Salı, 15 Tem 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

İsrail-Orta Asya ülkeleri stratejik iş birliği

Gürsel Demirok
Son güncelleme: 18 Haziran 2025 00:06
Gürsel Demirok
Paylaş
Paylaş

“İran savaşı vadedilmiş topraklar meselesi değil (Tanrı kimseye taş toprak vaad etmez, söz de vermez, o işin masalı) Kuzey İran’ın Azerbaycan’a katılması. Büyük Azerbaycan’ın (büyük Hazar) kurulması, Ermenistan’ın küçültülerek! Orta Asya Türk devletlerinin İsrail ile direkt olarak Ege’ye, Karadeniz’e, Akdeniz’e, kısacası batıya sorunsuz ulaşması için gereklidir. Orta Doğu’da, İngiltere’nin, Amerika’nın, Fransa’nın, Belçika’nın, Hollanda’nın, İsveç’in hükmünün sona ermesi, Arap’ın dizginlenmesi ve dahi tüm ticaretin doğru insanların eline geçmesi için İran savaşı önemlidir. Din meselesi değil, 822’den bugüne kaybedilmiş umutların, inancın geri kazanılmasının, güneşin yeniden doğudan doğmasının yollarından sadece biridir. İsrail-Kazakistan-Azerbaycan- Türkmenistan-Tacikistan… Onlar bir…. Türkiye bu ittifakta yok…. Kısaca yazdık, umarım olaya buradan bakan birileri vardır…”

Bir dostum, Musevi bir arkadaşının yukarıdaki paylaşımını  bana iletti. Musevi yurttaşımızın  yazdıkları beni İsrail’in Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerine eğilmeye  yöneltti. 14 Nisan tarihinde bu köşede yer alan “AB-Orta Asya stratejik ortaklığı” başlıklı yazımda, Türk Cumhuriyetlerinin Avrupa Birliği için stratejik önemine işaret etmiştim. Musevi yurttaşımızın paylaşımından görüleceği üzere, bu ülkeler İsrail açısından da stratejik bir öneme haiz. Avrupa Birliği gibi İsrail de Orta Asya ülkelerinin stratejik öneminin, doğal zenginliklerinin farkında. Bu durumdan istifade etme çabasında. AB de, İsrail de, Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini  derinleştirme, zenginleştirme peşinde.

İsrail’in etkinlik alanını genişletmeye çalıştığı coğrafyalardan birinin Orta Asya olduğu görülüyor. Bölge güçlü bir tarihi Yahudi topluluğuna ev sahipliği yapıyor. İsrail için tehdit olan İran ve Afganistan ile çevreleniyorlar. Rusya ve Çin ile birlikte Batı’nın çekişme sahası hâline gelen Orta Asya, İsrail için pek çok ekonomik ve siyasi getiri vadediyor.

İsrail’in Orta Asya’daki ülkeleri etkilemek, onlara nüfuz etmek ve onlarla stratejik ortaklıklar kurmak için ekonomik, politik, askeri, ve güvenlik konularında avantajlarını öne çıkaran kapsamlı stratejiler ortaya koyduğu görülüyor.

Hâlihazırda Azerbaycan ile özellikle askerî alanda yakın ilişkilere sahip İsrail’in, Orta Asya ile bağlarını geliştirme çabalarının nedenleri arasında şunlar belirtilebilir:. 

-Yeni enerji kaynaklarına ve değerli madenlere erişim İsrail’in amaçlarından biri. Orta Asya önemli petrol ve gaz rezervlerine  sahip. Ayrıca, önemli miktarda uranyum, altın ve gümüş rezervleri mevcut. Orta Asya ülkeleriyle kurulacak iyi ilişkiler İsrail’e bu enerji kaynaklarına erişim imkanı sağlayacak.

-Arap ve diğer İslam ülkelerinin bölgedeki etkisini kırmak, dengelemek bir diğer amaç olarak görülüyor. İsrail bu ülkelerin Orta Asya ülkeleriyle olan ilişkilerinin kendi hareket alanını  kısıtlayabileceği kanısında. 

-İsrail’in Orta Asya’daki çıkarlarına muhalif islami grupların, siyasi hareketlerin yayılmasını frenlemek bir diğer amaç.

-Kazakistan gibi Orta Asya ülkelerinin Sovyetlerden miras aldıkları nükleer teknoloji birikimini ve uzmanlığını başta İran olmak üzere Arap ve İslam ülkelerine ihraç etmelerini veya paylaşmalarını önlemek de İsrail’in önde gelen amaçları arasında. 

İsrail’in bu amaçlara ulaşmak için kullandığı araçlardan biri AB gibi ekonomi. İsrail büyük ekonomik projeler (enerji, değerli madenler, sanayi, telekomünikasyon, bilimsel araştırmalar, bankacılık, finansal sistemler vs.) planlayarak, ticaret anlaşmaları imzalayarak ve mali yardımlar sağlayarak Orta Asya ülkelerine nüfuz etmeye çalışıyor. İsrail bu çerçevede hazırladığı mega projelerle, gelişmiş ekonomik deneyimlerini de bu ülkelerle paylaşıyor.

İsrail bu ülkelere ilişkilerini geliştirmek için politik araçlardan da istifade etmekte. Bölge ülkeleriyle bu ülkelerin bağımsızlıklarını kazanmalarının hemen ardından diplomatik ilişkiler kuran ve büyükelçilikler açan İsrail, bu ilişkileri pekiştirmek için üst düzey siyasi temaslara da önem atfetmekte. Bu çerçevede, İsrail Başbakanı Netanyahu, ilişkileri geliştirmek, İran’ı kontrol edebilmek ve kendi nükleer projesine kaynak bulabilmek için 2016’da Azerbaycan ve Kazakistan’a ziyaretlerde bulunmuştu.

İsrail’in nüfuzu artırmak için bölgedeki rejimlere çeşitli şekillerde sızmak için çaba harcadığı da biliniyor.

İsrail, başta Özbekistan, iktidardaki rejimlerin İslami hareketlerle mücadelesi ve bölgedeki İslami dalganın büyümesini önlemek amacıyla kendi güvenlik ve istihbarat servislerini bu rejimlerin istifadesine sunuyor. “Terörle mücadele” adı altında güvenlik ve istihbarat kadrolarına yönelik eğitim programları düzenliyor..

Neticede İsrail’in, bu ülkelerin Sovyetlerden miras kalan güvenlik, ekonomik, ve siyasi zafiyetlerinden kurtulma ve askeri yeteneklerini yeniden inşa etme ihtiyaçlarından yararlanarak buralara geniş bir şekilde nüfuz etmeyi başardığı anlaşılıyor..

Bu noktada sorulması gereken önemli sorulardan biri, İsrail’in Orta Asya ile stratejik iş birliğine varan ilişkilerinin, bu ülkelerin Türkiye ile olan yakın ilişkilerine herhangi bir etkisi olup olmayacağı. Etkisi olacaksa ne yönde olacağı? Türkiye’nin bu konuda nasıl bir politika izleyeceği?

Son gelişmelerle ilgili olarak Ankara’da yapılan değerlendirmelerde, başta Azerbaycan, Orta Asya ülkelerinin İsrail ile ilişkileri de göz önünde tutuluyor mu?  

İran ile İsrail arasında giderek artan krizde Azerbaycan İsrail’in yanında yer almakta. Diğer Türk Cumhuriyetlerinin kriz ile ilgili tutumu önümüzdeki süreçte nasıl seyir izleyecek? İsrail, bu ülkeler üzerindeki nüfuzunu nasıl kullanacak? Bunlar da yanıt aranması gereken sorular.

İnsani Yardım Vakfı (İHH) bünyesinde kurulmuş bir düşünce kuruluşu olan İnsani ve Sosyal Araştırma Merkezi (İNSAMER), “İsrail’in Orta Asya’daki Hedefleri” üzerine yaptığı bir araştırmada (*) “…Türkiye’nin bölgedeki varlığının güçlenmesi üzerine İsrail, İran’ın bölgedeki rolünü etkisiz hale getirmek olan ana hedefini güncelleyerek Türkiye’nin rolünü de etkisiz hale getirmek için çalışmalara başlamıştır” denilmekte.

Ankara’nın İsrail’in bu çalışmalarından bilgisi var mıdır? 

Merkezin çalışmasında ayrıca, İsrail’in bölgede yaşadığı sorunlardan birinin, bölge halklarının -hükümetlerinden farklı olarak- Filistin davasına karşı sempati ve dayanışma duyguları içinde olmaları belirtilmekte, Arap ülkelerinin bölge ile yeterince ilgilenmemeleri bir eksiklik olarak görülmekte. 

Bu gözlem, “Bölge hükümetlerinin Filistin davasına karşı tutumu nedir?”, “Filistin Devleti ile ilişkileri var mıdır?”, “Ankara, Orta Asya ve Arap ülkelerine ilişkilerini geliştirme konusunda telkinlerde bulunmuş mudur?” sorularını akla getirmekte.

Orta Asya ülkelerinin Semerkant’taki Avrupa Birliği-Orta Asya Zirvesi öncesi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile diplomatik ilişki tesis etmesi kamuoyunda tepkilere yol açmıştı. AB ile olduğu gibi İsrail ile yakın ilişkiler içinde olan Orta Asya ülkelerinin Filistin davasındaki tutumlarını daha dikkat çekici hale getirmekte.

Öte yandan, İsrail’in Orta Doğu bölgesinde temel hedeflerinden biri İran’daki rejimi çökertmek, etkisizleştirmek. Bu hedefin gerçekleşmesi, İsrail’e bölgede önemli bir stratejik üstünlük sağlayacak. Bu çerçevede İsrail’in Orta Asya ülkeleri ile iletişimi daha kolaylaşacak. Bu itibarla, Orta Asya ülkelerinin bu gelişmeler ve İsrail’in İran’daki rejimin geleceğine ilişkin planları hakkında ne düşündükleri merak konusu..

Son gelişmelerden ve İsrail’in İran’daki rejimin çökertme planlarından rahatsız olan Ankara’nın, İran-İsrail arasındaki tırmanmanın durması ve İran’ın nükleer çalışmalarına ilişkin İran ile ABD arasında sürdürülen müzakerelerin yeniden başlaması amacıyla yoğun diplomatik girişimlerde bulunduğu görülüyor.

Ankara’nın bu çerçevede İsrail ile yakın ilişkileri olan Orta Asya ülkeleri nezdinde girişimlerde bulunduğundan da kuşku duyulmuyor.

Son gelişmeler gibi İsrail’in Orta Asya’ya ilgisini de ABD-İsrail stratejik iş birliği çerçevesinde değerlendirmeyi göz ardı etmeyelim.

(*) www.insamer.com/tr/israilin-orta-asyadaki-hedefleri

Harita: newscentralasia.net

İlgili yazı:

AB-Orta Asya stratejik ortaklığı

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiDiplomasiJeopolitik
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanGürsel Demirok
Takip et:
Emekli diplomat. 1945 yılında doğdu. Darüşşafaka Lisesi'ni 1964 yılında bitirdi. 1968 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu. 1969'da Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Türkiye Daimi Temsilciliğinde görevli olduğu yıllarda (1974-1977) BM Genel Kurulu 4, Komite (Decolonisation Committee) Raportörlüğüne seçildi. Kuveyt”in, Irak tarafından işgal edildiği tarihlerde, Kuveyt Büyükelçiliğimiz Müsteşarı idi. 1993-1997 yılları arasında Mainz Başkonsolosu olarak görev yaptı. Bu görevde iken girişimlerde bulunarak Mustafa Kemal Atatürk’ün 1917’de Veliaht Vahdettin ile birlikte Almanya’ya yaptığı ziyaret anısına Türk heyetinin kaldığı görev bölgesindeki Bad Kreuznach Park Hotel‘de 23 Nisan 1997 de Atatürk Salonu açılmasını ve ziyaret anısına otelin girişine bir yazıt konulmasını sağladı. Açılış görkemli bir törenle gerçekleştirildi. Otel bugün Türklerin etkinlikler düzenledikleri bir mekâna dönüştü. 1997 yılında Dışişleri Bakanlığı müşaviri olarak atandı. Bakanlık müşaviri iken, Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekreterya Başkanı oldu. 57. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti döneminde hazırladığı ilerici insan hakları raporu AB Kopenhag Kriterlerinin karşılanmasına yönelik çalışmalarda referans belgesi olarak kullanıldı ve “Demirok Raporu “olarak anıldı. 2000-2004 yılları arasında Zürih Başkonsolosu olarak görev yaptı. Zürih Başkonsolosluğu binasında Park Hotel’deki Atatürk Salonuna benzer bir Atatürk Salonu açtı. Salonda Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ilişkin belge ve fotoğraflar yer almakta. Bu salonda da Türkleri buluşturan etkinlikler düzenlenmekte. Mainz ve Zürih‘te Başkonsolos iken vatandaşlarımızla birlikte olmaya, derneklerinin düzenledikleri etkinliklere katılmaya, çocuklarımızı okullarında ziyaret etmeğe, gençlerin sportif müsabakalarına katılmaya büyük önem verdi. 2004 yılında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Yiğit Alpogan'ın başdanışmanı oldu, 2005 yılında MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanı olarak atandı ve bu görevindeyken 2010 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı. MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı'na atanmış ilk sivil görevlidir. Atatürk’ün Almanya gezisi ve Avrupa’daki Türkler üzerine kitapları var. Emekli olduktan sonra medyada köşe yazıları kaleme almaya başladı .
Önceki Makale Mehmet Şüküroğlu çiziyor
Sonraki Makale Bir dosta veda…

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Serbest Kürsü

Silah bırakmanın şifreleri…

Gürsel Demirok
14 Temmuz 2025
ManşetSerbest Kürsü

Avrupa’nın yeni alt sınıfı

Metin Duyar
14 Temmuz 2025
ManşetSerbest Kürsü

Kalkınmanın anahtarı

Yıldırım Aktuğan
14 Temmuz 2025
Serbest Kürsü

Ağrı öğrenilir mi?

Dr. Nil Gönce
13 Temmuz 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?