İsrail ile Hamas arasında rehinelerin takası ve dört günlük ateşkes sağlanması konusunda anlaşmaya varılması, iki taraf arasında arabuluculuk yapan Katar’ı, bu kritik rolde gösterdiği başarıyla bir kez daha manşetlere çıkardı. Daha önce Hamas’ın elinde bulunan bir grup rehinenin serbest bırakılmasında rol oynayan küçük ama doğal gaz zengini ülkenin, arabulucu güç olarak statüsü daha da güçlendi.
Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mecid el Ensari, AFP’ye yaptığı açıklamada Çarşamba sabahı varılan ateşkes anlaşmasının ülkenin fevkalade diplomatik konumunun altını çizdiğini söyledi. El Ensari, “Bu bizim yapabileceğimiz ve başka kimsenin yapamayacağı bir şey ve tüm yeteneklerimizi kullanıyoruz. Tüm ülkeyi buna yönlendirdik. Eğer işe yaramazsa, kıyamet kopar” dedi.
Son dönemde arabuluculuk rolünde gösterdiği performansla Katar, Batılı güçler tarafından rehine krizi gibi durumlarda çözüm için aranan ülke konumunda. Zira, Emirlikle yönetilen ülke, geçen Eylül ayında İran’da rehin tutulan beş ABD vatandaşının serbest bırakılmasında da sahnedeydi.
Bugüne kadar İsrail ile Filistinli gruplar arasında geleneksel arabuluculuk rolünü Mısır’ın yürüttüğü; Türkiye’nin de arabuluculuk isteğini sık sık dile getirdiği bir ortamda rehine krizinin çözümü için odak noktası Katar oldu.
Katarlı yetkili El Ensari, ülkesinin perde arkasında İsrail ve Hamas’la birlikte bir üçgen oluşturduğunu belirterek, Katarlı diplomatların dünyanın farklı noktalarında bulunan rehinelerin yakınlarıyla bir araya geldiğini kaydetti. El Ensari, “Şu anda yakınlarına ne olduğunu bilmedikleri için her gün acı çeken çocuklar, kadınlar ve aileler var. Bu da üzerimizdeki görev duygusunu tazeliyor” dedi.
Katar, 2012’den bu yana Hamas’ın siyasi bürosuna ve örgütün siyasi lideri İsmail Haniye’ye ev sahipliği yapıyor. Körfez bölgesindeki en büyük ABD askeri üssü de bu ülkede bulunuyor.
Cenevre merkezli Arap Dünyası ve Akdeniz Çalışmaları ve Araştırmaları Merkezi (CERMAM) Direktörü Hasni Abidi, Katar’ın Hamas’ın siyasi liderliğine ev sahipliği yapıyor olmasının diğer arabulucu adaylarına göre başlıca avantajı olduğunu vurguluyor.
Katar’ın Gazze’nin ihtiyaçlarının giderilmesi için uzun süredir yaptığı para yardımları, abluka altındaki bölgeyi yöneten Hamas’ın memur maaşlarını ödeyebilmesine de katkı sağlıyor. Şimdiki Emir’in babası olan önceki Katar lideri Hamad Bin Halife el Sani 2012’de Gazze’yi ziyaret etmişti.
Katar’ın, Hamas ve onun silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları adına müzakere yetkisine sahip tek unsur olduğunu hatırlatan uluslararası ilişkiler uzmanı Abidi, ancak bunun bazı riskler barındırdığını, Gazze’deki çatışmaların başlamasından iki hafta sonra ABD’nin Körfez’deki müttefikini “Hamas’la artık her zamanki gibi iş yapılamayacağı” konusunda uyardığını belirtiyor.
2017 yılında, Suudi Arabistan öncülüğündeki Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır gibi ülkeler, Hamas ve Müslüman Kardeşlere destek verdiği ve İran’la bağları nedeniyle Katar’la ilişkilerini kesmiş ve Doha yönetimine üç yıl boyunca diplomatik ve ekonomik ambargo uygulamıştı.
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırılarda 1200 kişi hayatını kaybetmiş, bazıları asker 240 kişi de rehin alınmıştı. İsrail 75 yıllık tarihinde gördüğü bu en büyük saldırıya Gazze’yi haftalarca havadan bombaladıktan sonra, şimdi de kara operasyonuyla karşılık veriyor. Gazze’deki Sağlık Bakanlığının verilerine göre İsrail’in saldırılarında ölen Filistinlilerin sayısı ise 14 bini geçti.
Çatışmaların yoğun bir şekilde devam ettiği dönemde, bölgedeki gerginliğin azaltılmasına yönelik ilk umut ışığı 21 Ekim’de ABD’li rehineler Judith Tai Raanan ve kızı Natalie Shoshana Raanan’ın serbest bırakılıp İsrail’e iade edilmesiyle belirdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 2 rehinenin serbest bırakılmasın oynadığı rol nedeniyle Katar’dan övgüyle söz etti. Daha sonra iki İsrailli daha serbest bırakıldı.
Katar’ın arabuluculuk konusunda ön plana çıktığı bir başka süreç de Taliban’la oldu. Katar yakın geçmişte, ABD’nin onayıyla Taliban’ı Doha’da bir büro açmaya davet etmiş, devam eden süreçte Amerikan güçlerinin 2021’de Afganistan’dan çekilmesini müzakere etmeyi mümkün kılmıştı.
Katar ayrıca 2013 yılında Yemen’de kaçırılan İsviçreli öğretmenin ve aynı yıl Mali’deki rehinelerin serbest bırakılmasında da rol oynadı. Son olarak 16 Ekim’de, tüm gözler Gazze’deyken Katar, Ukrayna’nın işgali sırasında Rusya tarafından kaçırılan çocukların ülkelerine geri gönderildiğini açıkladı.
Katar’ın arabuluculuk konusunda ulaştığı tüm bu sonuçlarla, beş yıldan uzun bir süre Hamas tarafından alıkonulan İsrailli asker Gilad Şalit’in 2011 yılında serbest bırakılmasını sağlayan Mısır’ı büyük ölçüde gölgede bıraktığı düşünülüyor.