Terör örgütü lideri Fethullah Gülen’in ölmesi Rus medyasında da geniş yer aldı.
Rus uzmanlar ve siyaset bilimcileri, FETÖ örgütünün bir zamanlar çok faal olduğu Rusya ile ilişkilerini ele alırken, Orta Doğu Enstitüsü Başkanı Yevgeniy Satanovskiy ilginç iddialarda bulundu.
Business Online haber portaline konuşan Satanovskiy, dünyanın çeşitli ülkelerinde FETÖ’ya bağlı eğitim kurumlarının faaliyet gösterdiğini, söz konusu okulların geçmişte Rusya’da da bulunduğunu hatırlattı. Satanovskiy şunları söyledi:
“Ülkemiz Gülencilerle doluydu. Tataristan dahil pek çok yerde Türk okulu, Türk lisesi, üniversitelerde fakülteler vardı. Bir dönem Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’daki Türk İslamcıların yerel yönetimlere katılma iştahlarının deyim yerindeyse sınırlanmaya başlamasına çok sert bir şekilde karşı çıktı ve ardından kendisi de Gülen’le kavga etti. Ama Orta Asya, Kazakistan, Afganistan, Arap dünyası var; Türk liseleri ve okulları büyük ölçüde Gülen ideolojisinin taşıyıcısı. Siyasal İslam’ın birçok yüzü var, henüz ortadan kaybolmuş değil.”
Satanovskiy, “Bugün ülkemizde Gülencilerin konumu oldukça güçlü. Zamanında okullarda ders veren Türk öğretmenler ideolojilerini öğrencilere aktardı. Bunlar yaşadıkları toplumun elitleri arasında yer alan ülkemizin vatandaşları. Belirli kişileri ve kuruluşları kontrol etmek gerekir. Korkarım, sonuç büyük hayal kırıklığı yaratır” dedi.
Komsomolskaya Pravda gazetesinde Gülen ile ilgili bir makale kaleme alan siyaset bilimci Dmitriy Babiç ise, Erdoğan’ın Orta Asya başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinden Gülen okullarının kapatılmasını istemesinin, Rusya için de faydalı olduğunu belirtti. Erdoğan ve Gülen’in daha önce “müttefik” olduğunu ve sonra kavga ettiklerini anlatan Babiç, “Rusya, Türk siyasetinin devleri arasındaki çatışmaya müdahale etmedi ancak Gülen’in yaşadığı dönemde onun okullarını ve ideolojisini yasakladı” diye konuştu.
Tsargrad Tv kanalı da, 15 Temmuz darbe girişimini hatırlatarak şu değerledirmede bulundu:
“Erdoğan’ın Rusya’ya yaklaşmaya başladığı anda CIA, Gülen’i onunla yüzleşmeye itti. Mücadelenin en tepe noktası Erdoğan’ı görevinden alma girişimiydi. Rus istihbarat servisleri, Türkiye’de darbe hazırlığı konusunda uyarıda bulunarak Ankara’ya büyük yardımda bulundu. O andan itibaren Erdoğan büyük bir tasfiyeye başladı ve Amerikan projesinin kaderi belirlendi.”
Kanala konuşan siyaset bilimci Aleksandr Dugin, “Gülen paralel bir devlet yarattı. Bu Amerikan istihbaratı için büyük bir başarıydı” dedi ve şöyle devam etti:
“2000’li yılların başında Türkiye’de üç büyük güç vardı: Kemalist ‘derin devlet’, Erdoğan ve İslamcılarla Gülenciler. CIA hem Erdoğan’ı hem de derin devleti kontrol ediyordu. CIA ‘derin devlet’e karşı çıkmaya başladı. Bunun sonucunda, Erdoğan ve Gülencilerin orduyu komplo kurmakla suçladığı ünlü Ergenekon davası açıldı. Ergenekon tamamen Batı istihbaratının uydurduğu bir olaydır. O dönemde Türkiye’de Kemalistler ve ordu Avrasyacılığa doğru kaymaya başlamıştı ve bu ABD’nin işine gelmiyordu. Ergenekon davasında var olmayan komploya katılanlara ağır cezalar veren hakimlerin hepsi Gülenciydi. Ardından Erdoğan Kemalizm ruhuyla Rusya’ya yakınlaşmaya başlayınca Amerikalılar ona karşı harekete geçmesi için Gülencilere yeşil ışık yaktı, böylece 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı.”
Dugin, Erdoğan’ın 15 Temmuz’un ardından FETÖ’ye karşı savaş açarak devletin tüm kademelerinden temizlediğini de sözlerine ekledi.
TASS Haber Ajansı’na konuşan Orta Doğu uzmanı akademisyen Boris Dolgov ise, Gülen’in ölümünün ardından Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin ısınacağını öngördü.
Konuyla ilgili haberler yaklaşık 60 Rus medya sitesinde yer aldı.
“CIA projesi”
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından 1990’lı yıllarda Rusya ve Orta Asya’da Gülen’le bağlantılı çok sayıda okul açıldı. Devlet okullarına göre daha iyi eğitim veren ve yabancı dil öğreten okullar kısa sürede popüler hale geldi.
Bu okullara karşı ilk harekete geçen ülke Özbekistan oldu ve 2000 yılında 16 lise kapatıldı. Ardından, Rusya 2003 yılından itibaren Gülen okullarını tasfiye etti. Dönemin FSB (eski KGB) Başkanı Nikolay Patruşev söz konu okulları “CIA projesi” olarak niteledi.
Fuad Safarov, Moskova