Hamas’ın 7 Ekim sabah İsrail’le düzenlediği çok kapsamlı ve koordineli saldırılar uluslararası kamuoyunda hem büyük yankı yarattı hem de şaşkınlıkla karşılandı.
Şaşkınlığın nedeni, neredeyse sürekli olarak savaş hâlinde yaşayan İsrail’in görünüşte saldırılara “hazırlıksız” yakalanmasıydı. Daimi olarak tetikte bulunan ve gelişmiş savunma sistemleri kullanan ülkenin Mossad ve Şin Bet gibi dünya çapında tanınan istihbarat servislerinin varlığına rağmen Hamas’ın saldırılarına uğraması soru işaretleri yarattı.
Kimileri İsrail’in Hamas tehdidini ciddiye almayarak hata yaptığını söylüyor, kimileri ise komplo teorisine girse de ülkenin orta ve uzun vadeli çıkarları gereği saldırılara göz yumulduğunu ileri sürüyor.
Euronews Türkçe’de yer alan habere göre, saldırının nasıl bu kadar koordineli ve kapsamlı olabileceği tartışılırken, uzmanlar örgütün yıllardır mühimmat biriktirdiğine dikkat çekiyor.
Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) araştırmacısı ve “Körfez’de Yeni Askeri Stratejiler” kitabının yazarı Jean-Loup Samaan, Hamas’ın 2008’den bu yana yaptığı saldırılarda kullandığı roketlerin menzilinin gittikçe uzadığına dikkat çekti.
Jean-Loup Samaan’a göre İsrail, Hamas’ın “bu kadar sofistike” bir saldırıyı gerçekleştirebileceğini bilmiyordu.
Mısır’ın saldırı hakkında İsrail’i önceden bilgilendirdiği haberleri çıkmıştı ancak İsrail medyasına göre Binyamin Netanyahu, Mısır’dan böyle bir uyarı almadıklarını söyledi.
Samaan “Gazze’de 2008’den beri her biri aynı şekilde sonuçlanan dört çatışma oldu ve Netanyahu, İsrail ordusunun Gazze’deki statükoyu koruyabileceği fikrindeydi” diyerek İsrail hükümetinin yanılmış olabileceğini işaret etti.
Fransız uluslararası ilişkiler uzmanı Samaan, İsrail’in düştüğü hatayı iki ana faktöre bağlıyor.
Samaan’a göre birinci faktör, İsrail hükümetinin artık Hamas’ın Gazze’de bir ‘terör örgütünden’ çok sorumlu bir hükümet gibi davranacağını düşünmesiydi.
İkincisi İsrail’in Gazze’deki savunmasını azaltıp, son yıllarda Batı Şeria’ya özellikle Cenin kampına odaklanması.
Netanyahu’nun Hamas’ı küçük görerek ‘ülkenin en büyük hatalarından birini yaptığını’ düşünen Samaan, İsrail Başbakanı’nın “Orta Doğu’yu değiştireceğiz” açıklamasını ise ‘içi boş’ bir söylem olarak yorumluyor.
“Gazze’deki şiddetin büyümesinden kaçınmak için artık çok geç” diyen Samaan, Lübnan ile olayların kontrolden çıkıp çıkmayacağının hâlâ belirsiz olduğunu söylüyor.
Samaan, İsrail ve ABD’nin Hamas saldırısının arkasında İran’ın olduğuna dair şimdilik somut bir kanıt sunamadığını belirtti.
Hamas ile hâlâ ilişkisi olan Mısır ve Katar gibi güçlerin arabuluculuk rolü üstlenebileceğini vurgulayan Saman, mevcut ortamın Cumhurbaşkanı Erdoğan için de bir fırsat olabileceğine dikkat çekti:
“Arabuluculuk yapmak isteyen Suudilerin veya Emirliklerin Hamas’la ilişkileri çok daha karmaşık ve bundan dolayı, istesek de istemesek de Katar kilit bir oyuncu olmaya devam ediyor.”
“Bildiğim kadarıyla daha önceki Gazze-İsrail arasındaki çatışmalarda Türk arabuluculuğu olmadı ama İsraillilerin Katar’dan ziyade Türkiye’nin arabuluculuğunu tercih edeceğini düşünüyorum.”
Fransız araştırmacı, İsrail’e kararlı destek veren bazı Batılı ülkelerin mevcut tutumlarının, İsrail’in Gazze’de yapacağı operasyonun etkilerine göre değişebileceğine işaret ediyor.
Yahudi ve Müslüman toplulukların bulunduğu ülkelerde bu durumun yansımalarından kaçınmanın zor olduğunu belirten Samaan, “Ne zaman İsrail ve Filistinliler arasında bir çatışma olsa, bu yansımayı Fransa’da her zaman görüyoruz.” diyerek durumun hassas oluşuna dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Çatışma ne kadar uzun sürerse, Gazze’deki saldırılar ne kadar yoğun olursa, Fransa’daki yansımalarının da o kadar büyük olacağını düşünüyorum. Bu savaşın önceki çatışmalardan önemli can kaybı dışında bir farkı olmayacak.”