Gülümseme önce duygusal algılarla başlar. Belki özel bir şey ya da birisini görürsünüz, bu bir ses bir dokunuş da olabilir.
Yüzde bazı kaslar hareketlenmeye gerilmeye ve başka kasları tetiklemeye başlar. Dudaklar yukarı doğru hareketlenir ve gözler hafif kısılır. En fazla birkaç saniye içinde gerçekleşen bu olay yüzünüzde gülümseme dediğimiz olgu olarak gerçekleşir ve sizi görenler çoğunlukla aynı şekilde cevap ve tepki veririler.
Psikologlar buna “Duchenne Gülümsemesi” diyor ve bunu gerçek keyfin yegâne göstergesi olarak görüyor. Elmacık majörü denen ağız yanındaki kaslar ve göz çukurlarının köşesindeki orbicularis oculinin beraber eyleme geçmesi ile gerçekleşen bu eyleme Fransız anatomist Guillaume Duchenne’in ismi verilmiş. Çalışmalarını ve incelemelerini çeşitli yüz kaslarını elektrik akımlarıyla uyararak yapıp yüzdeki duygusal ifadeleri incelermiş. Bu teknik acılı bir çalışma olduğundan bazı testlerini idam edilmiş suçluların yeni kesilmiş kafaları üzerinde yaptığı belirtilir.
Psikolog Magdalena Rychlowska’nın 2015 yılında yayınladığı bir makalede açıkladığına göre üç temel insan gülümsemesi var. “Ödül”, “Bağlayıcı’’ ve “Baskın” gülümsemeler.
Ödül gülümsemelerinin keyfi belirtmek için kullanıldığını belirtiyor. Ödül gülümsemeleri, kendini veya diğer insanları ödüllendirmek ve olumlu deneyimler veya niyetleri iletmek için sergileniyor. Bağlayıcı gülümsemelerin daha uzlaştırıcı bir amacı vardır. Bunlar yaklaşılabilirlik, kabul ve yatıştırma ileterek sosyal bağlanmayı kolaylaştırır ve bu nedenle şempanzelerde tüylerin temizlenmesi, cinsel istek ve boyun eğme sırasında meydana gelen sessiz çıplak diş gösterisi şeklinde oluşan gülümseme ile işlevsel olarak benzer olabilir diyor.
Baskın gülümsemeler ise oldukça karanlık bir yapıya sahiptir diye belirtmiş. Bu hakimiyet gülümsemeleri, sosyal veya ahlaki statüyü korumaya ve müzakere etmeye hizmet eder ve üstünlük veya gurur, meydan okuma, alay ve küçümseme ile ilişkilidir. Ödül ve ilişkisel gülümsemelerin aksine, baskın gülümsemelerin gözlemcilerde olumsuz duygular uyandırdığı varsayılıyormuş.
Öte yandan BBC’de yayınlanan bir makaleye göre 19 değişik gülümseme tipi olduğu ama bunların sadece 6 tanesinin olumlu duygular neticesinde ortaya çıktığı belirtilmiş. Gerisi acı içindeyken, utandığımızda, rahatsız olduğumuzda, dehşete düştüğümüzde ve hatta perişan olduğumuzda olur. Bir gülümseme aslında zaman zaman yalan ya da küçümseme, öfke ya da inanmama anlamına gelebiliyor.
Beynin kimyasına göre; gülümsemek, beyninizdeki stresi savuşturmak için tasarlanmış küçük molekülleri harekete geçiriyor. Nöropeptitler olarak adlandırılan bu moleküller, beyindeki nöronlar arasındaki iletişimi kolaylaştırıyor ve buna ilave olarak dopamin, endorfin ve serotonin salgılıyor. Bu nörotransmitterler, endişenizi azaltmak ve mutluluk duygularını artırmakla ilişkilidir. Esasında serotonin genellikle antidepresan ilaçların düzenlemeye çalıştığı kimyasaldır. Gülümseme bu ilaçların yapacağı etkileri size doğal olarak verebilecek güce sahip aslında.
Gülmenin genel anlamda sağlık için yarattığı birçok olumlu etki var. Mesela stresi azaltmaya yardımcı oluyor. Kahkaha, stres hormonlarını düşürmek ve vücudunuzdaki fiziksel gerilimi azaltmak dahil olmak üzere kalp sağlığı için de iyi olan kan basıncını düşürmeye yardımcı olabiliyor. Yani ne kadar çok gülerseniz, o kadar sakin ve stressiz hissedebilirsiniz.
Bağışıklık sistemini güçlendirir. Güldüğünüzde ortaya çıkan iyi his, yukarıda bahsettiğim nöropeptit adı verilen küçük proteinler salgılayan kimyasal bir reaksiyonu tetikler. Bu küçük moleküllerin ise bağışıklık toleransını koruduğu belirtiliyor. Yine yukarda bahsettiğim dopamin, endorfin ve serotonin salgıları sayesinde ruh halinizi olumlu tutar. Bu hormonların düşük seviyeleri depresyonla ilişkili olduğundan, bunlar vücudunuzu daha mutlu hissetmeniz için uyarır. Gülümsediğinizde salınan endorfinler vücut ağrılarını veya küçük ağrıları geçici olarak azaltabilir. Zamanla artan kahkaha, ağrı eşiğinizi yükseltebilir ve daha yüksek bir ağrı toleransı oluşturmanıza yardımcı olabilir.
Sürekli söylenir gülümsemek bulaşıcıdır diye ki doğrudur çünkü biri bize gülümsediğinde, davranışsal ve psikolojik olarak iyiliğe karşılık vermeye koşullanıyoruz ve taklit ediyoruz bu davranışı. Kötü başlamış bir günü ya da kasvetli bir havayı bir gülümseme dışında çok az şey olumluya dönüştürebilir. Gülümsemek sayesinde sadece etrafınızdaki dünyayı değil, aynı zamanda içimizdeki duyguları da iyileştiririz. Bir ortamda bu bir iş ortamı, sosyal bir ortam ya da yeni aile ortamı olabilir biri size gülümserse, otomatik olarak daha rahat hissedersiniz. Bu tabii çift taraflı işleyen bir durum, sizin gülümsemenizin de diğerlerini rahatlatacağını unutmamak lazım.
Tüm dünyada ve ülkemizde pandemi konusunda pozitif gelişmeler yaşanıyor, aşılama oranları her geçen gün artıyor, havalar düzeldi yaz ayları geldi. Biraz gülmeyi gülümsemeyi hem biz hem de sevdiklerimiz hak ediyor.
Şairin dediği gibi;
Belki şehre bir film gelir
Bir güzel orman olur yazılarda
İklim değişir, Akdeniz olur
Gülümse
Gülmek için 17, surat asmak için ise 43 adaleye ihtiyaç duyarız.
Hadi biraz tembellik yapalım…