Fuad Safarov, Moskova
Rusya’nın önde gelen profil uzmanı sosyal psikolog Mihail Kasatkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e duyduğu sempatinin vücut diline de yansıdığını söyledi.
Rus 5. Kanal’ın sorularını yanıtlayan Kasatkin, değişik fotoğraflar üzerinden Erdoğan’ın vücut dilini analiz etti. Türk Cumhurbaşkanı’nın kimi zaman görüşmelerde elleri dizlerinin üzerinde bir pozisyon aldığına işaret eden Rus psikolog, “Müzakereler sırasında ellerini kalçalarına veya dizlerine koyma alışkanlığı var. Bu hareket, Erdoğan’ın konuşmayı başlatmaya veya bitirmeye hazır olduğunu gösteriyor” dedi.
Erdoğan-Putin görüşmesinin fotoğrafını örnek veren Kasatkin, “Aynı zamanda, vücudun hafif bir eğimi ve ayakların karşısındakine yönelmesi, muhatabına olan sempatisini ortaya koyuyor. Örneğin, Putin ile bir görüşme sırasında bu pozisyonda oturuyor” diye konuştu.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Erdoğan arasındaki sıkı dostluğunun fotoğraflarda da belli olduğunu yorumlayan Kasatkin, bu vücut dili pozisyonunu “dirsek altından el sıkışma” olarak nitelendirdi. Erdoğan’ın Aliyev’le diğer liderlerden farklı şekilde selamlaştığına dikkat çeken Rus psikolog şöyle devam etti:
“Olağan diplomatik selamlamanın ardından meslektaşın dirseğine dokunulur. Dirsek bölgesi samimiyet göstergesi kabul edildiğinden, bir yabancının bu harekete olumlu yanıt vermesi pek olası değildir. Ancak zaten dostane bir ilişkiniz olan muhatap, bu fiziksel temas biçimini ‘İlişkilerimiz daha da iyiye gidiyor’ diye algılayacaktır. Böylece liderlerin aktif olarak uzun vadeli işbirliği geliştirdiği söylenebilir.”
Erdoğan’ın vücut pozisyonlarını birkaç başlığa ayıran Rus uzman şu değerlendirmelerde bulundu:
-Ortodoks tutamı: Başparmağın işaret ve orta parmakların boğumuna bağlı olduğu pozisyon. Ortodokslukta dua ederken benzer bir jest kullanıldığı için Ortodoks tutamı adını veriyoruz. Erdoğan, dinleyicilerin dikkatini sözlerine odaklamak ve toplantıyı özetlemek istediğinde düzenli olarak bu hareketi yapıyor. Yani işaret, orta ve başparmak birbirine katlanmış durumda. Bununla, “Şimdi sana her şeyi açıklayacağım” diyor gibi görünüyor.
Ok jesti: Bu hareketi başparmak ve işaret parmağının birbirine bağlandığı ve geri kalanının ayrı durduğu “okey” (tamam) hareketiyle karıştırmamak gerekiyor. İşlerin iyi gittiği anlamına geliyor. Zaman zaman Erdoğan tarafından da kullanılıyor.
Sivri uç: Erdoğan bazen konuşurken ellerini “bir sivri uç gibi” kullanıyor. Ellerin sivri uçlu pozisyonunu kullanan kişi, kendinden emindir ve her şeyi bildiğini gösterir.
İşaret parmağı yukarı: Bazı önemli konulara dikkat çekmek için Erdoğan işaret parmağını yukarı kaldırıyor. Bu hareket, kararlı olduğunu ve kararına herhangi bir itirazı kabul etmeyeceğini gösteriyor.
İşaret parmağı aşağı: Eğer işaret parmağı aşağıysa, bu durumdaki kişi kızgındır. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın birilerine ya da bir şeye olan öfkesini ve memnuniyetsizliğini ifade ederken böyle bir jest yaptığı görülüyor. Konuşmacı işaret parmağıyla masaya dokunuyorsa bu tabiiyetindeki açıkça azarlıyor demektir.
“Çene okşaması: Çeneye dokunmak bir değerlendirme hareketidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meslektaşlarıyla yaptığı görüşmelerde, şu veya bu anlaşmanın kendisine neye mal olacağını düşünür gibi hafifçe çenesini okşadığı görülüyor. Ancak çenesine yaslanması muhatabına olan ilgisini kaybettiğini gösterir.
Kenetlenmiş parmaklar: Erdoğan’ın sımsıkı kenetlenmiş parmakları, başarısız şekilde gizlenmek istenmiş kızgınlık ve kaygıyı gösteriyor. Yani o anda düşüncelerini açmaya ve hızlı bir karar vermeye hazır değil, aksine her şeyi düzgün bir şekilde düşünmek için zaman ayırıyor.
Kasatkin’e göre, örneğin Erdoğan’ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmede benzer bir vücut dili sergiliyor.
“Eşit tokalaşma” pozisyonu içinse Kasatkin, “Erdoğan, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ile yaptığı görüşmede böyle davranıyor. Buradaki sözsüz iletişimi ‘Bu kişiyi seviyorum. Anlaşacağız. Ortak çıkarlarımız var’ ifadesi olarak yorumlamak mümkün” dedi.