Salı, 24 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

‘Fisher Denklemi…’

İnan Özbek
Son güncelleme: 24 Aralık 2024 04:50
İnan Özbek
Paylaş
Paylaş

Güncelliğini yitirmeyen bir polemik konusu olması nedeniyle, faiz enflasyonun sebebi midir yoksa sonucu mu tartışması, faiz- enflasyon ilişkisine mercek tutarak bakmayı gerektiriyor.

Klasik ekonomi yaklaşımı çerçevesinde şekillenen ve ekonomi çevrelerinde genel kabul gören ortodoks (geleneksel) paradigmaya göre; faiz enflasyonun bir sonucudur.

Şöyle ki: Enflasyondan ötürü tasarruflarının reel değeri düşen bireyler, tüketimin alternatif maliyeti çok azalacağından harcamalarını arttıracaklar, bu durum da talep enflasyonu yaratarak fiyat artışlarını hızlandıracaktır. İvmelenen enflasyonun önüne geçebilmek için sonunda faiz yükseltilerek, kişilerin tüketimlerini azaltıp tasarruflarını arttırmaları sağlanacaktır.  

Öte yandan, parası rezerv para olmayan, dolayısıyla ekonomik faaliyette ithalat başta birçok alanda yoğun döviz kullanılan ekonomilerde, enflasyondan ötürü ulusal paranın alım gücü hızla eriyeceğinden bireyler kendilerini koruyabilmek adına dövize yönelir. Böylelikle artan döviz talebi nedeniyle tırmanan kurlar, kur geçişkenliğinin yüksek olması nedeniyle hızlıca iç fiyatları yükseltecek ve enflasyon iyice şiddetlenecektir.

Yaşanan enflasyonist süreci kontrol altına alabilmek adına, önünde sonunda faiz arttırılacak ve böylece enflasyonun sebep olduğu yüksek faiz olgusuyla karşı karşıya kalınacaktır.

Ülkemizde, bir önceki ekonomi yönetiminin savunduğu ve ‘Yeni Ekonomi Modeli’ni üzerine inşa ettiği ‘faiz enflasyonun sebebidir’ görüşünün teorik temelini ise ünlü “Fisher Denklemi” oluşturuyor.

Reel faiz ile beklenen enflasyon arasındaki ilişkiyi esas alan denkleme göre; nominal faiz reel faiz ile beklenen enflasyonun toplamına eşittir. Reel faiz sabitken nominal faizde yapılacak bir artış enflasyon beklentilerini arttıracağından, ekonomik birimler buna göre tavır alıp fiyatlarını yükseltecekleri için sonuç olarak gerçekleşen enflasyon da artmış olacaktır.

Faiz enflasyonun sebebidir görüşünü savunanlara göre; faiz artışı borçlanma, yatırım ve üretim maliyetlerini yükseltecek bu da doğrudan fiyatlara yansıyarak enflasyonu arttıracaktır.

Nobel Ekonomi Ödülü sahibi ünlü ekonomist Roubini de, “Faiz artırımı üretim maliyetlerinin artmasına bağlı olarak arz yönlü enflasyonu hızlandıracaktır” diyerek, “faiz sebeptir” fikrini savunanlara akademik bir gerekçe sunmuştu.

Teorik olarak tutarlı olan bu görüş; özellikle 2008 mali krizinden sonra çokça tartışılsa da, uygulamadaki çelişkili kimi sonuçlar dolayısıyla genel kabul görmemekte, başta FED olmak üzere dünyanın piyasa yapıcı merkez bankaları, “faiz sonuçtur” önermesini esas alan klasik modele göre hareket ediyor.

Birbirlerinin ister sebebi isterse de sonucu olsunlar faiz-enflasyon ikilisi, süreç içerisinde birbirlerini besleyerek yarattıkları faiz-enflasyon sarmalı, ücretlerin enflasyon oranında artırılması ve artan taleple birlikte enflasyonun bir kez daha artması biçimindeki ücret-fiyat sarmalı gibi negatif döngülere sebep olarak makro dengeleri alt üst ettiğinden bir an evvel çözülmesi gereken bir sorun kuşkusuz.

EtiketlendiEkonomi
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Yazanİnan Özbek
Takip et:
İstanbul Üniversitesi'nden mezun. Uzun yıllar bankacılık ve finans sektöründe çalıştı. Ekonomi tarihi ve teorileri alanlarında derinleşmeye çalışmakla birlikte, güncel ekonomik gelişmeler hakkında da fikir yürütme çabasında.
Önceki Makale TSYD’ye kayyım atandı
Sonraki Makale Aziz Nesin’in doğum günü

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe YazılarıManşet

İran’da sol nasıl kaybetti?

Ulaş Başar Gezgin
24 Haziran 2025
EditörKöşe Yazıları

Sakız’daki gizemli Türk yatı

Cenk Başlamış
22 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Libya’nın doğusundan sürpriz çıkış

Aydın Sezer
21 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Mağaradan çıkışın bedeli

Erdal Çolak
18 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?