Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından sırtını dayamak zorunda kaldığı Moskova ile ilişkilerde son dönemde gözle görülür bir gerginlik yaşayan Ermenistan çıkış yolu bulmaya çalışıyor.
Yıllarca Rusya’nın Kafkasya’daki yegane müttefiki olan Ermenistan, 2018 yılında Nikol Paşinyan’ın iktidara gelmesinin ardından Moskova ile arasına mesafe koymaya başladı. Ermenistan’da askeri üssü bulunan ve ülkenin sınırlarını da koruyan Rusya, 2020 yılında Azerbaycan ve Ermenistan güçleri arasında Karabağ’da çıkan savaşta, yıllardır izlediği statükonun bozulmasına izin vermeme taktiğinden vazgeçerek “tarafsız” kaldı, fiiliyatta Azerbaycan ordusunun ilerlemesine “yeşil ışık” yaktı. Türkiye tarafından da desteklenen Azerbaycan altı hafta süren savaşta Karabağ’da önemli kazanımlar elde etti, yalnız kalan Ermenistan yenilgiyi kabul etmek zorunda kaldı.
Moskova’da yayınlanan Moscow Times gazetesi, Ermeni halkının önemli bir bölümünün Karabağ savaşında destek vermeyen Rusya’ya öfke duyduğunu belirtti. Gazeteye göre, geçen aralık ayında Azerbaycan’ın, Ermenistan’la Karabağ arasındaki tek bağlantı koridorunu bloke etmesi Moskova’ya duyulan rahatsızlığı da arttırdı.
Ocak ayında Ermenistan, Moskova liderliğindeki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün tatbikatına ev sahipliği yapmaktan vazgeçti.
Mart ayında Ermenistan, Lahey’de bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (ICC) üyesi olmak için Roma Statüsü’nü kabul etme sürecini başlattı.
Bu adım Moskova ile ilişkileri daha da gerdi çünkü ICC savaş suçu işlediği iddiasıyla Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama kararı çıkarmıştı. Ermenistan’ın mahkemenin yetkisini kabul etmesi, Putin’in Ermenistan’a gelmesi halinde tutuklanması anlamına geliyordu. Rusya beklenildiği gibi çok sert tepki gösterdi ve ikili ilişkilerin zarar göreceği uyarısında bulundu
Siyaset bilimci Hakob Badalyan, Moscow Times’a, yaşanan tüm bu gelişmelerin sonucunda Ermenistan elitinin büyük kesiminin Rusya karşıtı bir pozisyon aldığını söyledi.
Moskova’dan yıllardır aldığı desteği artık göremese de, Karabağ savaşındaki tutumu nedeniyle sırtından hançerlendiği duygusuna kapılsa da Erivan’ın manevra alanı son derece sınırlı.
Diğer yandan, Türkiye ile Ermenistan arasında bir süredir ilişkilerin normalleştirilmesi amacıyla görüşmeler yapılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen yıl sonlarında Prag’da Ermenistan Başbakanı Paşinyan’la görüştü. Geçen ay da iki ülkenin dışişleri bakanları, Mevlüt Çavuşoğlu ile Ararat Mirzoyan Antalya’da bir araya geldi. Bu temasların sonucunda Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1991 yılından bu yana ilk kez iki ülkenin diplomatik tanıma kararı alması ve karşılıklı büyükelçi ataması olasılığı bulunuyor.
Ancak Ermenistan’da Türkiye’ye ve özellikle Azerbaycan’a yönelik olumsuz hava nedeniyle iş birliğinin derinleşmesine en azından şimdilik fazla şans tanınmıyor.
Oynayabileceği pek fazla kozu bulunmayan Ermenistan bu tabloda “iki arada bir derede kalmış” görünüyor.
Paşinyan’dan sansasyonel açıklama
Ermenistan Başbakanı Paşinyan dün (salı) parlamentoda yaptığı konuşmada, Sovyet dönemini kastederek, Azerbaycan’ın 1991 yılındaki sınırlarını kabul etmeye hazır olduklarını söyledi. Rus Kommersant gazetesi, bu sözlerin Ermenistan’ın Karabağ’ı Azerbaycan’ın parçası olarak tanıması anlamına geldiğini belirtti.
Paşinyan ayrıca, bölgede barışın sağlanmasının Erivan’ın Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmesine bağlı olduğunu söyledi.
Fotoğraf: Ermenistan’daki Rus üssü önünde protesto gösterisi. Aleksander Patrin-TASS