Cuma, 27 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Geriye doğru ilerlerken

Dr. Nevin Sütlaş
Son güncelleme: 6 Ağustos 2023 21:15
Dr. Nevin Sütlaş
Paylaş
Paylaş

Eskilerden bir gün, gene böyle deli sıcakların olduğu, aylardır yağmurun damlasının düşmediği bir gündü. Hava yapış yapış, gökyüzü alabildiğine yüksek ve parlaktı.

Bakırköy Yayla’da yeni bir Karadeniz Lokantası açılmış çok güzel lahanan sarması yapıyorlarmış diye duymuş, gidip tatmaya karar vermiştik. Lokantanın önü müsait olmadığı için yolun karşısına park edip dükkâna girdik. Önümüzü kesen garson “içerisi çok sıcak” diyerek bizi kapı önüne attıkları masaya yönlendirmek istedi. “Yok yok, içerde oturalım, on dakikaya yağmur yağacak” dedim. “Ne yağmuru be abla” diye dışarda oturtmaya ısrar etti. Ben dinlemeyip içeri yönelince de kendin kaşındın havasıyla razı oldu. Daha siparişlerimizi bile getirmemişti ki gök patladı.

Garson koşarak yanıma geldi ve heyecanla “bu güneşli havada yağmur yağacağını nasıl bildin?” diye sordu. “Yoo, bilmedim ki” dedim. “Bildin bildin, bana on dakikaya yağacak dedin, onuncu dakikada yağdı” diye kendi kendine tanıklık etti. En lakayt suratımı takınarak: “Yok bilmedim. Sadece çok bunalmıştım yağdırdım” dedim. Garsonun bana nasıl baktığını size anlatamam. Toy delikanlının bu hikâyeyi başkalarına nasıl anlattığını ise duymak isterdim.

İşin perde arkasında yatan benim o sıralar meteoroloji dersi almamdı. Hafta sonları dağ yürüyüşleri yapmaya başladığımız için en önemli eksiğimizin meteorolojik bilgi olduğunu fark etmiş, İTÜ’nün genç ve dinamik bir hocasından birkaç saatlik ders almıştık. Gökyüzüne bakmayı hep severdim ama asıl o derslerden öğrenmiştim. Arabamızı yolun karşısına bıraktığımız için caddeyi geçtiğimiz kısacık sürede yukarıya da bakmış, karşıdaki yağmur bulutunu görmüş,  o bulutun bu yana geleceğini ve suyunu salmadan geçip gitmeyeceğini de yeni öğrendiğim birkaç küçük ipucu sayesinde bilmiştim. Sonrası heyecanlı delikanlıya bir şaka yapmaktı. Ancak o beni ciddiye aldı. Ona buna, “bugün dükkâna bir ermiş geldi, aylardır yağmayan yağmuru yağdırdı” deme ihtimali bile var. Bu saçma yoruma ister inanın ister inanmayın ama delikanlının suratında benim okuduğum bakış oydu. Neyse canım öyle dememiştir elbette, eksik etek (!) olanın ereni mi olurmuş. Erkek olsam, hele sarıklı cübbeli olsam neyse…

Daha da eskilerden bir gün, Amerika’nın çöllerinde bir film çekilmekteymiş. Film ekibi sahra koşullarında yaşarken, bir bölge yerlisinin hava durumunu hatasız bildiğini öğrenmiş. Bu Kızılderiliyle dostluğu ilerletmişler, ertesi günün hava durumunu her akşam ona danışır olmuşlar. Malum açık havada set kurmak dünya para. O yağacak derse seti kurmuyor, böylece zarardan kar ediyorlarmış. Bu böyle epeyce bir sürmüş. Bir akşam gene adama ertesi günün havasını sormuş ama cevap alamamışlar. Niye cevaplamadığını da anlamamışlar. Bir sonraki gün sormuşlar, gene cevap vermeyince kendi aralarında durumu müzakere etmişler. Sonunda adamın yardımlarının karşılığını istediğini düşünmüşler. Ne kadar isterse ödeyelim, yeter ki filmi zamanında bitirebilelim, diye karar vermişler. Akşam olup kampa döndüklerinde konuyu açmışlar. “Bunca zamandır sen bize iyilik ettin, şimdi de biz de sana bir iyilik yapmak istiyoruz, söyle bizden ne istersin, demişler. Bir yandan da “çok para istemese de bütçeyi deldirmesek” diye kaygılanıyorlarmış. “Radyom bozuldu, bana yeni bir radyo alın” demiş yerli. “Siz hava durumu soruyorsunuz, ben radyo dinleyemediğim için cevap veremeyip mahcup oluyorum” diye eklemiş…

Bu kadar eskilerden değil epeyce yenilerden bir gün, bir şehrin reisi hacı hoca kimi bulduysa toplamış, hep beraber en yakın dağın tepesine çıkmış, yağmur duasına durmuştu. Öyle ya meteorologlar ne bilirdi yağmurun yağıp yağmayacağını. Allah isterse yağdırır, istemezse kullarının günahlarına saydırırdı.  Kulların günahları da ormanları katletmekle alakalı değil, hoca takımına az yüz vermekle alakalıydı. O yüzden dine-imana yani hacıya-hocaya yüz dönülmemeliydi ki Allah da yağmur yağdırsın. İşte konu tam olarak bu minvalde seyrederken, birden ne olduysa olmuş, bir arı kolonisi duacılara toptan saldırıya geçmişti. Hacıydı hocaydı, ermişiydi nurcusuydu dememiş, yüzü gözü, yakarmaya uzanan eli, Allah bilir başka nereleri, her bir yerleri şişlemişlerdi. Bu şişlenmiş dua merasimi gazetelere haber olduğunda, Aziz Nesin çoktan ölmüştü. O yüzden bu şapşahane konuyu o yazamadı da benim gibi bir acemi yazar böyle mundar etti işte…

Şimdi bu hava durumu hikâyeleri neden çıktı diye sormayın. Sarı sıcaklar bastı. Kara yangınlar başladı. Ben dünyanın öte ucuna taşındım. Eee, Şeyh öldü, tövbeler de silindi. Şimdi yağmurları kim yağdıracak siz asıl onu sorun.

Ağaçları kucaklayanlara saygılarımla…

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanDr. Nevin Sütlaş
Takip et:
1959 yılında Adapazarı’nda doğdu, İstanbul Üniversitesinde Tıp doktoru, Bakırköy Akıl Hastanesinde Nöroloji Uzmanı oldu ve aynı hastanede 30 yıl eğitim görevlisi hekim olarak çalıştı. Beynin damar ve enfeksiyon hastalıkları, yoğun bakım, hasta beslenmesi, açlık grevi/ ölüm orucu ve Multipl Skleroz konularında çalıştı. Sağlık sisteminin özelleştirilmesi sürecinde uğradığı mobing yüzünden 2016 yılında aktif meslek yaşamını sonlandırdı. Beyin ile ilgili bilimsel bilgiler temelinde topluma yönelik kitaplar yazmayı sürdürüyor. Florida'da yaşıyor. Web sayfası: http://www.nevinsutlas.net/index.html Elektronik posta: calisal01@yahoo.com
Önceki Makale Yanlış söylenen özel isimler
Sonraki Makale ‘Şampiyon’un başına gelenler

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

İran’da kadınlar, savaş ve rejim

İsmail Boy
25 Haziran 2025
Köşe Yazıları

İran’da sol nasıl kaybetti?

Ulaş Başar Gezgin
24 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Sakız’daki gizemli Türk yatı

Cenk Başlamış
22 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Libya’nın doğusundan sürpriz çıkış

Aydın Sezer
21 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?