ABD ve İngiltere Kızıldeniz’de haftalardır ticari gemilere saldırarak seyrüsefer güvenliğini tehdit ettikleri gerekçesiyle geçen hafta Yemen’deki Husilere ait hedefleri vurdu.
Ancak ABD liderliğindeki koalisyonun bu müdahalesinin bölgede tansiyonu artırması bekleniyor. Husiler İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Gazze Şeridi’ne ablukayı kaldırmadığı ve gıda ve diğer temel ihtiyaç malzemelerinin geçişine izin vermediği müddetçe Kızıldeniz’de saldırılarına devam edeceğini söylüyor.
ABD ve İngiltere tarafından yapılan operasyon sonrasında Husilerin yaptığı açıklamada saldırıların yanıtsız kalmayacağı belirtildi.
Husi Siyasi Konseyi üyesi Ali El Kahum X’te yaptığı açıklamada, “Savaş daha büyüyecek… ve Amerikalılar ile İngilizlerin hayal gücünün ve beklentilerinin de ötesinde olacak” dedi.
Husiler 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılar düzenlemesinden sonra Hamas’a destek verdiğini duyurmuş ve Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırılarına başlamıştı.
Yemen’deki iç savaş
DW Türkçe’de yer alan habere göre, Yemen’in kuzeyinde, Suudi Arabistan sınırındaki bir aşiret olan Husiler Şii mezhebinin Zeydi koluna mensuplar.
Husilerin Şii Müslüman olması önemli çünkü bu durum onları bölgede genellikle Şii çıkarlarını temsil ettiği düşünülen İran’a bağlıyor.
Zeydiler Yemen’in üçte birini oluşturuyor. 1990’lardan bu yana ülkede faaliyet gösteren dini-siyasi grup, kurucu liderleri Hüseyin El Husi’nin adına referansla bu isimle anılıyor.
Husilerin de politikalarına karşı çıktığı ve kendisi de bir Husi olan Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in 33 yıllık iktidarına karşı, 2011’de geniş çaplı protestolar patlak vermiş, Salih rejimi devrilmişti.
Husiler Salih rejiminin yerine kurulan yeni Sünni hükümeti ise Zeydi Şiilerini marjinalize etmekle suçlamıştı. Husiler merkezi hükümeti ABD ve İsrail’e çok yakın olmakla eleştirmiş, Suudi “yardakçısı” olmakla suçladıkları Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur Hadi’ye karşı ayaklanarak 2014 yılının sonlarında ülkenin büyük bölümünü ve başkent Sana’yı ele geçirmişti.
Suudi Arabistan da Hadi’ye destek için Husilerle çatışmaya girdi ve 2015’ten bu yana Husilere karşı uluslararası koalisyonun liderliğini yürütüyor. Son olarak 2022’de sağlanan ateşkesten bu yana çatışmalar durulmuştu.
Yemen’deki savaş Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünyadaki en kötü insani felaket olarak niteleniyor.
Neye inanıyorlar?
Husilerin ideolojisi, “Allah büyüktür, ABD’ye ölüm, İsrail’e ölüm, Yahudilere lanet ve İslam’a zafer” sloganlarında ifadesini buluyor.
Batı ve İsrail karşıtı Husiler Yemen’in kuzeyinde katı bir İslamcı düzen kurdular.
1990’lardan bu yana, birbirini izleyen Yemen hükümetleri Filistin devletinin kurulması ve İsrail işgalinin sona erdirilmesi çağrılarını destekliyor. Bu, aslında Orta Doğu’daki çoğu ulusla ortak bir tutum. Ancak Husiler bu pozisyonu daha da radikalleştirdi. Yerel halk da bu gruba sempati duyuyor.
Husiler artık İran hükümetinin en yakın müttefiki olarak görülüyor. Kendilerini, Gazze’deki Hamas, Lübnan’daki Hizbullah ve çeşitli Iraklı paramiliter grupların da dahil olduğu İran liderliğindeki bölgesel bir ittifak olan, “Direniş Ekseni” diye adlandırdıkları hareketin bir parçası olarak görüyorlar.
Almanya’nın saygın düşünce kuruluşu Bilim ve Politika Vakfı (SWP) uzmanı Dr. Hamidreza Azizi, Husiler ve diğer gruplar arasında farklar olduğunu belirtiyor. Azizi DW’ye Husilerin İran’a Hizbullah kadar bağımlı olmadığını söylüyor.
Husilerin İran’dan ne kadar destek aldıkları ya da İran’ın emirlerine ne kadar uydukları tam olarak bilinmiyor. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde savunma ve askeri analizler alanında araştırma görevlisi olan Fabian Hinz DW’ye yaptığı açıklamada, Kızıldeniz’deki gemilere yönelik bu son saldırılarda İran’ın bir rol oynadığının şüpheli olduğunu belirtiyor.
Deniz taşımacılığı tehlikeye girmiş olsa da gözlemciler Husi saldırılarının İsrail’in kendisi için büyük bir askeri tehlike oluşturmadığını belirtiyor.
İngiliz düşünce kuruluşu Chatham House’un Orta Doğu ve Kuzey Afrika programında araştırma görevlisi olan Farea el-Müslimi, saldırıların daha ziyade iç kamuoyuna yönelik bir tür siyasi mesaj olduğunu söyledi.
El Müslimi, “Bu savaş Husi grubunun Filistin yanlısı, İsrail ve Amerikan karşıtı tutumunu yerel halka göstermesi için altın bir fırsat” dedi. Ancak Husilerin eylemlerinin İsrail’in savaşması için önemli yeni bir cephe açmasının pek olası olmadığını da sözlerine ekledi.
Para basıyorlar
BBC Türkçe’deki habere göre, Yemen’in resmi hükümeti Devlet Başkanlığı Liderlik Konseyi. Devlet Başkanı Abdrabbuh Mansur Hadi, yetkilerini Nisan 2022’de bu konseye devretti ve konseyin merkezi Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da.
Ancak Yemen halkının büyük bölümü Husi kontrolü altındaki yerlerde yaşıyor. Husiler ülkenin kuzeyinde vergi topluyor ve ayrıca para da basıyorlar.
BM Güvenlik Konseyi’nin Husi hareketi uzmanı Ahmed el Bahri’ye atfettiği açıklamada, Husi hareketinin 2010 itibarıyla 100 ila 120 bin üyesi olduğunu ve silahlı birliklerle, silahsız destekçilerden oluştuğunu belirtmişti.
BM ayrıca, 2020’de Husi isyancıların saflarına kattığı yaklaşık 1500 çocuğun öldüğünü, takip eden yıllarda da yüzlercesinin hayatını kaybettiğini söylüyor.
Husi isyancılar, gemilere saldırı düzenledikleri Kızıldeniz kıyılarının büyük bir kısmını da ellerinde tutuyor.
El Omeysi, bu saldırıların Suudi Arabistan ile yürütülen müzakereler üzerinde etkisi olduğunu da söylüyor.
“Suudilere Kızıldeniz güzergahını kapatabileceklerini göstererek, istedikleri ödünler için Suudilere daha fazla baskı yapıyorlar.”