Ses, yayılmak için maddesel bir ortama ihtiyaç duyar.
Maddesel bir ortam bulunmadığından uzayda sesin ilerlemesi ve bize ulaşması beklenmez. Evrendeki farklı kozmik cisimlerin özellikle Hubble Uzay Teleskobu ve onun ardılı uzay teleskoplarıyla elde edilen verilerle oluşturulan görüntülerini ise yıllardır izliyoruz. Peki bu görüntüleri göremeyenlere evren ve bu cisimler nasıl anlatılabilir? Bunun için kullanılan çok farklı yöntemler bulunuyor.
2020 yılında Chandra X-Işın Merkezi’nde çalışan uzmanlar, NASA’da astronomik verileri sese dönüştürmek amacıyla bir çalışma başlattılar. Evreni anlamaları için görme engellilerin kullanımına sunulan 3D modelleme ve baskı gibi yöntemler koronavirüs pandemisi nedeniyle devre dışı kalmıştı. Proje işte bu soruna çözüm olarak geliştirildi. Tamamen dijital olan astronomik gözlem verilerinin sese dönüştürülmesi çok ilgi gördü.
Projede astrofizikçilerle beraber müzisyenler de görev aldı. Çalışmalarda, NASA’nın Chandra X-Işın Gözlemevi, Hubble Uzay Teleskobu veya James Webb Uzay Teleskobu gibi teleskoplarla elde edilen farklı dalga boylarındaki gözlem verileri insan kulağının duyabileceği frekanslara çevrildi. Kozmik cisimler veya belirli bir alanı kapsayan görüntülerde yer alan cisimler, parlaklıkları, kapladıkları alanlar ve diğer bilimsel bazı özellikler dikkate alınarak kozmik manzarayı hissettiren seslere dönüştürüldü.
Görüntülerden elde edilen besteler, farklı dinleyicilerin beğenisini topladı. Özellikle görme engelli bireylerde yüksek öğrenme kazanımları yanında keyif alma ve öğrenme isteğinin artması gibi olumlu değişimler gözlendi.
Görüntülerin bestelerini dinleyen meraklıların sayısının hızla artması nedeniyle bu uygulamaların sayısı da gittikçe artıyor. Böylece evreni merak edenler sadece teleskoplarla elde edilen görüntüleri incelemekle yetinmeyebilirler çünkü onu artık dinlemek de mümkün.
(Prof. Dr. Faruk Soydugan, bilimgenc.tubitak.gov.tr)