Haydarpaşa Garı’nda saatler süren bekleyişten sonra Boğaz trafiği açıldığında, Kartal isimli istimbotla karşıya geçen Mustafa Kemal, çevresindeki ümitsiz sessizliği “geldikleri gibi giderler” sözleriyle bozar.
**
Çanakkale’de Mustafa Kemal öncülüğünde yedi düvele karşı büyük zafer kazanan Osmanlı, büyük savaşı bitiren barış anlaşmalarında, masaya Almanya ile birlikte kaybedenler tarafında oturur ve galiplerin taleplerini karşılamak zorunda kalır.
Osmanlı Devleti, 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Antlaşmas’ını imzalayarak, savaş dışı kalır.
Galipler koalisyonu, bir hafta içinde İstanbul’u işgal eder, stratejik bölgeler ele geçirilir, Boğazlar, demir yolları ve limanlar denetim altına alınır.
Osmanlı İmparatorluğu fiilen sona ermiştir. Savunmasız bırakılan Anadolu toprakları dört bir yandan emperyalist paylaşıma açılır.
İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanistan kıyılardan Anadolu içlerine ilerlemeye başlar.
Mustafa Kemal
Mustafa Kemal, İmparatorluğun Filistin, Suriye ve Irak hattındaki güney cephesini savunmakla görevli Yıldırım Orduları komutanıdır. Mondros işgalleri başlayınca karargâh merkezini Afrin’den Adana’ya taşır.
İşgal kuvvetlerine karşı genel bir direniş başlatarak, Anadolu’yu yabancı askerlerden temizleme planları yapmaktadır.
İskenderun Sancağ’ını işgal etmiş olan Fransızlara çok içerlemiştir. Karşı harekete geçmeye hazırlandığı sırada, işleri karıştırıp saltanatın rahatını bozar diye Padişah tarafından ordu müfettişi görevlendirmesiyle acilen İstanbul’a çağrılır.
Mustafa Kemal, Haydar Paşa Garı’nda Adana treninden indiğinde, gördüğü manzara Çanakkale’de arkalarına bakamadan giden müttefiklerin ortak donanması olur.
İstanbul’u işgale hazırlanan 55 parçalık donanma gözdağı vererek, Marmara’dan Boğaz’a doğru seyretmektedir. Dolmabahçe önlerine geldiklerinde, toplarını saraya çevirerek, yarım ay konumunda demir atarlar.
Haydarpaşa Garı’nda saatler süren bekleyişten sonra Boğaz trafiği açıldığında, Kartal isimli istimbotla karşıya geçen Mustafa Kemal, çevresindeki ümitsiz sessizliği ‘’geldikleri gibi giderler’’ sözleriyle bozar.
Bandırma
Adana’da sabahlara kadar süren gizli toplantılarda ateşlediği ulusal direniş fikrini, İstanbul’da, kiracı olarak oturduğu, şimdi Atatürk Müzesi olan Nişantaşı’ndaki evdeki buluşmalarla olgunlaştırır.
Bu arada ordu müfettişi sıfatıyla, Samsun bölgesinde yaşanan, işgalcilerin huzurunu bozan yerel taşkınlıkları bastırmakla görevlendirilmiştir.
Yıllar sonra, gençlik yıllarında zihninde filizlenmeye başlayan cumhuriyeti vicdanında milli bir sır gibi sakladığını kaydeden Mustafa Kemal Paşa, Karadeniz’e hareket etmeden önce 15 Mayıs akşamı, Anadolu’da yeni bir devlet kurma düşüncesi içinde olduğunu anlattığı annesi Zübeyde Hanım düşüp bayılmıştır. Gidip de dönememek var diyerek annesiyle, kız kardeşiyle vedalaşır.
16 Mayıs sabahı Bandırma Vapuru ile aklında direniş ve istiklal fikirleriyle Samsun’a hareket eder.
19 Mayıs 1919’da ayak bastığı Samsun’dan başlattığı direniş hareketi, bir ulusun yeniden varoluşunun mucizevi ilk adımını oluşturmuştur.
Mustafa Kemal ve fikirdaşı silah arkadaşlarının öncülüğünde yapılan heyecanlı siyasi kongreler, Anadolu cephelerindeki ulusal mukavemet ve istiklal hareketini teşvik etmektedir.
Samsun ruhuyla filizlenip tüm Anadoluya yayılan direniş ve istiklal mücadelesi ile işgal altındaki topraklar dört yıl sürecek savaşla bir bir kurtarılır ve ardından Cumhuriyet kurulur.
26 Ağustos sabahı Afyon Kocatepe’den ateşlenen büyük taarruz ile Anadolu’daki son işgalci güçler 30 Ağustos zaferi ile topraklarımızdan tamamen temizlenir.
Zafer, 29 Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanı ile devrin mazlum uluslarına ümit aşılayan yeni bir devletle taçlanır.
Bitap düşmüş, savaş yorgunu Anadolu, her şeye rağmen Mustafa Kemal öncülüğünde yaratılan yeni enerji ile kurtuluş mücadelesini kazanır ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurar.
Mustafa Kemal Paşa’nın dediği gibi, geldikleri gibi giderler..