Fuad Safarov, Moskova
Moldova’da Gagavuz Türklerinin yaşadığı Gagavuz Özerk Yeri, merkezi yönetime karşı Türkiye ile Rusya’dan destek istedi.
Bölgede faaliyet gösteren Gagavuz Halk Birliği Hareketi Başkanı ve Gagavuz Yeri Halk Meclisi Milletvekili Viktor Petrov, bağlı oldukları Moldova’nın kendilerine baskı yaptığını ileri sürdü.
Moldova’yı Gagavuz Özerk Yeri ‘nin yetkilerini kısıtlamak için zemin hazırlamaya çalışmakla suçlayan Petrov, “Merkezi otorite tarafından kışkırtılan ve teşvik edilen korkunç bir Rus düşmanlığına tanık oluyoruz. Bizim Rusçayı tüm Moldova’ya empoze edeceğimizi iddia ediyorlar, hepimize radikal diyorlar” diye konuştu.
Moldova’daki Avrupa yanlısı hükümetin onay vermesinin ardından Gagavuz Özerk Yeri Başkanı İrina Vlah’ın (manşet fotoğrafı) Yüksek Güvenlik Kurulu’ndan ihraç edildiğini hatırlatan bölge milletvekili, “Gagavuz medyası ve gazeteciler yaptırımlara maruz kalıyor… Güvenlik kuvvetleri baskı yapıyor. Sınırı geçenler sorgulanıyor” iddiasında bulundu.
Petrov, “Ayrıca, stratejik ortaklarımız olan Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti’ne Moldova makamlarının Gagavuz karşıtı eylemlerine dikkat ederek Gagavuz halkının özerkliğini mümkün olan tüm diplomatik yollarla desteklemek çağrısında bulunmanın önemli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
Gagavuz Özerk Yeri Başkanı Vlah da Telegram hesabından Moldova yönetimini söz konusu adımlarına tepki göstererek, “Dünyadaki durumun çok zor olduğu ortada. Komşularımız savaş halinde, çok büyük ekonomik ve enerji krizi var. Ancak gerçek bir lider, her şeyden önce halkını nasıl destekleyeceğini düşünür. Maalesef ülkemizdeki durum tamamen farklı ve yetkililerimiz vatandaşlarına öncelik vermiyor” eleştirisinde bulundu.
2020 yılında Moldova’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini AB ile entegrasyon yanlısı Maia Sandu’nun kazanması ve Ukrayna krizi ile yaşanan gelişmeler, Rus nüfusun yaşadığı Transdinyester bölge sorununun yeniden gündeme getirilmesi Moldova-Rusya ilişkilerini gerginleştirdi. Gagavuz Özerk Yeri’nin Rusya ve Türkiye ile ilişkilere özel önem verdiği de biliniyor.
Moldova’da cumhurbaşkanlığı seçimini AB ile entegrasyon yanlısı Sandu’nun kazanması, 1992’den bu yana “dondurulmuş” olarak kalan Transdinyester sorununun yeniden alevlenmesine yol açması tehlikesi bulunuyor.