Tıpkı bugünlerde olduğu gibi sıcak geçen yaz aylarında serinlemenin vazgeçilmez yollarından olan klima uzun süredir hayatın ayrılmaz bir parçası.
Peki ama bu konforlu cihaz ilk kez ne zaman, kim tarafından ve hangi ihtiyaçla icat edildi? Zamanla nasıl evrildi, fiyatı ve görünümü nasıl değişti?
Modern anlamda ilk klima cihazı, 1902 yılında Amerikalı mühendis Willis Carrier tarafından icat edildi. Aslında Carrier, bu buluşu yaparken serinlemekten ziyade nem kontrolü ihtiyacını çözmeye çalışıyordu. Brooklyn’deki Sackett-Wilhelms Lithographing and Publishing Company adlı matbaa, yüksek nem oranı nedeniyle kâğıtlarda dalgalanma yaşıyor, baskılar düzgün yapılamıyordu. Carrier, bu sorunu çözmek için havadaki nemi kontrol eden bir sistem geliştirdi. İşte bu, tarihin ilk modern klima sistemi oldu.
Carrier’ın geliştirdiği ilk klima, sadece büyük endüstriyel binalara kurulabiliyordu ve fiyatı da erişilebilir değildi. 1920’lerin sonlarında bireysel kullanıcılar için geliştirilen ilk klima, ABD’de yaklaşık 10.000 ila 50.000 dolar arasında satılıyordu. Bu, günümüz parasıyla yaklaşık 150.000 (yaklaşık beş milyon lira) ila 700.000 (23 milyon lira civarı) dolara denk geliyor.

1930’lu yıllarda klima lüks otellerde, sinemalarda ve bazı büyük mağazalarda kullanılmaya başlandı. ABD’de klimalı sinema salonları, yaz aylarında halkın rağbet ettiği ilk “soğutulmuş” kamusal alanlar oldu. Bu dönemde klima aynı zamanda bir statü göstergesi haline geldi.
1950’li yıllarda üretim maliyetlerinin düşmesi ve teknolojinin yaygınlaşmasıyla klima cihazları daha fazla eve girmeye başladı. 1960’larda ABD’de yeni inşa edilen evlerin büyük kısmı artık klimayla donatılıyordu.
Teknolojik ve görsel dönüşüm
- İlk nesil klimalar, büyük, hantal ve çok sesliydi. Duvara monte ediliyor, ciddi güç tüketiyor ve sadece soğutma işlevi görüyordu.
- 1970’ler ve 80’lerde, split sistemlerin ortaya çıkışıyla cihazlar hem daha sessiz hem de daha az yer kaplayan bir forma büründü.
- 1990’lar, çevre duyarlılığının arttığı dönemdi. Bu yıllarda ozon tabakasına zarar veren CFC gazları yerine çevre dostu R-410A gibi gazlar kullanılmaya başlandı.
- 2000’li yıllarda, uzaktan kumandalı, ısıtma-soğutma yapabilen inverter sistemleri yaygınlaştı. Aynı zamanda enerji verimliliği sınıflandırmalarıyla birlikte daha az elektrik tüketen modeller öne çıktı.
- Günümüzde, klima cihazları artık birer akıllı teknoloji ürününe dönüşmüş durumda. Wi-Fi ile kontrol edilebilen, hava kalitesini ölçen, otomatik nem ve sıcaklık dengesi sağlayan cihazlar evlerin konforunu yeniden tanımlıyor. Görsel olarak da cihazlar daha minimalist, duvarla uyumlu ve dekoratif hale geldi.
Türkiye’de durum
Türkiye’de ev tipi klimaların yaygınlaşması 1990’lı yıllarda başladı. Ancak 2000’li yıllarda sıcak hava dalgalarının sıklaşması ve yaşam standartlarının yükselmesiyle birlikte klima artık orta sınıfın da evine girebilen bir cihaz haline geldi. 2024 verilerine göre Türkiye’de her dört evden birinde klima bulunuyor.
Sonuç olarak, klima yalnızca bir soğutma aracı değil, aynı zamanda teknolojik ilerlemenin, sosyal değişimin ve çevresel duyarlılığın bir yansıması. İcat edildiği ilk günden bu yana geçen 120 yılda, serinliğe ulaşmanın yolları da, anlamı da köklü biçimde değişti.
Araba klimaları
Günümüzde neredeyse her arabada bulunan klimaların kullanılmaya başlaması 1933 yılına gidiyor. O tarihte ABD’nin Chicago kentinde bulunan Packard Motor Car Company, lüks araçlarına klima sistemi yerleştirmeyi denedi. Ancak bu sistem çok büyüktü, bagajın büyük kısmını kaplıyordu, verimsizdi ve maliyetliydi. Yani hiçbir açıdan pratik değildi.
1940 yılında yine Packard, “Weather Conditioner” adını verdiği sistemi araçlarında opsiyonel olarak sunmaya başladı. Bu, seri üretimde ilk defa fabrika çıkışı klima sunan otomobildi. Ancak sistem hem büyük hem de kontrolü çok zordu: Klima açıldığında sadece tam güçle çalışıyordu ve iç sıcaklık ayarlanamıyordu.
1953’te Chrysler, “Airtemp” adlı daha gelişmiş bir klima sistemini tanıttı. Bu sistem daha kompakt ve etkiliydi.
1950’lerin sonuna gelindiğinde Cadillac, Buick gibi markalar lüks segmentte klimalı araçları daha yaygın hale getirdi.
1960’ların ortasında özellikle ABD’de klima, birçok otomobilde opsiyonel ya da standart hale gelmeye başladı. Bu dönemde klima sistemi daha küçük, daha enerji verimli ve kontrol edilebilir hale geldi.
1970’lerde petrol krizleri, enerji verimliliğini ön plana çıkarsa da özellikle sıcak bölgelerde klima artık vazgeçilmezdi. Japon markaları (Toyota, Honda, Nissan vb.), daha kompakt ve ekonomik klima sistemlerini geliştirerek dünya pazarına sundu.
İlginç bir not: 1940’ta Packard’ın sunduğu opsiyonel klima sisteminin fiyatı 274 dolar civarındaydı. Bu rakam o dönemin alım gücüyle kıyaslandığında büyük bir meblağdı. 274 doların bugünkü karşılığı 5.500–6.000 dolar civarında.
1990’lardan günümüze, çift ya da üç bölgeli iklim kontrolü, otomatik sensörlü sistemler, havayı filtreleyen HEPA sistemleri, ısı pompası ve elektrikli klima (özellikle elektrikli araçlarda) gibi gelişmiş özellikler standart hale geldi.
Manşet fotoğrafı: hunterconair.com.au
Benzer yazılar:
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: