Salı, 24 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Diplomasinin incelikleri

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 8 Kasım 2024 14:03
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Son dönemde dış politikasında revizyona giden Türkiye’nin İsrail’e karşı takındığı sert tutum “ideolojik temelli” politikaya dönüş yapılıp yapılmayacağı tartışması başlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta, “En kısa zamanda bir Mısır seyahati düzenleyebilirim” diyerek Ankara ile Kahire arasında uzun süren gerilimin artık noktalanma aşamasına geldiği mesajını verdi.

Devletlerin çıkarları değişebildiği ve dış politikada kalıcı dostlar ya da düşmanlar olmadığı için bu aslında olağan sayılması gereken bir hamle.

Benzer bir durum Suriye ile ilişkilerde de geçerli: Yakın dostluktan düşmanlığa evrilen ilişkilerin yeniden rayına girebilmesi için bir süredir girişimler yapılıyor. Dış politikada küslük, dargınlık olmaması gerektiği için bu da yerinde bir adım sayılıyor.

Ama sorun Türkiye’nin geçmişte söz konusu iki ülkeyle gereksiz yere köprüleri tamamen yakma anlamına gelebilecek açıklamalar yapmasıydı. Oysa diplomasinin en önemli kurallarından biri karşınızdaki ülkeyi “düşman” olarak görseniz bile, geleceğe dönük kendinizi bağlayacak dönüşü zor sözler söylememek ve uzlaşma kapısını hiçbir zaman kapamamaktır.

Şimdi merak edilen İsrail’e karşı takınılan pozisyonun bu ülkeye özel bir taktik mi olduğu yoksa “ideolojik temelli” dış politikaya dönüşün kapısının mı aralandığı.

Peki nedir diplomasi?

Diplomasi milattan önce (MÖ) 14. yüzyıla kadar uzansa da günümüzdeki haliyle esas olarak 17. yüzyılda Avrupa’da şekillenmiş. MÖ 13. yüzyıldaki Hititlerin Kadeş Antlaşması, tarihin bilinen ilk yazılı diplomasi belgesi olarak kabul ediliyor.

Diplomasinin pek çok tarifi var, bunlardan en yalını “dış politikayı yürütme aracı.” Bir başka tarife göre ise, “ülkeler arasında barışçı ilişkiler kurma sanatı.”

Her ülkenin dış politikada hedefleri vardır ve bu hedeflere ulaşmak için diplomasiyi kullanır. Diplomasi aynı zamanda “al-ver” oyunudur; kimi zaman sabır ve çelik gibi sinir gerektiren pazarlıklar sonucu ülkeler alabileceklerinin en fazlasını, verebileceklerinin en azı karşılığında elde etmeye çalışır.

Ama diplomasi aynı zamanda her ülkenin siyasi, ekonomik ve askeri gücüyle de bağlantılıdır. Yeterli güce sahip değilseniz, muhatabınıza karşı kullanabileceğiniz, üzerinde baskı kurmanızı sağlayacak kozunuz yoksa diplomasi bir işe yaramaz. Bu silahlara sahip değilseniz herhangi bir konuda haklı olmanız karşı tarafa otomatikman istediğinizi yaptırabileceğiniz anlamına gelmez.

Diplomasinin en önemli özelliklerinden biri de nezaket dili olmasıdır. Çok nadir örnekler dışında, aralarında sorun bulunan iki ülkeyi temsil eden devlet adamlarının kamuoyu önünde ya da kapalı kapılar ardında kurdukları cümlelerde nezaket kalıpları dışına çıktığını duymayız. Bunun yerine söylemek istediklerini, vermek istedikleri sert mesajları “zarif” bir ambalaja sararlar.

Gergin görüşmelerin neredeyse hiçbirinde “… pişman ederiz”, “mecbursunuz”, “gününüzü göstereceğiz…” gibi tehdit ifadeleri geçen cümleler kurulmaz. Bunun yerine muhatap rencide edilmeden, örneğin iki ülkenin sorunları aşmak için birlikte çalışması gerektiğinden söz edilir. Baskı, tehdit ve şantaj gibi kelimeler diplomasi dilinde yer almaz, gerekiyorsa kibar bir şekilde bu sözler ima yoluyla karşı tarafa söylenir. Kapalı kapılar ardındaki bu dikkatli üslup kamuoyu önünde yapılan açıklamalarda da geçerlidir.

Diplomasinin bir başka kuralı da, yapılan açıklama ne kadar sert olursa olsun uzlaşma yolunun kesinlikle kapatılmamasıdır. Bu nedenle devlet adamları ve diplomatlar geleceğe ilişkin hiçbir zaman bağlayıcı kelimeler kullanmaz. İki ülkenin arası ne kadar gergin olursa olsun, hatta savaş çıkmış bile olsa uzlaşma kapısı her zaman aralık bırakılır.

EtiketlendiDiplomasiJeopolitikSeçilen
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Bitişik yazılan kelimeler
Sonraki Makale Almanya’da ‘sistemli ırkçılık’

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörGünlük

Fatih Altaylı’dan mesaj var

Medya Günlüğü
24 Haziran 2025
GünlükManşet

Köşe yazılarından seçmeler

Medya Günlüğü
24 Haziran 2025
GünlükManşet

Ebulfez Elçibey yazıları

Medya Günlüğü
24 Haziran 2025

Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Mehmet Şüküroğlu
24 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?