Ukraynalı gazeteci Stanislav Strojenko’nun Moscow Times gazetesinde yayımlanan yazısı:
Saat sabah 11.00’de arabamız, Mikolayiv ile Herson’u birbirine bağlayan M-14 otoyoluna giriyor.
“Bugün şanslıyız” diyor rehberim yerel gazeteci Svitlana Horevaya, gri, çiseli gökyüzünü işaret ederek. “Bu hava, Rus dron pilotlarının bizi öldürmesini zorlaştırıyor.”
M-14, artık Herson’un Ukrayna’nın geri kalanıyla olan tek güvenilir bağlantısı. Bu hayati ikmal hattı, Temmuz ortasından beri Rus dronlarının menzili içinde ancak alternatif güzergâhlar, topçu ve dron (İHA) saldırılarına çok daha açık durumda.
“Herson için bu ciddi bir lojistik sorun” diye açıklıyor Horevaya. “Tüm tedarikler, gıda, insani yardım, ilaç her şey bu yoldan geçiyor. Buna yolcu taşımacılığı da dahil. … Eğer bu yol daha yoğun ateş altına girerse, durum umutsuz bir hâl alabilir.”
Raf ürünü parçalarla birleştirilen ucuz araçlar olan FPV tipi dronların yaygın kullanımı, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgalinden bu yana modern savaşı köklü biçimde dönüştürdü.
Her iki taraf da bu teknolojiyi 2023’ten itibaren geniş ölçekte benimsedi; bu sistemler baş döndürücü bir hızla gelişmeye devam ediyor.
Patlayıcı yüklerin yıkıcı gücü arttıkça ve elektronik harp sistemleri buna uyum sağladıkça, savaş alanındaki en önemli değişim uçuş menzilinde yaşandı.
Bir zamanlar 5 ila 10 kilometreyle sınırlı olan “öldürme bölgesi” artık 20, hatta bazı durumlarda 30 ila 40 kilometreye kadar uzanıyor.
Bu gelişme çok önemli sonuçlar doğurdu. Son aylarda Ukrayna’nın arka bölgeleri, Rus dron birimlerinin yoğun saldırılarına maruz kaldı.
Temmuz ayından beri, Rus güçleri, Ukrayna’nın güneydeki ana kalesi Herson’a giden ikmal yollarını kısmen kesmeyi başardı. Sivil araçlar ve tedarik kamyonları sistematik FPV saldırılarına hedef oluyor.
Eylül ayına gelindiğinde, Rus birlikleri bu başarıyı doğuda da tekrarladı; Donbas’taki Ukrayna kuvvetleri için kritik bir lojistik damar olan Harkiv-Slovyansk otoyolunu hedef aldı.
Hava kuşatması
M-14 üzerindeki yolculuğumuz dikkatlice zamanlandı: Saldırı riski gece karanlığından sonra artıyor.
Ancak Ukraynalılar da uyum sağlamış durumda. Otoyolun bazı bölümleri artık devasa balık ağlarından yapılmış anti-dron ağlarıyla, ahşap direklerin üzerine gerilerek korunuyor.

Bir başka yenilik ise dron trafik lambası. Bunlar yaklaşan İHA’ları algılayıp sürücülere uyarı veren ve tehlike geçene kadar trafiği durduran dedektörler.
En etkili koruma ise hâlâ, güzergâh boyunca konuşlandırılmış elektronik harp ve anti-dron savunma birimleri. Bu birliklerin varlığı, imha edilen araç sayısını keskin biçimde azalttı. Ancak otoyolun tamamını korumak imkânsız, Rus dronları hâlâ açıklardan faydalanabiliyor.
Sorunun bir kısmı, Rusya’nın kendi teknolojik uyumundan kaynaklanıyor. 2024 yılında Moskova, “Molniya” (yıldırım) adında yeni bir sabit kanatlı İHA kullanmaya başladı. Kontrplak ve alüminyum gibi basit malzemelerden üretilmişti.
Tasarımsal sadeliğine rağmen, bu araç 30 kilometreden fazla mesafedeki hedefleri vurabilen son derece isabetli ve güçlü bir silah olarak kendini kanıtladı.
Bu dronlar şu anda Herson bölgesinde yoğun şekilde kullanılmakta.
“Bu Molniyalar birkaç gündür görülüyor” diyor Horevaya. “Uçuş menzillerini artırıyorlar ve artık sıradan FPV’lerin ulaşamadığı yerlere, Herson ile Mikolayiv bölgeleri arasındaki sınıra yakın bölgelere saldırmaya başlıyorlar. Bu da onlarla mücadeleyi elbette zorlaştırıyor.”
“Tek taraflı bir oyun değil”
Rus kuvvetleri FPV dronlarını çeşitli yöntemlerle kullanıyor. Bazıları, havada “ana gemi” görevi gören büyük altı ya da sekiz pervaneli çok rotorlu dronlardan fırlatılıyor.
Bazıları Molniya tipi sabit kanatlı dronlar tarafından taşınıyor ya da doğrudan operatörlerce havalandırılıyor. Son yöntem menzili sınırlandırsa da, aktarıcı dronlar yardımıyla bu sınır genişletilebiliyor.
Rus kuvvetleri zaman zaman fiber optik kabloyla kontrol edilen, radyo sinyali karışmasından etkilenmeyen dronlar da kullandı.
Ancak Ukraynalı askeri analist Oleksandr Kovalenko, “Hem Molniya hem de ana gemi dronlar, hem taşıyıcı hem de aktarıcı işlevi görebiliyor; bu da FPV dronların menzilini büyük ölçüde artırıyor. Bu sayede FPV dronları, cephe hattından 30 ila 40 kilometre ötede bırakılabiliyor ve araçları, personeli veya sabit hedefleri avlamak için kullanılabiliyor” diyor.
Kovalenko’ya göre ana gemi dronlar özellikle etkili; hem uçuş süresini hem de menzili uzatıyor. Bu durum, Rusya’nın güney ve doğudaki Ukrayna ikmal hatlarına yönelik saldırılarındaki artışı da açıklıyor.
Donetsk ile Harkiv’i birbirine bağlayan M03 otoyolu yakınlarında, Rus birlikleri Liman bölgesinde ilerleme kaydetti ve hatlarını Donbas’taki Ukrayna’nın ana lojistik damarlarından birine yaklaştırdı.
“Cephe hattı bize yaklaştıkça, dron operatörleri de yaklaşıyor” diyor Yevhenii adındaki Ukraynalı bir İHA operatörü. “Ana gemi dronlar da bizim topraklarımızın derinliklerine kadar uçabiliyor.”
Ukrayna’nın kendi dron birimleri ise aynı şekilde karşılık veriyor.
Yevhenii, “Biz de Ruslar gibi açık noktalardan faydalanıyoruz. Biz de hatlarının onlarca kilometre içine uçuyoruz. Bu kesinlikle tek taraflı bir oyun değil” diyor.
Kiev ayrıca, düşman dronlarını düşürebilen önleyici dronlar, kendi ana gemi sistemleri ve Molniya benzeri sabit kanatlı modeller geliştirdi. Bu teknolojiler o kadar etkili oldu ki, Rusya da benzer sistemler geliştirmeye başladı.
Kovalenko bu yöntemleri “aktif savunma” olarak tanımlıyor yani dron fırlatma platformlarını ve operatörleri saldırıdan önce imha etmek.
“Dronları düşürmek mümkün olduğunda elbette bunu yapıyoruz, ancak fırlatma noktalarını vurmak aktif savunmanın en etkili yollarından biri. Dron operatörlerini avlamak ve sayılarını azaltmak çok önemli” diyor.
Doğu cephesinde dengesizlik
Doğu cephesinde güç dengesi büyük farklılıklar gösteriyor.
“Rus meslektaşlarımız bizim kadar yetenekli” diyor Yevhenii, “Ama sayı ve kaynak bakımından bizden çok daha üstünler.”
Bu fark özellikle Dnipropetrovsk bölgesinde, yani Yevhenii’nin görev yaptığı yerde belirgin.
“Üstümün dediği gibi, tam bir kan banyosu oluyor. Hava güzelse iki taraf da sürekli uçuyor. Ancak düşman keşif dronu belirirse, biz bir önleyici dron göndeririz; onlar aynı anda üç-dört kamikaze dronu yollar.”
Kovalenko, bu dengesizliğin özellikle Rusların dört birleşik silahlı orduyu ve bir motorize tümen ile yedek birlikleri aynı bölgede yoğunlaştırdığı cephe kesiminde görüldüğünü belirtiyor ve “Yaklaşık 100.000 askerleri var. Bu bölgede personelimiz çok daha az. Bizim için oldukça problemli bir bölge” diyor.
Ukrayna, kronik insan gücü eksikliğiyle mücadele ederken askerlerin hayatını korumak için insansız sistemlerin geliştirilmesine odaklanmış durumda.
Kiev hâlâ dron kullanımında avantajlı olsa da, Rusya hızla yetişiyor.
Kovalenko’nun verilerine göre, 2024’ün Mart ve Nisan aylarında Ruslar günde yaklaşık 250 FPV dronu kullanıyordu. Şimdi bu sayı günde 1.000 ila 1.200, bazen daha da fazla. Ağustos ayında rekor kırdılar: tek bir ayda yaklaşık 30.000 FPV kullandılar. Bu, bir yıl öncesine göre beş ila altı kat artış demek.
Rusya, hava koşulları ve tedarik durumuna bağlı olarak haftada 4.500 ila 8.000 FPV dronu fırlatabiliyor.
Moskova hâlâ, hem hazır dronlar hem de yedek parçalar dâhil olmak üzere Çin’den gelen çift kullanımlı ithal mallara büyük ölçüde bağımlı, diye ekliyor Kovalenko.
Ağustos ayında Ukraynalı mühendis ve iletişim uzmanı Serhiy Beskrestnov, düşürülen bir Rus Gerbera saldırı dronundan kurtarılan videoların, Çin’deki bir fabrikanın test kameralarına ait görüntüler içerdiğini bildirdi.
Dronun arayüzü, aracın “makine görüşü” teknolojisini kullanarak araçları otomatik olarak tanıyabildiğini gösteriyordu, bu da hızla ilerleyen otomasyonun bir işaretiydi.
Kovalenko, Rusların Çin desteği olmadan dron üretim kapasitesine sahip olmadığını belirtiyor. Ancak Ukrayna başlangıçta FPV dronları asker açığını telafi etmek için kullanırken, Moskova’nın hızla artan üretimi bu avantajı yakında silebilir.
Kovalenko, “Mevcut eğilim devam ederse, Rusya bu yılın sonuna kadar FPV dron kullanımında bizimle eşit seviyeye gelebilir” diyor.
Not: Görsel yapay zekâyla oluşturulmuştur.
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: