Ukrayna ile ABD heyetleri arasında Cidde’de yapılan görüşmeyle, Kiev hemen devreye girecek şekilde 30 günlük bir ateşkesi kabul etmeye hazır olduğunu açıkladı. Ancak görüşmeden çıkan sonuçlar, henüz “yolun başında” olunduğunu gösteriyor.
BBC Diplomasi muhabiri Paul Adams, Cidde’deki görüşmelerden öne çıkan detayları analiz etti:
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun deyişiyle “Topun artık Rusya’da olması” önemli bir an.
ABD ve Ukrayna’nın ortak açıklamasında belki de en önemli nokta, “ABD’nin, barışın gelmesi için Rusya’nın tavrının kilit rolde olacağı konusunda Moskova’yla iletişime geçeceği” ifadesi.
Geçtiğimiz haftalarda Donald Trump’ın Ukrayna’dan ne beklediğini ve Beyaz Saray’ın ne kadar “dobra” davranabileceğini yeterince gördük. Şimdi görünen o ki sıra Rusya’nın niyetinin kamuoyu karşısında test edilmesine geldi.
Donald Trump’ın Vladimir Putin ile münasabeti şimdiye kadar belirsizliklerle dolu oldu. Zelenski’ye uygulanan baskıyı dengeleme doğrultusunda net bir sinyal verilmiş değil. Salı günkü ABD-Ukrayna açıklaması da Trump’ın Zelenski’ye yönelik tavrının aniden değiştiğini göstermiyor. Yıllara dayalı, karşılıklı bir güvensizlik var.
Öte yandan, Beyaz Saray’daki sert karşılaşmanın yarattığı yakışıksız ortamın, gerçek barış sürecinin başlamasıyla dağılmakta olduğu söylenebilir. ABD’nin Ukrayna’yla istihbarat paylaşımı ve güvenlik desteğinin birkaç günlük duraklama sonrası yeniden başlaması, Rusya üzerindeki baskıyı artırabilir.
Henüz yolun başındayız, anlaşmanın detaylarının büyük kısmı müzakerelerle netleşecek. Açıklama Ukrayna’nın uzun erimli güvenlik beklentileriyle ilgili ve savaşa son vermek üzere genel vurgulara sahip. Ancak son paragraftaki ifadeler, Washington’ın Ukrayna’daki minerallerle ilgili görüşünü yansıtıyor. Buna göre güvenliği sağlamanın yolu, Kiev’in beklediği askeri güvencelerden ziyade, tartışmalı değerli maden ve mineral anlaşmasından geçiyor.
Tamamen ticari bir düzenleme olan mineral anlaşmasının Rusya’nın düşmanca hamlelerini önlemekte nasıl iş göreceği konusu, aydınlatılmayı bekliyor.
Açıklama ayrıca Ukrayna heyetinin, “Avrupalı ortakların da barış sürecine dahil edilmesi” vurgusunu içeriyor, ancak Washington’ın bu konudaki görüşüne yer verilmemiş.
Suudi Arabistan’daki bu toplantı, sallantılı geçen son günlerin ardından bir “sıfırlama” işlevi görebilir. Ancak ABD ve Ukrayna’nın bundan sonrası için tamamen aynı noktada olduğu anlamına gelmiyor.
Eğer Zelenski bundan sonrası için şüphe duyarsa, geleneksel diplomatik kalıpları çok da umursamayan gelgitli bir Amerikan başkanıyla yüzleşeceğini artık biliyor. Topu Rusya’nın sahasında tutmak için elinden geleni yapacak, ancak topun yine kendi sahasına gelebileceğinin de farkında olacak.
BBC’nin Kuzey Amerika kıdemli muhabiri Anthony Zurcher ise Trump’ın “yöntemini” ve bu anlaşmaya yansımalarını analiz etti:
Henüz kalıcı barışa uzun bir yol olduğu için, bunu bir dönüm noktası olarak adlandıramayız. Ancak Salı günü ABD ile Ukrayna arasında “ateşkes” bağlamındaki anlaşma, kaydadeğer bir değişimi temsil ediyor.
Daha bir hafta önce, Zelenski ve Trump’ın Beyaz Saray’daki tatsız buluşmasından sonra ABD Ukrayna ile istihbarat paylaşımı ve askeri yardımı askıya almıştı.
ABD’li ve Ukraynalı diplomatların bu sürede ilişkileri geliştirmiş olmaları, Trump’ın esip gürlemeleri ve hakaret savurmalarına rağmen her zaman müzakere yapmaya açık olduğunun başka bir göstergesi oldu.
Onun için, gözdağı ve tehdit genellikle müzakerenin doğal bir parçası olageldi.
Ancak bu açıktan tehdit ve taviz arasında gidip gelen stratejinin riskleri de var. Trump’ın bu yöntemiyle birlikte (ve Amerika’nın kuzey komşusu ve en büyük ticari ortağı Kanada’ya gümrük vergileriyle) Amerikan borsasındaki düşüş açık şekilde görülebiliyor.
Ukrayna’ya dönersek, Kiev Rusya’yla sınırlı bir süre için ateşkese yeşil ışık yaksa da, değerli mineral yataklarıyla ilgili henüz bir netleşme yok.
Trump bunları ne kadar istediğini net bir şekilde ortaya koydu ve bu konu yoldaki engellerden birisi olabilir.
Rusya’nın 30 günlük ateşkesi kabul edip etmeyeceği de belirsiz. Trump ekibinin Putin’i ikna etmek için ne kadar çaba göstereceği bir başka karanlık nokta.
Aynı strateji bir kez daha işleyecek mi? Ya da Trump müzakere yöntemlerine başka bir araç mı eklemek zorunda kalacak? Bunu göreceğiz.
Öte yandan Trump bu savaşı üç yıl sonra bitirebilecek tek kişi olduğu yönündeki vaadinde ilerleme kaydetmiş durumda.
Bunun için cüretkar bir performans ortaya koyuyor. Başarması, barışı getirebilir. Başarısız olması ise insan hayatına mal olacaktır.
Cidde’deki görüşme sonrası neler yaşandı?
Ukrayna, ABD ile yapılan görüşmelerde, hemen devreye girecek şekilde 30 günlük bir ateşkesi kabul etmeye hazır olduğunu açıkladı. ABD heyetine başkanlık eden Dışişleri Bakanı Marco Rubio bu gelişme sonrası “topun Rusya’da olduğunu” söyledi.
Donald Trump, bu gelişme sonrası Zelenskiy’i tekrar Beyaz Saray’a davet etmeye açık olduğunu söyledi.
Trump sözlerinin devamında “Umarım Başkan Putin de (ateşkesi) kabul edecek” dedi.
Taraflar Suudi Arabistan’ın başkenti Cidde’de süren sekiz saatlik bir görüşme maratonu sonrası bu noktaya ulaştı.
Buna göre Ukrayna, Rusya’nın da kabulü halinde, ABD’nin 30 günlük ateşkes teklifini kabul edeceğini taahhüt etti.
Gelişme sonrası konuşan Dışişleri Bakanı Rubio, Rusların da ateşkes teklifini kabul etmelerini umduğunu söyledi.
Marco Rubio, Moskova’nın ateşkesi kabul etmemesi olasılığına ilişkin soruya, “Maalesef burada barışa engel olan şeyin ne olduğunu öğreneceğiz” yanıtını verdi.
Anlaşma sonrası açıklama yapan Zelenski de “Rusya’yı ikna etmek ABD’ye kaldı” mesajı verdi.