İlhan İlmenöz
Gezmek, görmek, yeni coğrafyalar keşfetmek ve bunları yaparken yeni bilgiler öğrenmek insanoğlunun en temel özelliklerindendir. Gezerken yeni yerler görmek, yeni insanlarla, farklı kültürlerle tanışmak ve gezilen yerlere, eserlere dair öyküler dinlemek, farklı mutfaklar ve yöresel tatlar denemek de işin bir başka artısı.
Yaşadığımız kenti ve yakın çevresini tarihiyle, edebiyatıyla, kültürüyle, sanatıyla, ekonomisiyle ne kadar tanıyoruz? Kentimizde hangi mimari eserlerin olduğunu, geçmiş yüzyıllarda buralarda kimlerin yaşadığını ve bizlere hangi kültürel mirasları bıraktığını ne kadar biliyoruz? Aynı kent sınırlarında farklı coğrafyalarda yaşadığımız insanların yaşam biçimleri hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz?
Bütün bunları yazılı ve görsel çeşitli araçlardan da öğrenmek mümkün ama bizzat gezerek, yerinde görerek, hikayelerini dinleyerek öğrenmek çok daha farklı oluyor.
Hepimizin her gün önünden geçtiği ama fark edemediği eserler/yapılar ya da “nasıl olsa bu kentte yaşıyorum bir gün elbette gezerim” diyerek ertelediği yerler vardır. Gezip görmek deyince nedense aklımıza kendi kentimiz öncelikli olarak gelmez, daha uzakları düşünürüz.
Tabii ki günümüz ekonomik koşullarında bu tür gezilerin ekonomik bir maliyeti var ve bir de zamanınız olması gerekir. Ayrıca bazı yörelere kendi olanaklarımız ile gitmek her zaman pek mümkün olmuyor.
İşte İzmir Büyükşehir Belediyesinin 2015 yılından itibaren düzenlediği “Kent Turları” bu anlamda gerçekten çok büyük övgüyü ve alkışı hak ediyor. Özellikle Tunç Soyer göreve geldikten sonra oluşturulan “Dış İlişkiler ve Turizm Dairesi Başkanlığı” tarafından organize edilen ve çeşitlendirilen bu ücretsiz turlar İzmir’in farklı yörelerine düzenli olarak yapılıyor. Açıkçası böyle bir birimin ve belediye turizm ofislerinin varlığından benim de bu turlar sayesinde haberim oldu.
2015 yılında sadece kent merkezinde Basmane-Kadifekale-Homeros Vadisi-Çamaltı Kuş Cenneti gibi birkaç rota ile başlayan turlar bugün hem sayı olarak arttı hem de kent merkezi dışına oluşturulan yeni rotalarla zenginleştirildi.
Kentlilik bilincinin gelişmesi ve bu kentte yaşayanların yaşadıkları yerleri daha iyi tanıması ve sahip çıkması açısından bu turların çok önemli bir proje olduğunu düşünüyorum. Ayrıca aynı kentte farklı coğrafyalarda yaşayan bireylerin birbirlerini tanıması ve ekonomik canlılık sağlaması açısından da değer taşıyor. Özellikle kırsal kesimlere, farklı köylere yapılan bu tür gezilerin çoğaltılmasında büyük yarar var.
Yerel yönetimleri yapamadıkları veya yanlış yaptıkları konularda eleştirmeyi nasıl bir görev olarak biliyorsak doğru yaptıkları işleri de dile getirip haklarını vermek gerekir. Bu anlamda “kent turları” projesiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi Turizm Daire Başkanlığı görevlileri ve Tunç Soyer başkan övgüyü ve alkışı hak ediyor.
Bu turlara nasıl katılabilirsiniz ve nerelere gidebilirsiniz isterseniz biraz bunlardan bahsedeyim. Daha sonra da katıldığımı turlarla ilgili deneyimlerimi paylaşayım.
Ücretsiz olan bu turlar bahar ve güz dönemi diye iki farklı zamanda düzenleniyor. Bahar dönemi nisan ayında başlayıp haziran ortalarında bitiyor. Güz dönemi ise eylülde başlayıp aralık sonuna doğru bitiyor. Bir dönemde aynı tura birden fazla kez katılamıyorsunuz.
Turlara kayıt yaptırmak için İzmir Büyükşehir Belediyesi internet sitesinin “kültür ve sanat” başlığı altında “kent ve kültür gezileri” (*) bölümüne tıklayarak gereken bilgileri öğrenir ve istediğiniz tura kaydınızı yaptırabilirsiniz.
Her pazartesi ve perşembe günü saat 09.00’da kayıtlar yenileniyor. Asil ve yedek kayıt şeklinde yapılan düzenlemede turdan bir gün önce turizm ofisi yetkilileri tarafından aranıyor ve tura katılıp katılamayacağınız soruluyor. Eğer siz gelemiyorsanız yedek listeden biri sizin yerinize alınıyor.
Pandemi koşullarında ve turun özelliğine genellikle 20-25 kişinin bazen de 30 kişinin katılımı ile düzenlenen turlarda sizlere İzmir Rehberler Odası’na bağlı profesyonel rehberler ve turizm ofisinden bir görevli eşlik ediyor.
Sabah Kültürpark içindeki eskiden Pakistan pavyonu olarak bilinen ve şu anda İzmir Tourism Info olarak faaliyette bulunan binanın önünde belirlenen saatte buluşuyor ve hemen Lozan Kapısının önünde bekleyen araçlarla yolculuğa başlıyorsunuz. Dönüşte yine aynı yerde geziyi sonlandırıyorsunuz. Turlar genellikle 08.30-09.00’da başlıyor, saat 15.00 civarı dönüşe geçiliyor.
Peki bu turlarla hangi rotalara gidebilir, neler yapabilirsiniz? Önce kent merkezinden başlayalım: İzmir’de yaşayanlar ya da İzmir’e gelmiş olanlar bilir, Kemeraltı İzmir”in en eski çarşılarından olup çok farklı kültürel miraslara sahip bir bölgedir. Burada farklı rotalarda düzenlenen turlarda çeşitli anıtları, heykelleri, farklı dinlere ait ibadethaneleri, hanları, hamamları, pasajları, çeşitli yiyecek ve içecek mekanlarını gezip görebilir rehberinizden bunların ilginç hikayelerini dinleyebilirsiniz.
Aynı şekilde Anafartalar Caddesi, Tilkilik, Basmane rotasında belki her gün önünden geçtiğiniz ama fazla dikkat etmediğiniz ya da hikayesini bilmediğiniz bu kente dair ilginç bilgiler edinebilir, çeşitli gözlemlerde bulunabilirsiniz.
Kültürpark’ı tanıtan bir tura katıldığımda “ben buraya yıllardır haftada 2-3 gün geliyorum, bilmediğim ne olabilir ki?” diye düşünmüştüm ama usta şairimiz Nazım Hikmet’in bir heykelinin de Kültürpark içinde olduğunu bu gezi sırasında öğrenmiş oldum.
Karşıyaka turunda ise Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde hanımın kabrini ziyaret edebilirsiniz. Yine bu turda Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ın ailesine ait olup annesi Zübeyde Hanım’ın da son günlerini yaşadığı bugün anı evi olarak ziyarete açılan Latife Hanım köşkünü gezerek bu döneme ait bilgiler edinebilirsiniz. Aslına uygun olarak restore edilen anı evinde; Mustafa Kemal Atatürk, annesi Zübeyde Hanım ve eşi Latife Hanım’ın balmumu heykellerini görebilirsiniz.
Yine İzmir merkezde olan bir başka tur da “Bir günde 8500 yıllık tarih turu” gerçekten görülmeye değer. İnsanın yaşadığı kentin tarihini, geçmişini ve gelişimini bilmesi önemli. Eğer tarih ve arkeolojiye ilgi duyuyorsanız bu tur tam size göre. İzmir’in en eski yerleşim alanlarına zaman yolculuğu yapıyor o dönemlerdeki insanların yaşam biçimlerini öğreniyor ve çeşitli mitolojik öyküler dinliyorsunuz.
İzmir’in en eski yerleşimi olarak bilinen Yeşilova höyüğü ve müzesi günümüzden 8500 yıl önceki neolitik dönem insanlarının yaşamlarına ışık tutuyor. Bizzat burada görevli arkeologlardan yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler almak bulunmaz bir fırsat. Kazı alanı çevresinde oluşturulan mini köy evleri çok iyi düşünülmüş ve burayı gezen öğrencilerin o döneme dair bilgiler edinmesinde çok yararlı oluyor.
Yine bu turda daha sonra Bayraklı’daki Symirna Höyüğü ve Mezarlıkbaşı’ndaki Agora ile geçmişten günümüze doğru tarih yolculuğunuzu tamamlıyorsunuz.
“Ben tarihle pek ilgili değilim, doğayı, açık alanları, temiz havayı severim” diyorsanız “Kozak Yaylası ” turu tam size göre. Bergama-Ayvalık arasında yer alan ve çam fıstığı ile meşhur olan Kozak yaylasında gidilen 3 köye birçok kişinin kendi olanakları ile gitmesi pek mümkün değil.
Kozak turunda, Yukarıbey-Göbeller ve Demircidere köylerini görebilir çam fıstığı, bal, zeytin, zeytinyağı, peynir vb. doğal ürünler bulabilirsiniz. Ayrıca Göbeller köyü muhtarı sayesinde çam ağaçları arasında yapılan doğa yürüyüşüne katılabilirsiniz. Bu turda köylü kadınların kendi elleri ile yaptığı gözleme-ayran ile açık havada karnınızı doyurabilir, bahçeli köy kahvelerinde çayınızı yudumlayabilirsiniz.
Bu gezilerin bence en önemli yararlarından biri de aynı kentte farklı lokasyonlarda yaşayan insanların birbirlerini tanımasına, alışveriş yapmalarına yani bir anlamda yöre insanlarına ekonomik katkıda bulunmasına yol açıyor. Kırsal kesimde yaşayan insanların turizme bakışlarının değişmesi ve onlara yeni gelir kapıları açısından da önemli. Özellikle kadınların emeklerini değerlendirerek aile ekonomisine katkıda bulunmalarının onların kişisel gelişimine ve ö zgüvenine de katkı sağladığını düşünüyorum.
Kozak Yaylası dışında ayrıca Bergama turu da var. Bu turda Asklepion Ören yerini, Serapis Tapınağını (Kızıl Avlu), Yıldırım Bayezid döneminde yapılan Ulu Camiyi, Roma köprülerini, Bergama Müzesini ve tarihi Bergama evlerini gezebilirsiniz.
İsterseniz eski çarşıda Bergama’ya özgü patlıcan çığırtması veya köfte yiyebilir ya da meşhur Eşref Amca’ya uğrayıp ballı kaymaklı, sütlü kahvaltısını deneyebilirsiniz. Dönerken Salepçioğlu Helvacılık’tan tahin ya da tahin helvası almayı da unutmayın derim.
Ülkenin en büyük çiçekçilik merkezlerinden biri olan Bayındır turunda Cuma Pazarında alışveriş yapabilir, Büyükşehir Belediyesinin katkıları ile restorasyonu yapılan eski Bayındır evlerini fotoğraflayabilirsiniz. Her türlü taze ve kurutulmuş çiçek bulabilir, yakınlarınıza hediye alabilirsiniz. Yine bu tur kapsamında Turan köyünü de gezebilirsiniz.
İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı Sığacık-Teos turunda ise hepsi birbirinden renkli ve şirin Kaleiçi mekanları gerçekten hoşunuza gidecektir. Yine bu turda Teos Antik kenti ve limanını da görebilir, Sığacık sahilindeki kafelerde çay-kahve içebilirsiniz.
Özellikle bu yıl turların zenginleştiğini ve farklı rotaların çoğaldığını görüyoruz. 2015″ten beri bu turlara katılan biri olarak özellikle ilçelere yapılan turların gerçekten çok güzel olduğunu ve hepsinin birbirinden farklı değerler taşıdığını söyleyebilirim. İlgi alanınıza göre mutlaka size uygun bir tura katılabilirsiniz.
Bir başka tur olan Urla turunda ise Klazomenai Ören yerinde yaklaşık 2500 sene önceki teknoloji ile zeytinyağı üretilen bir zeytinyağı işliğini görebilir, Urla sahili ve kent merkezinde güzel bir gün geçirebilirsiniz. Yine bu tur kapsamında Türkiye’nin ilk köy tiyatrosuna sahip olan Bademler köyünü gezip kooperatif ürünlerinden alışveriş yapabilirsiniz.
Birgi-Ödemiş turunda bir zamanlar Aydınoğulları’na başkentlik yapmış olan Birgi köyü yüzyıllardır hiç değişmemiş dokusu, taş evleri ve tarihi yapılarıyla sizi karşılayacaktır. Tarihi camisi, hamamı, medreseleri, türbeleri, evleri ile adeta geçmiş yüzyıllara ait bir film stüdyosu gibi olan Birgi’de zaman bulursanız Baba Lokantasına uğrayın ya da meşhur Tokoğlu Fırınından nohut mayalı ekmek alın. Ödemiş merkezde meşhur Töngül pidesi veya Ödemiş köftesi yiyebilir, Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi’nde zaman yolculuğu yapabilirsiniz.
Tüm bu gezilerle ilgili bilgiler almak, fotoğraf ve videoları görmek isterseniz intagramda @izmirtourisminfo adlı hesabı takip edebilirsiniz.
Sonuç olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi Turizm Müdürlüğü tarafından organize edilen bu turlar her yıl değişiyor, gelişiyor, zenginleşiyor. Ancak bu turların yapılmasında gerçekten çok büyük bir emek olduğunu söylemek gerek. Gezilere katılınca bunu çok daha iyi anlıyorsunuz.
Gidilecek yerlerin seçimi, güzergahlar, buralarda yapılacaklar, araç sağlanması, rehberler odası ile yapılan işbirliği, katılacakların organizasyonu, aranması vs. hepsi düzenli ve titiz bir çalışma gerektiriyor. Bizlere gezerken güzel gelen her şeyin düzenlenmesinde yani işin mutfak kısmında büyük bir çalışma ve özveri olduğu kesin.
Bu anlamda emeği geçen herkese, İzmir’i bir dünya ve turizm kenti haline getirmeye çalışan başkan Tunç Soyer’e, Turizm Şube Müdürlüğü çalışanlarına, Pakistan pavyonunda görevli İzmir Turizm Ofisleri yetkililerine teşekkür ediyorum.
Manşet fotoğrafı: Sığacık Kaleiçi
(*) http://kultursanat.izmir.bel.tr/Sayfalar/Sayfa/KentVeKulturGezileri