Bülent Kaan Köse
Galatasaray geçen hafta kazandığı zorlu Göztepe deplasmanından sonra bir nebze de olsa rahatlayarak mental açıdan üst seviyeye çıkmıştı. Bu galibiyetin anlam kazanabilmesi için seri galibiyetlere ihtiyaç duyduğunun farkında olan Domenec Torrent ve ekibi, takımı düzlüğe çıkarmanın yollarını arıyor, buradan alınacak bir galibiyetin artık tırmanışın habercisi olacağını biliyordu. Açıkçası maçın zorlu geçeceğine emindim. ÇAYKUR Rizespor’da bir kan değişimi oldu. Bunun takıma olumlu yansıyacağına dair sanırım hepimiz hemfikirdik. Hadi gelin bu maçı bir ele alalım….
Başlama düdüğünden önce her iki takımı da detaylıca incelediğim zaman sertlik seviyesinin ön planda olacağı bir maçın bizleri beklediğini gördüm. Torrent’in oyun sisteminde beklerin çok büyük önemi var. Kimse fark etmese de hoca geldiği günden beri Aanholt’un yönünü kullanıyor. Hoca her iki kanadı da kullanarak çizgiye inmeyi seven bir yapıda. Bu duruma klasik İspanyol oyun planı da diyenlerimiz olacaktır. Yeni transferlerin etkisiyle değişen oyun planının sonuçlarını bu maçta sahada gördük diye düşünüyorum. Santrayla beraber, bloklar halinde alan kapatarak saldıran bir Galatasaray vardı sahada. Bu durumun çok kilit bir noktası var. ÇAYKUR Rizespor’un değişen ikinci bölgesi.
İzleyenlerin çoğunun ortak fikir olarak belirttiği çift yönlü hücumu hatta daha çok hücumu oynadığını düşünülen Gedson Fernandes…. Ben bu duruma başka bir açıdan yaklaşacağım. Gedson, hücumdayken tamamen 8 numara rakibi karşılarken de klasik bir 6 numaraya dönüşüyor. Bir maçta çift yönlü oynadığını söylemek güç. Maçın içerisinde akan oyunda her iki bölgenin özelliklerini ayrı ayrı düşünerek uygulayabilmek başka bir mental yetenek. Bu işin defans tarafını daha iyi yaptığını düşünüyorum. Onu ayrı kılan şey topsuz alandaki koşu mesafesi ile yaptığı alan markajı…. Tekrar söylüyorum, adam değil alan markajı…. Bunu bilen Torrent ve ekibi, ikinci bölgede o kadar sert bir oyun sergiledi ki, bu sertlik geçiş oyununa yansıdı. Berkan Kutlu’nun en önemli meziyeti, alan savunması.
Bu durum özellikle ilk yarıda üçüncü bölgede Cicaldau’nun hücum performansını çok ciddi seviyede etkiledi. On numara bölgesinde saf 8 numara oynayan bir Cicaldau gördük. Bununla beraber hocanın 30 saniye kuralı var… Galatasaray, bu maçta kaptırdığı her toptan sonra ön alan baskısı yaparak topu geri kazanmaya çalıştı.
Büyük oranda da başarılı olduğunu söylemek gerek. Galatasaray’ın ÇAYKUR Rizespor’a merkezde üstünlüğü vermemesi rakibi köşelere itince, birkaç pozisyon harici Korkmaz’ın öğrencileri kaleye gidemedi. Kerem Aktürkoğlu için alınan özel önlemi Torrent set hücumundaki üçgenler ile Aanholt üzerinden çözdü. Her iki gol de gerçekten usta işi… Oyuncunun gol öncesi ve sonrası konumladığı yerler ise, profesyonellik seviyesini kanıtlar nitelikte. Kendisi bana soracak olursanız orijini sol kanat bek olan bir oyuncu. “Half space”i çok iyi kullandığını söylemek gerek. Dürüst olmak gerekirse Göztepe maçındaki geri dönüşün takıma farklı bir inanç kazandırdığını söylemeliyim. ‘’İkinci yarı için baskın olan taraf net bir şekilde Galatasaray olacak’’ dedim….
Öyle de oldu diyebileceğim yerde ÇAYKUR Rizespor’un golü gelse de maça ikinci yarıda dahil olan Gomis Babel Feghouli üçlüsünün Galatasaray’ın hücum gücüne büyük etkisinin olduğunu düşünüyorum. Gomis’in geriden alarak kurduğu hücumlar ve sırtı dönük oyunda beklemesi, Galatasaray’ı hücum organizasyonlarında farklı bir yere götürdü.
Takımın Feghouli’nin basit oyunuyla geçiş hücumu ile kaleye gittiği bir hücuma şahit olduk. Galatasaray’ın bir üç puandan daha fazlasını kazandığı bir maç oldu. Psikolojik süreci yönetmek isteyen bir takımın iki kere geriye düştüğü maçı kazanması, saha içi birçok dinamiği değiştirecek. Bana soracak olursanız, Galatasaray, kendisini güvenli bölgeye attı. Sizce, haftaya neler olacak?