Rus Gazeteci Mihail Pirogovski’nin Moscow Times gazetesinde yayınlanan Rusya-Ukrayna savaşının toplumsal yansımalarını incelediği yazısının geniş özeti:
Ukrayna’daki savaşı seyrederken iki görüntü beynime çakıldı: Birincisi Ukrayna’daki evleri yağmalayan Rusların zenginlik göstergesi olarak algıladığı Nutella kavanozlarından şaşkınlığa kapılması, diğeri de Moskova’daki İKEA’nın son gününde çaresiz Rus tüketicilerin mağazalara hücum etmesi. Eğer “dört Rusya”nın varlığını hatırlarsak iki görüntü de çok şey söylüyor…
“Dört Rusya”, 2011 yılında Coğrafyacı Natalya Zubareviç tarafından ortaya atılan bir tez. Bu tez Rusya’da dört ayrı sosyoekonomik blokun bulunduğunu öne sürüyor. Birincisi Batılılaşmış kentsel holdingler, ikincisi nüfusun çoğunluğunun devlet veya büyük bir sanayi kuruluşu için çalıştığı orta büyüklükteki kentler ve kasabalar, üçüncüsü Olimpos Dağı’ndaki adamlar Helen çobanlar için ne kadar gerçekse Putin’in o kadar gerçek olduğunu düşünen uzaklardaki köyler ve son olarak da “etnik cumhuriyetler.”
Bu yazıyı okuyan Rus nüfus cüzdanlı biriyseniz o zaman siz de Batılılaşmış kentlilerden birisiniz demektir. Rus kimliğiniz yoksa ve bu yazıyı okuyorsanız onlar tanıdığınız Rusların yüzde 90’ını oluşturuyor demektir.
Onlar gelen felaketi hemen 24 Şubat’ta anladı. O zaman beri protestolar düzenliyorlar, yurt dışına göç ediyorlar ya da savaş yanlıları ya da sansür tarafından susturulmuş şekilde cam benzeri evlerinde oturuyor ve dünyalarının parçalanmasını seyrediyorlar.
En dipte yer alan yüzde 20’lik kesim ay sonunu zor getiriyor, hiç tasarrufu bulunmuyor, evlerini odunla ısıtıyor. Bu çalışan yoksullar bulundukları yerde aylık 150 dolar geliri iyi bir maaş olarak kabul ediyor. Oralardaki Rus erkekler için ortalama yaşam süresiyle emeklilik yaşı neredeyse aynı. Yani ölümle emeklilik arasında bir yarış var.
Buraları büyük kentlerden uzakta Biysk ya da Porhov gibi yerler. Gri renkli bu yerlerin yolları az önce bombalanmış gibidir. Böyle bir yerde doğduysanız büyük olasılıkla babanız 150 dolarlık emekli maaşı için babaannenizi dövüyordur. Sosyal çevreniz Adidas eşofman giyenlerden oluşur, bunların üçte biri cezaevinde yatmıştır. Tanıdıklarınızdan birinin cinayet işlemiş olması ihtimali yüksektir. Alkolden ölen bir tanıdığınız mutlaka vardır, hatta belki de babanızdır. Buradaki kadınlar ucuz makarnalarla şişmiş, kamburu çıkmış, 40’ına gelmeden gözlerinin feri sönmüştür.
İşte, Rusya’daki işgal gücünün büyük bölümü bu tür yerlerden gelme gençlerdir. Bu nedenle bu gençlerin ve bazı komutanların ağza alınmayacak suçlar işlemesine şaşırmamalı. Benim ve sizin için ağza alınamayacak suçlar olabilir ama onlar için sıradan şeyler. Biysk ya da Porhov gibi yerlerde ahlak hayatta kalmanız için uygun değildir.
Bu elbette bir mazeret değil, sadece açıklama. Buça’da olanlar için herhangi bir mazeret gösterilemez. Etnik köken ya da nüfus kağıdının sizi otomatikman günahkar yaptığına inanmıyorsak, neden önemlidir.
İKEA’daki kalabalığa gelince…
Benim tahminime göre halkın yüzde 60’ını oluşturan önemli bir kesim bu. Halk ayaklanması olasılığından dehşete kapılıyorlar. Aslında hepsi her şeyi anlıyor ama ödemeleri gereken borçları var.
Rusya tarih boyunca her zaman refaha uzak olmuştur. Şu andaki nesillerin ortak belleğinde 1990’lardan kalma travmalar vardır. Son 20 yılda ise ev kredileri ve ucuz bir araba mümkün hale gelmiştir.
Bunun Rusya’daki orta sınıf için taşıdığı değeri takdir etmiyoruz. En alttaki yüzde 20’lik kesimin istekleri halkın çoğunun isteklerini yansıtıyor. Akıllı bir telefon, çocuğunun doğum günü için McDonald’s’ta parti, evine gidebileceği araba. İşte, Putin’in sözünü ettiği istikrar duygusu buydu.
Şimdi orta sınıf Rusya yalnız bırakılmak istiyor. Başka bir şey yapmak için zihinsel gücünü toparlayamıyor.
İşte bu nedenle Ruslar ekonomik fırtına vurmadan önce son bir tutam refah kapmak için İKEA’ya koştu.
Savaş karşıtı değiller çünkü siyasi bir pozisyon alabilecek enerjileri yok.
Saldırgan da değiller. Korktukları otoritenin yanında yer alıyorlar ki kendilerinin de peşine düşülmesin. Savaşın dehşetini reddediyorsunuz çünkü kabul ederseniz kurmak için o kadar uğraştığınız huzurlu dünyanız yıkılacak.
Rusya’nın neofaşizmin eşiğinde olduğuna dair popüler teorinin inandırıcı olmamasının nedeni tam da bu. Saf dışı olmuş insanları totaliter bir güruh haline getirmek daha kolaydır. Ruslar sadece IKEA’larını ve en son Avengers filmi için biletleri istiyor.
Putin’in yanlış hesapladığı kanlı gaf hâlâ erken bir aşamada. Ülke çapında gıda arzı, Kremlin’in zafer kazanmayı umduğu mayıs-haziran aylarında bitecek.
Ateşkes sağlansa, zafer ilan edilse ve askerler eve dönse bile bu sadece Rusya’daki sıkıntıların başlangıcı olacak. Lego ortadan kaybolurken, IKEA dönüş belirtisi göstermezken ve A4 kağıdı olmadığı için okul sınavları iptal edilirken… Hayır, bunlar devrimi körüklemez ama savaş histerisi dindiğinde, Putin’in halk arasındaki desteği Lukaşenko’nun en düşük seviyelerine doğru gider.
Ama demokrasi bir yana, bu durum yeni bir devlet başkanına giden yolun bile çok uzağında. Ancak IKEA’ya dönüş yolu siyasi eylemle açık bir vicdandan geçer ve İKEA’nın ürettiği dolapların cazibesi çok güçlüdür.