Türkiye’de 9’uncu yargı paketi ile TBMM gündemine gelmesi beklenen “etki ajanlığı” düzenlemesine benzer bir uygulama Gürcistan’da yasalaşma yolunda. Son yılların en büyük protesto gösterilerini tetikleyen değişiklik, 30’a karşı 84 lehte oyla meclisten geçti.
Oylama öncesi Avrupa yanlısı muhalefet temsilcileri ile yasayı hazırlayan iktidardaki “Gürcistan Rüyası” partisi üyeleri arasında yumruklu arbede yaşandı. Oturum devam ederken parlamento binası dışında toplanan göstericilere ise polis müdahale etti.
Düzenleme, fonlarının en az yüzde 20’si yurt dışından gelen sivil toplum örgütleri ile medya kuruluşlarının “yabancı bir gücün çıkarlarını gözeten organizasyon” olarak kayıt altına alınmasını şart koşuyor. Hükümet “şeffaflık” adına bu yönde adım attıklarını söylerken muhalefete, bağımsız basın ve STK’ların bu yolla ajan olarak nitelendirileceği, susturulacakları endişesi hâkim.
Rusya da STK’lar (sivil toplum kurumları) ve gazetecileri hedef almak için 2012’de çok benzer bir yasa çıkarmıştı. Bu nedenle Gürcistan kamuoyunda düzenleme “Rusya yasası” olarak adlandırılıyor. Gürcistan Devlet Başkanı Salome Zourabichvili, “Rusya’dakinin birebir kopyası” sözleriyle eleştirdiği yasayı veto edeceğini açıklamıştı. Ancak “Gürcistan Rüyası” mecliste vetoyu etkisiz kılacak koltuk sayısına sahip.
Partisi 2012’den beri iktidarda olan Başbakan Irakli Kobakhidze, yasa geçmezse Gürcistan’ın egemenliğini kaybedeceğini iddia ediyor. Kremlin’den ise “Tiflis, yabancı güçlerin içişlerine karışmasını önlemek istiyor” diyerek düzenlemeye destek açıklaması geldi.
Tiflis hükümeti aynı düzenlemeyi geçen yıl da geçirmeyi denemiş, ancak protestolar üzerine geri adım atmıştı. Anketler, çoğunluğun uygulamaya itirazının sürdüğünü gösteriyor. Düzenleme Avrupa ve Rusya arasında bir seçim olarak yorumlanırken 2008’de ülke topraklarının yüzde 20’sini işgal eden Rusya’ya karşı, Avrupa ile yakınlaşmaya destek yüzde 80 seviyesinde.
Ancak Avrupa başkentlerinden peşi sıra yapılan açıklamalar, Gürcistan’ın Aralık 2023’te “Avrupa Birliği’ne (AB) aday ülke” statüsü kazanmasıyla ivmelenen Tiflis-Brüksel ilişkilerinin geleceğine dair soru işaretlerine neden oluyor.
Oylama öncesi Tiflis’e giden Alman Federal Meclisi Dışilişkiler Komitesi Başkanı Michael Roth, hükümet yetkililerinin kendileri ile görüşmeyi reddettiğini söyledi. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen oylamanın Gürcistan için bir “dönüm noktası” olduğunu belirtirken Avrupa Birliği’nden yasanın Tiflis’in AB üyeliği önünde bir bariyer oluşturacağı uyarısı geldi.
Türkiye’deki düzenleme
Türkiye’de casusluk suçunun kapsamı ve tanımını muğlak ifadelerle genişleten “etki ajanlığı” düzenlemesi Rusya ve Gürcistan’daki uygulamalarla benzerlik taşıyor.
TBMM gündemine geldiğinde nasıl şekillenmiş olacağı henüz net olmasa da ANKA haber ajansının yayınladığı taslak metne göre değişiklik; “Yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlara hapis cezası” öngörüyor.
DW Türkçe’ye konuşan Kafkasya ve Rusya uzmanı Dr. Anna Ohanyan, Rusya’nın çok benzer bir yasayı ülkedeki sivil toplum kuruluşlarını baskı altına almak için kullandığına dikkat çekti.
Rusya bu adımı attığından beri birçok otoriter liderin aynı yolu izlediğini söyleyen Ohanyan, “ABD, Avrupa Birliği, Dünya Bankası veya Birleşmiş Milletler gibi ülke, kurum ve organizasyonlardan fon alan sivil toplum ve bağımsız medyanın ‘yabancı ajan’ olarak yaftalanarak bastırıldığını” kaydetti.
ABD merkezli Stonehill Üniversitesi Profesörü Dr. Ohanyan, bu tür bağımsız organizasyonların seçim güvenliğinden yargı reformlarının izlenmesine kadar her alanda hükümeti denetleme görevini yerine getirdiklerini hatırlattı.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Henri Barkey de benzer düzenlemelerin “hükümetleri STK ve bağımsız basın denetiminden korumak için çıkarıldığı” görüşünü dile getirdi.
“Türkiye’de yargının bağımsız olmadığına” dikkat çeken Dış İlişkiler Konseyi (CFR) araştırmacısı Barkey, şimdi “etki ajanlığı” düzenlemesi kullanılarak yabancıların çıkarına hizmet etmekle suçlanan bağımsız kuruluşların daha kolay hedef alınabileceğini belirtti.