“Efendim, Kaz Dağları’nı yok ediyorlar. Kalan kısmı da talan ediyor. Hiçbir şey yapamamanın çaresizliğini, acısını yaşıyorum. Doğamızı bozdular, iklimimizi bozdular. Eskiden serin olan hava şimdi nem ve sıcaktan bunaltır hale geldi. Cengiz Holding’in kesimi devam ederse dünyanın en yüksek oksijen dağları olan Kaz Dağları’nın bir önemi kalmayacak. Günlerdir 1 milyon ağaca kadar kesim yapılacağı söyleniyor…” Bu mesaj Kaz Dağları civarında yaşayan emekli bir yurttaşımızdan geldi.
Başta yörede yaşayan yurttaşlar, kesime, muhalif siyasilerden, STK’lerden büyük tepki var. Cengiz Holding’ in bakır madeni açmak için 1 milyon ağacı katledeceğini öne süren CHP’li vekiller ve belediye başkanları maden sahasında açıklama yaptılar. 9 Kasım’da “Kaz Dağları İçin Büyük Buluşma” adı altında düzenlenen mitingde, Kaz Dağları’nın üstünün altından daha değerli olduğu, vahşi madenciliğe teslim edilemeyeceği vurgulandı. Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, yörenin ekosistem açısından önemine işaretle, Cengiz Holding’e verilen ruhsatların iptalini istedi. Sözcü TV’ye konuşan İYİ Parti milletvekili Turhan Çömez de, yapılan itirazlara rağmen Cengiz Holding’in iktidardan aldığı güçle maden araştırması yapacağı alanı daha da genişlettiğini, dünyanın en güzel coğrafyalarından biri olan Kaz Dağları’nın rant uğruna acımasızca talan edildiğini, orman katliamına, ranta ve talana dur demek için partili arkadaşlarıyla bölgeye gittiklerini, mücadelelerinin süreceğini belirterek, tüm muhalefet milletvekillerinin de bu mücadelenin içinde yer almalarını istedi. Eski Çevre Müsteşarı Firuz Demir Yaşamış da, “Maalesef çok acı… Kaz Dağları gibi bir ekosistemin zarar görmesine izin verilmemeli. Eski bir çevre müsteşarı olarak gelişmelerden çok üzüntü duyuyorum” diye konuştu.
Cengiz Holding’in bu tepkileri göze alarak neden bu işe kalkışmış olabilir? Araştırmacı gazetecilerimizden Bahadır Özgür’ün Gazete Duvar’da (4 Kasım) bu konuda dikkat çekici bir yazısını okudum. Özgür, nedenlerini özetle şöyle açıklamış:
“Çanakkale’nin Bayramiçi ilçesine bağlı, Kaz Dağları’nın eteklerinde kurulu on köy, Halilağa Bakır ve Altın Madeni’nin gazabına uğrayacak.Çünkü 600 dönümü kapsayan maden sahası, 6 bin dönüme çıkarıldı. Sular zehirlenecek. Meralar kuruyacak. Cengiz Holding Kaz Dağları’nın eteğindeki 1 milyon ağacı bakır çıkarmak için kesiyor.
Bu konuda elektrikli araçlar için batarya malzemeleri üreten Kanadalı teknoloji şirketi Novonıx ile 8 Ekim’de bir stratejik iş birliği anlaşması yapmış. Uluslararası sermayenin gözdesi Cengiz Holding 2020 yılında da İngiltere’nin teknoloji şirketi ICoNiChem’i satın almış. Kobalt ve nikel tozları üretiyor. Özellikle elektrikli araçların bataryaları için önemli ürünler. Cep telefonundan bilgisayara ,askeri sanayiden uzay araçlarına geniş bir kullanım alanı var.
Şirketin kullandığı hammaddelerin tamamı Türkiye’de çeşitli yörelerdeki bakır ve nikel madenlerinin işlenmesinden elde edilen kobalttan geliyor. Kobalttan 13 farklı ürün elde ediliyor. Katma değerli ürün, İngiltere’nin hesabına yazılırken, bize de ağaç katliamı, suların zehirlenmesi, kiri, pası kalıyor. Cengiz’in üretimi sayesinde İngiltere en büyük 12’nci kobalt ihracatçısı oldu.
ABD Jeoloji Araştırması 2024 raporuna göre dünyanın en büyük kobalt tedarikçisi ilk on ülke arasında Türkiye de (2 bin 800 ton) yer alıyor. İngiltere Jeoloji Araştırmaları 2021 raporunda ise, yeni ticaret savaşında hammadde tedariği için İngiltere’nin Balkan ülkeleri ile özellikle Türkiye’deki zengin kaynaklara yönelmesi gerektiği vurgulanıyor. Türkiye’de tesbit edilen bakır ve nikel yatakları sayesinde kobalt üretiminin 10 bin metrik tona çıkabileceği işaret ediliyor.
Halilağa madenine yer açmak için 1 milyon ağacı neden ve kimin için kestiklerinin yanıtı burada: Refahı yabancıya, sefaleti bize…
Ne korkuyorlar ne de utanıyorlar…“
Doğa katliamına karşı “Hiçbir şey yapamamanın çaresizliğini, acısını yaşıyorum” diye mesaj atan emekli yurttaşımızı teselli edebilecek bir söz bulamıyorum ve bu yazıyı kaleme alıyorum.
İktidar doğa katliamı konusunda sessiz…
Aziz vatanın topraklarının, ormanlarının vahşi kapitalizme, vahşi madenciliğe peşkeş çekilebildiğine tanıklık ediyoruz…
Fotoğraf: Medyascope