Cuma, 16 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Hiç ‘hostes’ yediniz mi?

Alper Eliçin
Son güncelleme: 27 Şubat 2024 00:10
Alper Eliçin
Paylaş
Paylaş

Otuz yıl kadar havacılık sektöründe faaliyet gösterdim. Çalıştığım üç değişik havayolu oldu. Şirketlerde doğal olarak hostesler de çalışırdı ama görev yaptığım dönemlerde hiç hostes yemek aklımdan geçmemişti!

Girne’de bir kış günü çarşamba pazarına gitmeye hazırlanırken eşim bana “sen hiç hostes yemiş miydin” deyince birden duraladım.

Havayollarında aktif olarak çalıştığım dönemlerde bu soruyu sormuş olsa, biraz argo ve kendine yakıştıramayacağım bir konuşma stili olsa da, acaba erotik bir şeyler mi ağızımdan almak istiyor, benden şüpheleniyor mu diye düşünürdüm.

Dalga geçtiği sonucuna vararak, ‘hayır, ne hostes ne de kabin memuru yemedim’ diye bir yanıt verdim. Sabah sabah nereden çıkmıştı bu şimdi? O ise konuya devam ederek, “o zaman bugün bir hostes pişirelim, değişiklik olur hem de tadı çok güzeldir’ deyince iyice şaşırdım. Hayat pahalılığı nedeniyle kasapların yanına yaklaşmak artık pek mümkün olmadığından acaba yamyamlığa mı başlıyorduk? Geçenlerde, And Dağları’nda düşen bir uçaktan sağ kurtulanların hayatta kalabilmek için ölen arkadaşlarını yediği, gerçek bir olaydan esinlenen bir Arjantin filmini (Society of the Snow) Netflix’te izlediğini görmüştüm. Ondan mı etkilenmişti acaba?

Üstelik artık hiçbir havayolunda çalışmadığıma göre hostes nereden bulacaktık? Bir gece Ercan girişindeki yeni karayolu tünelinde tuzak kuracak ve hostes mi kaçıracaktık? Hem niye erkek kabin memuru değil de ille de hostes pişirecektik? Eti daha mı kolay pişiyordu? Hani tavuk ve horoz eti gibi…

Sabahın 8.30’unda bana saçma sapan gelen ve 45 yıllık evliliğimizde benzeri hiç söz konusu olmamış bu sohbeti bitirdiğimizi düşünerek, pazara gitmek için hazırlandım.

Pazarda alışverişe başladığımızda eşim “hah işte burada hostes var” deyince durum aydınlandı. Hostes, dikenli bir ottu ve demetler halinde bir iki tezgahta satılıyordu. Pazarın hemen girişindeki bir kadından iki bağ hostes aldık. Pek de ucuz bir ürün değildi. Meğer tarlada yetişmezmiş. Ovalardan toplanması ve dikenli olduğundan, ayıklanması zahmetliymiş. Zaten önemli bir kısmı da ayıklandığında atılırmış. O nedenlerle de ayıklanmış hostes pahalı hale geliyormuş.

Pazar alışverişimizi bitirdikten sonra, biraz da çekinerek girdiğimiz kasaptan bir miktar kuzu eti de aldık. Hostese en çok kuzu eti yakışırmış. Ancak, dana ve tavuk etiyle de pişirmek mümkünmüş. Tavuk seçeneği herhalde en sağlıklısı ve ucuzu.

Biraz da kurgu olan bu girişten sonra sıra geldi Kıbrıs’ta nedense “hostes otu” denilen bu bitki ve yemeği hakkında bilgi vermeye. Epey araştırmama rağmen enginar familyasından olan bu dikenli bitkiye niye hostes ismi verildiğini bulamadım. Bilen varsa lütfen bana yazsın.

Bitkinin Latince bilimsel adı Cynara cornigera Lindley. Londra’daki meşhur Kew Kraliyet Botanik Bahçeleri’nin (Royal Botanic Gardens Kew) internet sitesinde verilen bilgiye göre bu bitkinin doğal yaşam bölgesi Libya, Mısır, Kıbrıs, Yunanistan ve başta Girit olmak üzere Ege adaları. Türkiye, Suriye, İsrail ve Lübnan’da niye yok anlamak mümkün değil. Belki de yeterince araştırılmadı. Bir miktar Ege’de bilinen şevketi bostana benziyor.

İlginç olan, bu bitki konusunda Türkçede ciddi bir kaynak olmaması. Hem tüketiyoruz hem de araştırmıyoruz. Hani “üzümü ye bağını sorma derler ya” tam öyle bir durum söz konusu.

Bulabildiğim Türkçe en önemli kaynak, sayın Fatma Kaya Yıldırım’ın 2010 yılında Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde yaptığı “Kuzey Kıbrıs’ın Faydalı Bitkileri ve Kullanım Alanları’nın Araştırılması” isimli yüksek lisans çalışmasındaki bir bölüm. Sayın Yıldırım’ın verdiği bilgilere göre hostes otu bodur yapılı, enginar gibi her yıl aynı yerde tekrar canlanan ve yayılan bir bitki, 30 cm boya sahip, nisan-mayıs aylarında açan çiçekleri kirli beyaz renkte. Ancak, tüketmek için doğada toplandığı zaman kış ayları, yani ocak ve şubat.

Yazının başına dönersek, o çarşamba Girne pazarından aldığımız hostesleri eşim evde pişirdi ve keyifle yedik. Kıbrıslıların çok iyi bildiği bu yemeğin bizim evde kullanılan tarifini de hemen veriyorum:

Hostes Yemeği

  • 1 kg hostes otu (4-5 kök kadar)
  • 1/2 kg kuzu eti (kemikli olarak parçalara ayrılmış) (*)
  • 1 adet kuru soğan
  • 4-5 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 çorba kaşığı domates salçası
  • ½ çorba kaşığı biber salçası
  • 1 limonun suyu
  • 2 diş sarımsak
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • ½ tatlı kaşığı karabiber

Hostes çok lifli bir yapıya sahip ve uçlarına doğru lifleri çok sert. O nedenle, köklerine yakın kısımlarından istifade ediliyor. Ayıklamak için dallar kökten kesilerek ayrılıyor ve 10-15 santimden daha kısa olacak şekilde uç kısımları atılıyor. Köke yakın iç kısımlarda dikenimsi yaprakları var. Bunlar pişince yumuşadığından atılmıyor. Bol suda yıkandıktan sonra dallar 4-5 santim uzunluğunda doğranıyor.
Bir tencereye zeytinyağı konur ve etler ilave edilerek orta ateşte iyice kavruluyor. Üzerine ince doğranmış soğan eklenip karıştırılarak solduruluyor. Sonra hostesler ekleniyor. Bir kasede salçalar az suyla çırpılarak yemeğe katılıyor ve iki parmak yüksekliğine gelinceye kadar su ilave ediliyor. Tuz,  karabiber ve limon suyu da ekleniyor. Yüksek ateşte kaynamaya bırakılıyor.  Kaynadıktan sonra orta ateşte dallar yumuşayıncaya kadar pişiriliyor.

Kuzu eti yerine dana eti veya tavuk eti de kullanılabiliyor. Dana etiyle pişirilecekse etler az yağda kavrulduktan sonra az su eklenerek bir miktar pişiriliyor. Aksi takdirde hostes otu daha çabuk pişeceği için etler sert kalıyormuş. Pişen et ve suyu, hostesin pişirileceği tencerede soğanlar kavrulduktan sonra yemeğe ekleniyor.

Not: Bu yazım ilk olarak noktakibris.com sitesinde yayınlanmıştır.

Fotoğraf: powo.science.kew.org

EtiketlendiSeçilen
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanAlper Eliçin
Takip et:
1974 yılında Alman Lisesi’nden mezun oldu. Öğrenimine Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde devam etti. İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nde Yöneylem Araştırması ve ABD’de Clemson Üniversitesi’nde İşletme alanlarında yüksek lisans yaptı Dünya Bankası'na değişik projelerde danışmanlık yaptı, Çukurova Metropolitan Bölgesi Kentsel Gelişim Projesi'nde ise proje direktör yardımcılığı görevini üstlendi. Gayrimenkul geliştirme projelerindeki deneyimini zaman içerisinde turizm yatırımlarına yönlendirmiştir. İş yaşamına 1990 yılından itibaren Pegasus Havayolları'nda kurucu ortak olarak devam etti, şirkette genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. İstanbul Havayolları'nda genel müdür yardımcılığı, Kavrakoğlu Management Institute’da başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Havayolu yönetimi, yeniden yapılandırılması, şirket birleştirme, ayırma ve satın almaları ve gayrimenkul yönetimi konuları uzmanlık alanlarından. Merkezi Paris'te olan Milletlerarası Ticaret Odası Havacılık Komitesi'nde uzun yıllar Türkiye'yi temsil etti, Türkiye Havacılık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği Başkan Yardımcılığı görevlerinde de bulundu. 2008 yılında BCD Eğitim ve Danışmanlık Ltd’nin kurucu ortağı oldu. Halen serbest danışman ve eğitmen olarak çalışmaktadır. Bugüne kadar Türkiye, KKTC, Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Romanya, Mısır, Belçika, İsviçre ve Avusturya’da eğitimler vermiş, danışmanlık yapmıştır. Ayrıca, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde dijital yayın organlarında köşe yazarlığı yapmaktadır. Çok iyi düzeyde Almanca ve İngilizce biliyor. Dağ tırmanışları ve doğa yürüyüşlerine ilgi duyuyor, Ağrı ve Musa dağları tırmandığı dağlar arasındadır. Okumak ve seyahat etmekten büyük zevk alıyor.
Önceki Makale Rakamlarla savaşın bilançosu
Sonraki Makale İran macerası başlıyor

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Lozan’a neden atıf yapıldı?..

Gürsel Demirok
16 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

“Bir Cumhuriyet Şarkısı”nın düşündürdükleri

Gürsel Demirok
13 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

2 üniversite karşılaştırması

Alper Eliçin
13 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

Azala azala yok mu olacağız?

Metin Gülbay
13 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?