Perşembe, 26 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

İran’da kadınlar, savaş ve rejim

İsmail Boy
Son güncelleme: 25 Haziran 2025 19:42
İsmail Boy
Paylaş
Paylaş

1979 İslam Devrimi, İran için bir dönüm noktası oldu. Devrimle birlikte kurulan şeriat yönetimi, özellikle kadınlar açısından umutla değil, baskıyla anıldı. Kadınların devrimden önce elde ettiği pek çok hak bir anda geri alındı.

Oysa 1967 yılında Şah rejimi döneminde kadınlara önemli haklar tanınmıştı: Evlenme yaşının yükseltilmesi, çok eşliliğin yasaklanması ve kadının kendi başına boşanma kararı alabilmesi gibi…

Ancak devrim sonrası şeriat düzeni, kadın hakları açısından ciddi gerilemelere yol açtı. İslami kıyafet kurallarına uymayan kadınların işlerine son verilmesi, yalnızca kocalarının izniyle çalışabilmeleri, doğum kontrolü ve kürtajın yasaklanması, kadınların seyahat etmek, eğitim görmek ya da farklı bir şehirde yaşamak için eş veya erkek akraba iznine tabi tutulması gibi uygulamalar yaygınlaştı.

Yeni rejime karşı ilk büyük protesto tesadüfen değil, özellikle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde düzenlendi. Tepki gösterenler yalnızca kadınlar değildi; liberal, sol görüşlü ve laik erkekler de kadınların yanındaydı. Ne var ki bazı erkekler, “sabırlı olun” diyerek kadınlara saldırdı ve rejim kurulduktan sonra hakların geri verileceği vaadiyle oyalamaya çalıştı.

Derken savaş başladı…

1980’de başlayan ve sekiz yıl süren İran-Irak savaşı yalnızca iki ülkeyi değil, İran’daki reform umutlarını da yok etti, tüm muhalif hareketleri durdurdu ve rejim karşıtı seslerin bastırılmasına neden oldu. 

Bu uzun savaş süreci, mollalara iktidarlarını sağlamlaştırma fırsatı sundu. Rejim bu kaos ortamında kök saldı.

Savaş sonrası dönemde, kadınlara yönelik baskılar kısmen gevşedi. Rejim içindeki bazı İslamcılar, toplumsal ihtiyaçlar nedeniyle kadınlara yönelik bazı hakları geri vermeye başladı: Nafaka hakkı, çocukların velayeti, boşanma hakkı ve savaşla birlikte ellerinden alınan bazı mesleklerde çalışma izni.

Ancak 2005-2013 arasında görev yapan Ahmedinejad dönemi, kadın hakları açısından büyük bir gerileme oldu. Kadınların evde vakit geçirmesi teşvik edildi, bazı mesleklerden dışlandılar, akşam saatlerinde çalışmaları yasaklandı.

2013 yılında seçilen Hasan Ruhani ise kadın hakları konusunda daha ılımlı bir çizgi izledi. Kadınlar, Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı, Dışişleri Bakanlığı sözcülüğü ve Meclis Başkan yardımcılığı gibi üst düzey görevlere getirildiler ama sokaktaki kadın için tablo çok farklı değildi, hayat hâlâ zor ve sınırlayıcıydı.

Buna rağmen kadın hareketleri asla durmadı. 2014’te gazeteci Mesih Alinejad’ın başlattığı “Beyaz Çarşamba” kampanyası, 2016’da sosyal medyada yayılan başörtüsüz fotoğraf protestoları ve nihayet 13 Eylül 2022’de Mahsa Amini’nin “kıyafet kurallarına uymadığı” gerekçesiyle gözaltında hayatını kaybetmesine yol açan baskılar, kadın hareketlerinin hâlâ ne kadar diri olduğunu gösterdi.

Bugün İran bir kez daha savaşın içinde. Bu kez İsrail ile savaş yalnız sınır hattında değil, ülkenin dört bir yanı ateş altında ve şimdilik ateşkes ilan edilse de çatışmaların ne zaman tümüyle sona ereceği bilinmiyor.

Ülke içindeki huzursuzluk yalnızca kadın haklarıyla sınırlı değil. Ekonomik kriz, etnik eşitsizlik, cinsiyet, sınıf, bölgesel ve dini baskılar bir araya gelerek daha geniş bir patlama potansiyeli taşıyor.

Bakalım bu savaş, mollalara şeriat rejimini yeniden tahkim etme fırsatı mı sunacak; yoksa İran, yıllardır biriken tüm bu baskılar altında büyük bir değişimin eşiğine mi gelecek?

İlgili yazılar:

Bir Türk’ün Tahran günlüğü…
İran’da sol nasıl yenildi?

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Yazanİsmail Boy
Takip et:
İstanbul İ.T.İ.A’dan mezun, Koç Üniversitesi İngilizce İşletme (Executive MBA), Galatasaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Sosyoloji) bölümü mezunu. “Türkiye Üzerine Toplumsal İncelemeler” dallarında yüksek lisans eğitimlerini tamamladı. Kadir Has Üniversitesinden Uluslararası İlişkiler doktora tezi aşamasında ayrıldı. Özel sektörde uzun süre dış ticaret konusunda yöneticilik yaptı. Evli, iki çocuk babası, İngilizce ve Rusça biliyor.
Önceki Makale Mehmet Şüküroğlu çiziyor
Sonraki Makale KRT çalışanları kazandı

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

İran’da sol nasıl kaybetti?

Ulaş Başar Gezgin
24 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Sakız’daki gizemli Türk yatı

Cenk Başlamış
22 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Libya’nın doğusundan sürpriz çıkış

Aydın Sezer
21 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Mağaradan çıkışın bedeli

Erdal Çolak
18 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?