Gün geçmiyor ki Fenerbahçe yönetiminin yeni bir beceri eksikliği gündemi meşgul etmesin. Elbette bu eksiklik gözünü yönetime dikmiş Fenerbahçe camiasının da yanlış ve eksik bilgilendirmesine neden oluyor.
Bir kısım Fenerbahçelilerde Başkan’ın da kafaları karıştırması nedeniyle son hakem olaylarına ilişkin yanlış izlenim oluştu. Fenerbahçe hakem camiasının ve futbol yönetiminin bu kavgasında iki taraftan biri değildir, tersine iki tarafın da asli hedefi ve düşmanıdır, zaten bu olayların yaşanmasının nedeni Fenerbahçe’yi saha dışında durdurmaya çalışma çabalarıdır.
Yani giden hakemler kötü, kalan hakemler iyi diye bir şey yok (Fırat Aydınus) hariç gidenler kalanlardan daha kötü, sinsi ve ellerine Fenerbahçe’nin alın teri bulaşmış insanlardı, kalanlar için ise tek ortak özellik Fenerbahçe düşmanlığıdır. Futbol yönetimi Galatasaray’ı tasfiye edip yerine Trabzonspor ‘u koyuyor, belki biraz Beşiktaş ama Fenerbahçe hâlâ tek düşman.
Olaylara böyle bakınca Başkan’ın cuma günkü açıklamaları tam bir fiyaskodur çünkü sadece Fenerbahçe maçlarında bile 5 puan hediye edilen kulübün düşmanı sistemin faydalananı Trabzonspor, zarar verileni ise Fenerbahçe’dir.
Bilmiyorum, Ahmet Ağaoğlu Fenerbahçe Başkanı’nın arkadaşı olabilir veya bazı teolojik felsefelere yakın olabilir, yaşamı “sağ yanağına tokat atana sol yanağını uzat” diye yorumluyor olabilir, aldığı terbiye mücadele etmeye uygun değildir. Ama biz Fenerbahçeliler için Fenerbahçe her şeyden önemlidir ve bizim genlerimizde “Fenerbahçe’ye kalkan ellere kalkan olma” geleneği vardır. Sanırım Başkan bunu yanlış anlamış olmalı ki ona kalkan ellerin hamiliğini yapıyor.
Düşünün, ülkede bir hakem operasyonu olsun ve bu operasyonun amacı eskiye göre Fenerbahçe’yi daha çok ezmek olsun ve Fenerbahçe başkanı çıkıp o operasyonun sahiplerini kamuoyu önünde aklasın… Bunun Fenerbahçeliler açısından mantıklı yanı yok, Başkan açısında ise tek anlamı olabilir: Fenerbahçe’yi ver ticari çıkarları al. Fenerbahçe başkanlığından sonra kimse Koç Holding’i hedef almıyor, eskiden randevu alamayan Başkan da Külliye’den çıkmıyor.
Evet belki komplo teorisi ama Fenerbahçe’ye yönelen bir tehdidi kamuoyu önünde meşrulaştıran bir politika için çok mantıklı bir teori.
Fenerbahçe Başkanı hiçbir zaman Fenerbahçe’ye bu kadar uzak olmamış, hiçbir Fenerbahçe başkanı Fenerbahçe’yi bu kadar savunmasız bırakmamıştı.
Fenerbahçe için en büyük tehdit kendi başkanı oldu maalesef…
