Home Serbest Kürsü Fidan aday olabilir mi?

Fidan aday olabilir mi?

0

“Uzun yıllar MİT’teki çalışmalarıyla dikkat çeken Hakan Fidan’ın siyasete etkisi hep merak edilmiştir. Dışişleri Bakanı olduktan sonra pek dikkat çekmeyen Fidan, son birkaç ayda kendi yönetim anlayışını bakanlığa yerleştirecek operasyonlar yaptı. Herkes değişimi, Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı üzerinden okudu ama siyasi kulislerde, Nisan ayındaki kararname ile yapılan operasyon daha çok dikkat çekti. Bakanlıkta kendi istihbarat birimini kuran Fidan’ın attığı adımları yakından izleyen AKP’liler olduğunu söyleyelim…”

Yukarıdaki ifadeler Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan’ın “Dışişleri’ndeki değişimin yankıları. Hakan Fidan’ın ayak izleri” başlıklı yazısından. İlginç ve dikkat çekici bilgi ve analizlerin yer aldığı yazının son bölümünde, “AKP’deki gruplar ve ekipler, Hakan Fidan’ın bakanlık faaliyetleriyle değil, siyasi kimliğini güçlendireceğini düşündüğü hareketleriyle ilgileniyorlar” deniliyor.

Cumhuriyet gazetesi Babacan’ın yazısını “Dikkat çeken kulis: Hakan Fidan bazı AKP’lilerin hoşuna gitmiyor” başlığı ile vermiş. Hakan Fidan’ın yükselişinin bazı AKP’lilerin ‘hoşuna gitmediği’nin ileri sürüldüğü yazıyor haberde.

AKP içinde söylenildiği gibi Fidan’ın yükselişinden rahatsız olanlar var mı, bilmiyoruz. Böyle bir rahatsızlık varsa, bu rahatsızlığın nedenlerini de bilmiyoruz. Babacan’ın kulağına belki fısıldanmıştır, ancak o bu konuda ayrıntıya girmemiş.

Hakan Fidan’ın son açıklamaları dikkat çekici.

Dışişleri Bakanı, konuk olduğu televizyon programında, “Dünya, 3. Dünya Savaşı riskini ciddiye almalı. Biz bunu ciddiye alıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bakan’ın bu açıklamaları gündemde.

Öte yandan, sosyal medyada Fidan ile ilgili kimi paylaşımlar dikkat çekiyor. Büyük olasılıkla onun “milliyetçi hayranlarınca” sosyal medyaya servis edilen bu paylaşımlarda “2028’de Hakan Fidan’ın cumhurbaşkanı olacağı” fikri işleniyor.

Hakan Fidan’ın görüntülendiği videolar veya fotoğraflarla verilen mesajların bazıları şöyle:

*”2028 cumhurbaşkanı, Recep Tayyip’ten sonra gelecek olan daha güçlü olacak. Hiç şüphe edilmesin: Hakan Fidan.”

*”14 yaşından itibaren devletin hassas hizmetlerinde Can Hakan Fidan. Geleceğin cumhurbaşkanı asil adam.”

*”Hakan Fidan adım adım 2028. Gerçek vatan evladı. Adam gibi adam.”

*”Geleceğin cumhurbaşkanı, garibanın babası”.

*”Cumhurbaşkanımız ve veliaht Hakan Fidan. Ortamın güzelliği harika. Reis nasıl da bakıyor bayrağı teslim edeceği yiğide. 2028 Cumhurbaşkanı Hakan Fidan.”

Yunan basınının “geleceğin reisi” olarak Fidan’ı gördüğüne ilişkin de paylaşımlar mevcut.

Paylaşımlarda Fidan’ın başarılı dış temasları, güzel konuşması, İngilizce bilmesi, güçlü kişiliği gibi özelliklerine de işaret ediliyor.

Sosyal medyada dolaşan bu tür paylaşımları AKP’lilerin de izlemiş olmaları muhtemel. Belirli kesimlerin temennileri olarak değerlendirilebilecek bu paylaşımlar kim bilir bazı AKP’lileri de rahatsız etmiş olabilir. Bu yöndeki görüşler sosyal medya dışında belirli çevrelerce dile getiriliyor da olabilir.

Hakan Fidan’ı yıllar önce bir SETA toplantısında görmüştüm. AKP’nin arka bahçesi düşünce kuruluşu niteliğindeki SETA’nın başında o tarihlerde İbrahim Kalın vardı. Görüşlerine, analizlerine değer verdiğim Kalın ile o yıllarda  kimi zaman görüşmeler yapardım. SETA o zamanlar da Türkiye’nin iç ve dış politika konularında toplantılar, beyin fırtınaları düzenliyordu. Kürt açılımına giden süreçte de, Kürt sorununa kalıcı ve barışçı çözüm bulunma yolları bu çerçevede SETA’ da tartışılmıştı. Bu toplantılarda Fidan ve Kalın’ın hamasetten uzak, ayakları yere basan önerilerde bulundukları dikkatimi çekmişti. Ben de demokrasinin ve insan haklarının güçlendirilmesine yönelik önerilerde bulunmuştum. Zaman içinde ikisinin de önü açıldı. Kalın şimdi MİT Müsteşarı, Fidan Dışişleri Bakanı.

Diğer yandan, Erdoğan’ın partisinin kendisinden sonra parçalanmasını önlemek amacıyla neler yapılabileceğini araştırdığı gözleniyor. Erdoğan’ın bu çerçevede tekrar cumhurbaşkanı adayı olabilmek amacıyla Anayasa’da değişiklik yapılmasını arzu ettiği sıkça dile getirilmekte. Anayasa değişikliği için muhalefetin iş birliği gerekmekte. Muhalefet böyle bir iş birliğine yanaşacak gibi görünmüyor. Anayasa’da gerekli değişiklik yapılmaz da Cumhurbaşkanı tekrar aday olamazsa ne olacak? AKP kimi cumhurbaşkanı adayı gösterecek? AKP içinde potansiyel aday olabilecek kimler var? Hakan Fidan bu potansiyel adaylardan biri olabilir mi? Neden olmasın?

Son yerel seçimler öncesinde AKP’nin aday belirlemede ne denli sıkıntılarla karşılaştığı biliniyor. Erdoğan’ın tekrar aday olmaması halinde aynı sıkıntıların 2028’de cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecinde de yaşanacağı beklenmeli. Belki bir seçenek olarak 2028 öncesi erken seçime gidilirse Erdoğan’ın yeniden adaylık yolu da açılabilir.

2028’e daha çok zaman var. O zamana kadar köprünün altından daha çok sular akar. Bekleyip görelim…

Gürsel Demirok

Emekli diplomat. 1945 yılında doğdu. Darüşşafaka Lisesi'ni 1964 yılında bitirdi. 1968 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu. 1969'da Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Türkiye Daimi Temsilciliğinde görevli olduğu yıllarda (1974-1977) BM Genel Kurulu 4, Komite (Decolonisation Committee) Raportörlüğüne seçildi. Kuveyt”in, Irak tarafından işgal edildiği tarihlerde, Kuveyt Büyükelçiliğimiz Müsteşarı idi. 1993-1997 yılları arasında Mainz Başkonsolosu olarak görev yaptı. Bu görevde iken girişimlerde bulunarak Mustafa Kemal Atatürk’ün 1917’de Veliaht Vahdettin ile birlikte Almanya’ya yaptığı ziyaret anısına Türk heyetinin kaldığı görev bölgesindeki Bad Kreuznach Park Hotel‘de 23 Nisan 1997 de Atatürk Salonu açılmasını ve ziyaret anısına otelin girişine bir yazıt konulmasını sağladı. Açılış görkemli bir törenle gerçekleştirildi. Otel bugün Türklerin etkinlikler düzenledikleri bir mekâna dönüştü. 1997 yılında Dışişleri Bakanlığı müşaviri olarak atandı. Bakanlık müşaviri iken, Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekreterya Başkanı oldu. 57. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti döneminde hazırladığı ilerici insan hakları raporu AB Kopenhag Kriterlerinin karşılanmasına yönelik çalışmalar da referans belgesi olarak kullanıldı ve “Demirok Raporu “olarak anıldı. 2000-2004 yılları arasında Zürih Başkonsolosu olarak görev yaptı. Zürih Başkonsolosluğu binasında Park Hotel’deki Atatürk Salonuna benzer bir Atatürk Salonu açtı. Salonda Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ilişkin belge ve fotoğraflar yer almakta. Bu salonda da Türkleri buluşturan etkinlikler düzenlenmekte. Mainz ve Zürih‘te Başkonsolos iken vatandaşlarımızla birlikte olmaya, derneklerinin düzenledikleri etkinliklere katılmaya, çocuklarımızı okullarında ziyaret etmeğe, gençlerin sportif müsabakalarına katılmaya büyük önem verdi. 2004 yılında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Yiğit Alpogan'ın başdanışmanı oldu, 2005 yılında MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanı olarak atandı ve bu görevindeyken 2010 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı. MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı'na atanmış ilk sivil görevlidir. Atatürk’ün Almanya gezisi ve Avrupa’daki Türkler üzerine kitapları var. Emekli olduktan sonra medyada köşe yazıları kaleme almaya başladı .

Previous articleEndüstri mertliği bozdu
Next articleErmenistan’a ültimatom
Emekli diplomat. 1945 yılında doğdu. Darüşşafaka Lisesi'ni 1964 yılında bitirdi. 1968 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu. 1969'da Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Türkiye Daimi Temsilciliğinde görevli olduğu yıllarda (1974-1977) BM Genel Kurulu 4, Komite (Decolonisation Committee) Raportörlüğüne seçildi. Kuveyt”in, Irak tarafından işgal edildiği tarihlerde, Kuveyt Büyükelçiliğimiz Müsteşarı idi. 1993-1997 yılları arasında Mainz Başkonsolosu olarak görev yaptı. Bu görevde iken girişimlerde bulunarak Mustafa Kemal Atatürk’ün 1917’de Veliaht Vahdettin ile birlikte Almanya’ya yaptığı ziyaret anısına Türk heyetinin kaldığı görev bölgesindeki Bad Kreuznach Park Hotel‘de 23 Nisan 1997 de Atatürk Salonu açılmasını ve ziyaret anısına otelin girişine bir yazıt konulmasını sağladı. Açılış görkemli bir törenle gerçekleştirildi. Otel bugün Türklerin etkinlikler düzenledikleri bir mekâna dönüştü. 1997 yılında Dışişleri Bakanlığı müşaviri olarak atandı. Bakanlık müşaviri iken, Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekreterya Başkanı oldu. 57. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti döneminde hazırladığı ilerici insan hakları raporu AB Kopenhag Kriterlerinin karşılanmasına yönelik çalışmalar da referans belgesi olarak kullanıldı ve “Demirok Raporu “olarak anıldı. 2000-2004 yılları arasında Zürih Başkonsolosu olarak görev yaptı. Zürih Başkonsolosluğu binasında Park Hotel’deki Atatürk Salonuna benzer bir Atatürk Salonu açtı. Salonda Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ilişkin belge ve fotoğraflar yer almakta. Bu salonda da Türkleri buluşturan etkinlikler düzenlenmekte. Mainz ve Zürih‘te Başkonsolos iken vatandaşlarımızla birlikte olmaya, derneklerinin düzenledikleri etkinliklere katılmaya, çocuklarımızı okullarında ziyaret etmeğe, gençlerin sportif müsabakalarına katılmaya büyük önem verdi. 2004 yılında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Yiğit Alpogan'ın başdanışmanı oldu, 2005 yılında MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanı olarak atandı ve bu görevindeyken 2010 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı. MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı'na atanmış ilk sivil görevlidir. Atatürk’ün Almanya gezisi ve Avrupa’daki Türkler üzerine kitapları var. Emekli olduktan sonra medyada köşe yazıları kaleme almaya başladı .

Exit mobile version