Son yıllarda hem Almanya’da hem de Türkiye’de, futbol sahasındaki performansından çok saha dışındaki davranışları ve tutumuyla gündeme gelen dünyaca ünlü yıldız Mesut Özil’in “rüya” gibi başlayan Fenerbahçe serüveni hayal kırıklığıyla sona erdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la 2018 yılında çektirdiği fotoğraf sonrası yaşadığı yıpratıcı sürecin ardından kariyerinde düşüşe geçen Özil’in “çocukluk hayali” olarak tanımladığı kulübe transferi, kimilerince yıldız futbolcunun yeniden yükseliş trendi yakalayabilmesi için bir şans olarak görülüyordu.
Ancak bundan yaklaşık 1,5 yıl önce Türkiye’ye transferi Fenerbahçelilerce büyük bir coşkuyla karşılanan, hatta İstanbul’a inen uçağının havadaki radar izi yüz binlerce kişi tarafından dakika dakika takip edilen Mesut Özil, aynı taraftarları bu kez kulüpten ayrılarak memnun etti. Türkiye’ye gelen en kariyerli futbolculardan biri olmasına karşın Fenerbahçe’deki performansı beklentilerin çok altında kalan Özil’in vedası, bu ayrılığın özellikle de 33 yaşındaki oyuncunun uzun süredir kadro dışı olmasının kulüp içinde yol açtığı huzursuzluğu sonlandırması bakımından sarı-lacivertli taraftarları rahatlattı.
Özil’in Başakşehir Futbol Kulübü’ne transferiyse “Başakşehir, Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen ancak artık düşüşe geçen yıldız futbolcuların yeni adresi mi oluyor?” sorusunu akıllara getirdi.
Başakşehir, daha önce de 2017 referandumunda “evet” kampanyasına destek veren ve hem bu politik duruşunun hem de inişteki saha içi performansının etkisiyle Barcelona’da tutunamayan Arda Turan’a kapılarını açmıştı.
Özil, Mayıs 2018’de Londra’da Erdoğan’la fotoğraf çektirdiği için Almanya’da tepki görmesiyle başlayan sürecin sonunda Alman milli takımını bırakmıştı. Almanya’da dönemin Başbakanı Angela Merkel dâhil birçok kişinin tepkisini çeken buluşmada yer alan bir diğer Türkiye kökenli milli oyuncu olan İlkay Gündoğan, gelen eleştiriler üzerine “futbolla siyasetin birbirine karıştırılmaması gereken konular olduğunu” kabul ederek politikayla arasına mesafe koymuştu. Geri adım atmamayı tercih eden Özil ise çektirdiği fotoğrafın arkasında durmuştu. Erdoğan, hem Mesut Özil’in hem de Arda Turan’ın düğünlerinde nikah şahidiydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 yılındaki açıklamasında, kulüp başkanlığını eşi Emine Erdoğan’ın akrabası olan AKP üyesi Göksel Gümüşdağ’ın yaptığı Başakşehir Futbol Kulübü’nü kendisinin “kurduğunu” söylemişti.
Özil’in bu kulübe transfer olmasını yorumlayan spor gazetecisi Kenan Başaran, “Burada da bir ‘rüya’ tabiri kullanıldı. Özil’in Başakşehir’e transferi de başkan Göksel Gümüşdağ’ın rüyasıymış! Daha önce de Arda Turan rüyası gerçekleşmişti ama pek hayra alamet olmamıştı. Özil’in Başakşehir transferi pek ikna edici değil futbol açısından. Nitekim bir yıllık bir sözleşme. Son bir dans!” ifadesini kullandı.
Başaran, “Özil-Başakşehir buluşması aynı zamanda politik bir yan da taşıyor. Özil’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile fotoğraf çektirmesi sonrası Almanya’da ayrımcılığa da varan tepkilere maruz kalmasını hatırlayalım. Şimdi iktidara yakın bir kulüp, ona evinin kapısını açıyor. ‘Evin oğlu’ benzetmesi Mesut Özil’in Başakşehir’e gitmesine daha uygun düşüyor” dedi.
Spor yorumcusu Serdar Ali Çelikler ise Başakşehir’in Arda Turan ve Mesut Özil gibi futbolculara siyasi saiklerle kucak açıp açmadığı yönündeki soruya, “Bu sorunun yanıtını tam olarak bilemeyiz. Ama gelin düşünelim” karşılığını vererek ekledi:
“‘Arda Barcelona’dan ‘evet’ dediği için kovuldu. Başakşehir’e aldıralım sahip çıkalım çocuğa’… ‘Mesut, Erdoğan ile fotoğraf verdiği için Almanya’da linç edildi. Milli takımdan oldu. Fenerbahçe’de olmadıysa olmadı. Başakşehir’e alalım. Mağdur olmasın’… Böyle mi olmuştur bilmemiz mümkün değil. Ama mantıksız bir önerme değil.”
Başarısızlık sebebi
Peki, Özil Fenerbahçe’de neden başarılı olamadı?
Spor yorumcularına göre, bunun en önemli sebebi, geçmişte Real Madrid ve Arsenal gibi üst düzey takımlarda top koşturan Özil’in motivasyon eksikliğiydi.
“Mesut Özil, Fenerbahçe’ye gelmeyi bir çocukluk rüyası olarak açıklasa da buna karşılık gelen ihtirası ortaya koymadı” yorumunda bulunan gazeteci Kenan Başaran, “Başarıya doymuş bir Özil geldi Türkiye’ye. Örneğin Hagi öyle değildi. Hâliyle bu 1,5 sezonda ‘idare etmeyi’ tercih etti” dedi.
Spor yorumcusu Kaan Kural da Özil’in Fenerbahçe’ye geldiğinde “hem fizik olarak hem de motivasyon olarak yetersiz” olduğunu belirterek “Bence zaten oynamak istemiyordu. Oynamaya gelmemişti. Hiçbir zaman da verebileceğinin en iyisini vermedi. Bence niyeti de hiçbir zaman olmadı zaten” diye konuştu. Kural, “Açıkçası Türkiye’ye transferi öncesi genel demeçlerine, kendi kariyer inşaatına baktığımız zaman da böyle bir beyaz sayfa açmaktan çok emekliliğim Türkiye’de olsun yaklaşımı görüyordum ben. Maalesef de öyle oldu” dedi.
Yorumcu Serdar Ali Çelikler ise Özil’in performansının kendisini “kısmen” hayal kırıklığına uğrattığını belirterek “Fenerbahçe’nin oyun ve oyuncu yapısının Mesut’a uymayacağı belliydi. O minvalde büyük beklentilerim yoktu. Allah’ı var, bilhassa İsmail Kartal ile takışmadan evvel kendisini çok zorladığını da gördüm. Ama vücut artık kaldırmıyor. Zaten hayatı boyunca tempolu değildi, bu yaştan sonra da zordu” değerlendirmesinde bulundu.
Mesut Özil’in Fenerbahçe serüveni sarı-lacivertlilerin özellikle teknik direktör devamlılığı ve oyun anlayışı istikrarı bakımından da şanssız bir döneme denk geldi. Fenerbahçe, Özil’in transfer olduğu Ocak 2021’den itibaren dört kez teknik adam değiştirdi.
Özil’in bu 1,5 yıllık süreçteki başarısız görüntüsünü iki temel sebebe dayandıran Çelikler, “Birinci sebep Fenerbahçe’nin Mesut’un oynayabileceği oyunculara ve onu oynatabilecek hocalara sahip olmaması. Erol Bulut’un futbolu Mesut Özil’le alakası yoktu. Ha keza Vitor Pereria’nın da. Pereira Mesut’a dürüst de davranmadı. Baştan ‘seni düşünmüyorum’ demek en doğrusudur. 10 maçlık Emre Belözoğlu dönemi Özil’in oyun yapısına uygun bir futbol barındırıyordu ama o dönemde de Mesut sakatlandı. İkinci temel sebep ise Mesut’un son 4-5 yılki tavrı. Mesut’a göre hep o haklı hep hocalar haksız. Bu Unai Emery de olsa Arteta da olsa Erol Bulut da olsa Vitor Pererira da olsa hatta İsmail Kartal da olsa herkes haksız ona göre.. Bu mümkün mü?” yorumunda bulundu.
Başaran da Özil’in Fenerbahçe’nin geçen ay takımın başına getirdiği Jorge Jesus’a kadar “kendi kalibresinin çok altında dört teknik adamla çalıştığını” belirterek “Rüyası gereği ‘Aslolan Fenerbahçe’dir diyerek, bu teknik adamlara ‘biat’ etmesi lazımdı. Ancak çok üst düzey teknik adamlarla çalışmış bir oyuncu olduğunu tekrar hatırlarsak, demek ki aklına yatmayan şeyler vardı. Sahadaki oyun sistemi de onun stiline hizmet etmedi. Bu topraklar Messi bile gelse ‘Koş biraz’ der” ifadesini kullandı.
Özil’in “sistem içinde güzel” olduğunu belirterek “Sistem denince gelinebilecek en son yerlerden birine geldi. Gerek Türkiye, gerekse Fenerbahçe her sezon sil baştan yapan bir anlayışa sahip” diyen Başaran, “Tüm bunların yanı sıra bir sahne var ki, belki Özil ertesi sabah ‘Ben ne yapıyorum’ diyerek ayrılmalıydı. Düşünün dünya yıldızı Mesut Özil, havalimanında elinde megafon hakemlerin Fenerbahçe’yi doğradığını söylüyor! Bu sahneye, Madrid’den, Londra’dan bir bakın! Bu da aşırı alaturka değil mi? Böyle bir iklimde Özil gibi bir sistem yıldızının başarılı olması olanaksızdı” yorumunda bulundu.
Yorumcular Özil’in Başakşehir’de göstereceği performans konusunda da çok iyimser değil.
Kural, “Düzenli forma şansı bulması, fiziksel durumuna bağlı. Çünkü kolay da sakatlanan bir oyuncu. Diyelim ki sakatlıklardan uzak durdu ve oynayabildi. Bu biraz da antrenörünün tercihi olacak tabii. Ama onun kariyeri ve ismi ölçüsünde bir performans beklemek, daha doğrusu bir devamlılık beklemek bence hayalcilik olur bu saatten sonra” diyor.
Çelikler ise daha da karamsar bir tablo çiziyor: “Kabul etmek gerek ki futbol Mesut’u bırakmış. Mesut hâlâ futbolu bırakmadığını düşünüyor ama futbol onu bırakmış. F.Bahçe’de olmadı. Başakşehir’de de olmaz.”
Ancak Özil Başakşehir’de başarısız da olsa, taraftar tabanı bir hayli dar olan bu kulüpte, daha önce oynadığı takımlardakine benzer bir taraftar ya da medya baskısı hissetmeyeceği kesin. Özil’in bunu avantaja mı çevireceğini, yoksa motivasyonunu iyice kaybedip daha da mı dibe vuracağını zaman gösterecek.
(DW Türkçe-Cengiz Özbek)