Perşembe, 4 Eyl 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
ManşetSerbest Kürsü

İsrail’in çok katmanlı Dürzi politikası

Metin Duyar
Son güncelleme: 3 Eylül 2025 19:51
Metin Duyar
Paylaş
Paylaş

Takip edenler bilir; İsrail’in Suriye’deki hamleleri son haftalarda dikkat çekici bir ivme kazandı.

Şam’ın yalnızca 15 kilometre uzağında yapılan kara baskınları, Hermon çevresindeki ileri karakol faaliyetleri ve insansız hava araçlarıyla yürütülen operasyonlar, “Dürzileri koruma” söylemiyle sunuluyor[^1]. Bu söylemin arkasında sadece insani kaygılar değil, Güney Suriye’de fiilî bir güvenlik kuşağı kurma hedefi var. Tel Aviv yönetimi, hem kendi içindeki Dürzi topluluğunu yanına çekmeye hem de sınır ötesinde yeni bir statüko oluşturmaya çalışıyor.

Süveyda’da kendi kaderini tayin hakkı talebiyle sokaklara çıkan Dürziler, İsrail’in elini güçlendiren bir görüntü verdi. Tel Aviv yönetimi bu gösterilere işaret ederek “insani koridor” fikrini öne sürdü. ABD arabuluculuğunda dolaşıma sokulan bu öneri, İsrail’in sahada istediği demilitarizasyon hattına diplomatik bir zemin hazırlıyor[^2]. Böylece hem Suriye’nin güneyinde daha rahat hareket edebilmenin yolu açılıyor hem de uluslararası kamuoyu nezdinde “Dürzileri koruma” gerekçesiyle meşruiyet üretiliyor.

Bu dış politika hamlelerinin İsrail içindeki Dürzilerle bağları güçlendirme çabasından ayrı okunması mümkün değil. Geçtiğimiz aylarda açıklanan 3.9 milyar NIS’lik Dürzi ve Çerkez kalkınma planı, yıllardır süren eşitsizlik tartışmalarına verilen bir yanıt olarak sunuldu[^3]. Golan’daki Dürziler arasında vatandaşlık başvurularının rekor seviyeye ulaşması da bu politikanın içte nasıl karşılık bulduğunu gösteriyor[^4]. Ancak Ulus-Devlet Yasası, imar ve arazi düzenlemeleri ya da Golan’daki rüzgâr türbini projeleri gibi konular hâlâ ciddi rahatsızlık yaratıyor[^5]. “Koruma” söylemi, toplumsal mutabakat üretmeye yetmiyor. İsrail bu açığı, dışarıda “Dürzileri savunuyoruz” diyerek kapatmaya çalışıyor.

İsrail’in tarihsel tecrübesine bakıldığında “ince strateji” uygulamakta çok mahir olduğu görülüyor. Küçük adımlarla büyük sonuçlar üretmek, insani ve güvenlik gerekçeleri üzerinden uzun vadeli toprak kontrolü sağlamak bu ülkenin alışıldık yöntemlerinden biri. Lübnan’da Güney Kuşağı örneği nasıl yıllara yayılan bir işgale dönüştüyse, Suriye’nin güneyinde de Dürzi kartı benzer bir işlev görebilir[^6]. Bugün “koruma” adıyla açılan insani koridor, yarın fiilî sınır genişlemesine dönüşebilir. Yani Dürziler yalnızca kısa vadeli askeri manevraların değil, uzun soluklu stratejilerin de parçası haline getiriliyor.

Olası Senaryolar

Bu noktada, İsrail’in Dürzi politikasının hangi yönde evrileceğine dair farklı senaryolar gündeme geliyor. Aşağıda sıraladığım üç temel senaryo, uluslararası basındaki haber ve analizlerin işaret ettiği olasılıklara dayanıyor. Guardian’ın Şam yakınlarındaki İsrail operasyonlarına ilişkin haberleri[^1], Associated Press’in Süveyda’daki protestoları değerlendirmesi[^7], Financial Times’ın Ahmed Şara’nın güneyde otorite kaybına dair analizi[^8] ve İsrail basınındaki “güvenlik kuşağı” tartışmaları[^2] bu senaryoların temel dayanaklarını oluşturuyor.

1. Sınırlı demilitarizasyon ve insani koridor

ABD arabuluculuğuyla Süveyda’ya insani yardım hattı açılır, İsrail Hermon-Quneitra hattında operasyonlarını sürdürür. Uluslararası kamuoyuna “Dürzileri koruyoruz” mesajı verilir, sahada ise Suriye ordusunun varlığı azaltılır. Times of Israel ve Haaretz’te çıkan haberlere göre, bu tür bir insani koridor ihtimali gerçekten masada[^2]. Böyle bir gelişme İsrail için düşük maliyetli, yüksek meşruiyetli bir yol anlamına gelir. Türkiye açısından ise sahadaki denklemin yeniden şekillenmesi, kuzeydeki operasyonel serbestînin sınırlandırılması ihtimalini doğurur.

2. Yüksek gerilim, düşük meşruiyet

İsrail operasyonlarını sıklaştırır, uluslararası itirazlar yükselir. Guardian’ın aktardığı gibi Şam çevresine yapılan baskınlar zaten “egemenlik ihlali” tartışmalarını tetikledi[^1]. Bu senaryoda İsrail, askeri kazanımlar elde etse de diplomatik izolasyon riski artar. AP’nin haberlerine göre, Dürzi liderler uluslararası soruşturma talep ederek meseleyi Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşıma girişiminde bulundu[^9]. Bu da İsrail’in meşruiyet alanını daha da daraltabilir. Türkiye için bu tablo, yeni çatışma dalgalarıyla güvenlik risklerinin büyümesi anlamına gelir.

3. İç entegrasyonun yoğunlaşması

İsrail, 3.9 milyar NIS’lik kalkınma planını somut projelere dönüştürür; Dürzi ve Çerkez toplumunda ekonomik memnuniyet artar. Golan’da vatandaşlık başvuruları daha da yükselir. Jerusalem Post ve Al-Monitor analizlerinde belirtildiği üzere, İsrail uzun vadede Dürzileri “sadık azınlık” konumuna oturtmak istiyor[^3][^4]. Bu, içeride toplumsal istikrarı güçlendirse de dışarıda “Dürzilerin koruyucusuyuz” söylemine yeni meşruiyet kazandırır. Ancak toprak, imar ve kimlik sorunlarının çözülmemesi bu entegrasyonu kırılgan kılmaya devam eder[^5].

Bu üç senaryo birbirini dışlamıyor; aksine aşamalı olarak iç içe geçme ihtimali de var. İsrail kısa vadede insani koridor ve güvenlik bölgesi üzerinden meşruiyet ararken, orta vadede sahada daha sert operasyonlar yapabilir, uzun vadede ise iç entegrasyon politikalarını güçlendirerek dışarıdaki stratejisine destek üretebilir.

Türkiye Açısından Sonuç

Türkiye’nin Suriye’deki temel önceliği uzun süredir sınır güvenliği, terör tehdidinin bertaraf edilmesi ve mülteci akınının kontrol altında tutulmasıdır. Ancak İsrail’in Güney Suriye’de giderek belirginleşen “Dürzi politikası”, bu öncelikleri dolaylı biçimde etkileme potansiyeli taşıyor. Ankara’nın önünde üç düzlemde dikkatle izlenmesi gereken bir tablo bulunuyor.

İlk olarak, saha güvenliği boyutu. İsrail’in Güney Suriye’de fiilî bir güvenlik kuşağı oluşturması, Türkiye’nin kuzeyde yürüttüğü operasyonlara doğrudan müdahale anlamına gelmese de sahadaki güç dengelerini değiştiriyor. Guardian’ın 28 Ağustos tarihli haberinde aktarıldığı gibi, İsrail’in Şam yakınındaki operasyonları rejimi ciddi biçimde zorladı. Bu durum, Şam’ın kuzeyde Türkiye’ye karşı kapasite kullanımını etkileme potansiyeli taşıyor. Financial Times’ın güneyde otorite kaybına dair analizi da gösteriyor ki, rejim güneyde baskı altına girdikçe kuzeydeki dengeler de değişecektir. Bu tablo Türkiye’nin Fırat’ın doğusu ve batısındaki manevra alanını daraltabilir. Aynı zamanda sahadaki çatışmaların yeniden yaygınlaşması, yeni göç dalgalarını tetikleyerek Türkiye’nin sınır yönetimi ve insani yükünü artırabilir.

İkinci olarak, diplomatik boyut. İsrail’in Dürziler üzerinden kurmaya çalıştığı “insani koridor” söylemi, Haaretz ve Times of Israel’de geniş yer buldu[^2]. Bu girişimler, uluslararası kamuoyunda İsrail’in “koruyucu güç” imajını pekiştiriyor. Buna karşılık Türkiye, kendi sınır ötesi operasyonlarında çoğu zaman meşruiyet tartışmalarıyla karşı karşıya kalıyor. AP’nin Süveyda’daki protestoları ve Dürzi liderlerin uluslararası soruşturma çağrılarını aktarması[^9], İsrail’in insani gerekçeleri öne çıkarma stratejisinin ne kadar etkili olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, Türkiye’nin diplomatik alanda daha aktif ve daha ikna edici olması gerektiğini gösteriyor. Hem Washington hem Moskova ile dengeli ilişki kurmak, aynı zamanda Arap başkentlerinde Türkiye’nin tezlerini anlatmak Ankara’nın önünde zorunlu bir görev olarak duruyor.

Üçüncü olarak, uzun vadeli stratejik sonuçlar. Financial Times ve Wall Street Journal’daki analizler, İsrail’in sahadaki küçük adımlarını uzun vadeli stratejilere bağlama konusunda oldukça deneyimli olduğunu ortaya koyuyor[^8]. Lübnan örneğinde olduğu gibi, bugün insani gerekçelerle atılan adımlar yarın kalıcı bir güvenlik kuşağına dönüşebilir. Böyle bir senaryoda, İsrail’in Suriye’nin güneyinde kalıcı bir varlık tesis etmesi Türkiye’nin bölgesel stratejik hesaplarını doğrudan etkiler. Çünkü Ankara, bugüne kadar Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma ilkesini kendi operasyonları için önemli bir dayanak olarak kullanmıştır. Güneyde fiilî bir parçalanma, bu argümanın uluslararası zeminde aşınmasına yol açabilir.

Ayrıca, İsrail’in toprak hâkimiyetini genişletme yönünde atabileceği adımlar Türkiye açısından yeni bir stratejik baskı alanı yaratabilir. Bugün “Dürzilerin güvenliği” adı altında sunulan girişimler, yarın “kalıcı güvenlik kuşağı” veya “tampon bölge” taleplerine dönüşebilir. Bu olasılık, Suriye’nin geleceği üzerinde Ankara’nın söz hakkını daraltırken bölgesel denklemde İsrail’in ağırlığını artırır.

Sonuç olarak Türkiye, yalnızca kuzeydeki gelişmeleri değil, güneyde İsrail’in attığı adımları da dikkatle izlemek durumundadır. Guardian, AP ve FT gibi kaynakların da işaret ettiği üzere, Güney Suriye’deki yeni gelişmeler sadece Şam rejimini değil, bölgedeki tüm aktörleri ilgilendiriyor[^1][^7][^8]. Güvenlik, diplomasi ve uzun vadeli jeopolitik düzenin birbirine geçtiği bu tabloda Ankara’nın daha proaktif, çok boyutlu ve dengeli bir strateji geliştirmesi kaçınılmazdır. İsrail’in Dürzi politikası yalnızca bölgesel bir mesele değil, Suriye’nin geleceği ve Türkiye’nin bölgesel konumlanışı açısından da kritik bir sınama olacak gibi durmaktadır. 

Fotoğraf:  Jamal Awad/Flash90. Hac için İsrail’e giden Dürziler.

Kaynakça

[^1]: The Guardian, “Israeli forces raid former air defence base near Syrian capital” (28 Ağustos 2025).

[^2]: Haaretz, “U.S. brokering Israel-Syria deal for humanitarian corridor to provide aid to Druze” (13 Ağustos 2025); Times of Israel, “Sources say Dermer raised humanitarian corridor to Sweida” (2025).

[^3]: Jerusalem Post, “Israel unveils NIS 3.9 billion plan for Druze and Circassian communities” (2025).

[^4]: Al-Monitor, “Why more Druze in Golan Heights are applying for Israeli citizenship” (2025).

[^5]: AP News, “Druze protests over wind turbines highlight Golan tensions” (2023).

[^6]: Wikipedia, “Israel–Lebanon security zone (1985–2000).”

[^7]: AP News, “Druze demand self-determination in largest protest since deadly clashes in Syria” (2025).

[^8]: Financial Times, “How Ahmed al-Sharaa lost control in southern Syria” (2025).

[^9]: AP News, “Druze leader calls for ICC probe into Sweida crackdown” (2025).

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanMetin Duyar
Takip et:
Orta Doğu siyaseti, insan hakları ve ekonomi-politik alanlarında çalışan akademik bir yazar olarak, toplumsal eşitsizliklerin yapısal nedenlerini irdeleyen metinler kaleme almaktadır. Yazılarında yalnızca güncel gelişmeleri değil, bu gelişmelerin tarihsel ve kuramsal arka planını da analiz eder. Devlet, yurttaşlık ve adalet kavramlarını ele alırken; baskı rejimlerinin ideolojik işleyişini ve insan haklarının nasıl ihlal edildiğini sorgulayan eleştirel bir bakış açısı sunar. Medya Günlüğü’ndeki yazılarında, okuyucuyu gündemin ötesine taşıyan bir düşünsel derinlik ve tutarlı bir perspektif hedeflenmektedir.
Önceki Makale Medyada yaygın 10 hata
Sonraki Makale ‘Dostluk başka SİHA tesisi başka’

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

Medyada yaygın 10 hata

Medya Günlüğü
3 Eylül 2025

Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Mehmet Şüküroğlu
3 Eylül 2025
GünlükManşet

Gürsel Tekin’in portresi

Medya Günlüğü
3 Eylül 2025
Köşe YazılarıManşet

Kendine geç kalan insan

Erdal Çolak
3 Eylül 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?