dosyası 3 bin 530 sayfalık bir iddianame ile 324 klasör delil ve eklerinden oluşuyor.
Sanıkların 29 ayrı suçlamayla 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680’er yıl hapsi isteniyor.
“Adam öldürme”, “yağma”, “kamu görevlisini silahla yaralama”, “bayrak yakma”, “devletin birliğini, ülkenin bütünlüğünü bozma” yöneltilen suçlamalardan bazıları.
Fotoğraf: rudaw.net