Kiev’deki Taras Şevçenko Üniversitesi öğretim üyesi siyaset bilimci Oleksiy Yakubin’in Moscow Times gazetesinde yayımlanan makalesinin özet çevirisi:
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in görüşlerini dünyaya duyurmakla sorumlu sözcüsü Dmitriy Peskov geçen hafta Kremlin’in Ukrayna yönetimini devirmeye ya da iktidarı değiştirmeye çalıştığı iddialarını yalanladı. Bu sürpriz açıklama Moskova’nın Volodimir Zelenski’yi nihayet Ukrayna’nın seçilmiş meşru lideri olarak kabul edebileceğini gösteriyor.
Kremlin’in Ukrayna’nın liderini belirleme arzusu taşıdığı bilindiği için Peskov’un açıklaması merak uyandırdı. Aslında ilk sorulması gereken soru, “neden Peskov’un sözlerini ciddiye alalım” olmalı. Çünkü geçmişte onun Kremlin’deki etkinliğinden söz edilirdi ama son dokuz ayda yaşananlar durumun pek de öyle olmadığını kanıtladı.
Aynı süreçte Rusya uluslararası alandaki konumunu kaybetti. Sadece Ukrayna’yı işgal ettiği için değil, Ukrayna liderinin meşruluğunu tartışma konusu yapabileceği uluslararası örgütlerden de çekildiği için.
O halde Peskov’un açıklamasının önemi ne?
Büyük olasılıkla bu sözler Moskova’nın Ukrayna ile yeniden medeni bir diyaloğa girme arzusunu yansıtıyor. Yani Kremlin ve destekçilerinin son bir yılda içinde bulunduğu sözde gerçek dünyadan “realpolitik” (*) dünyasına geçtiğini. Sonuçta askerleri çiçeklerle karşılanmadıkça hiçbir saldırgan barış görüşmelerini sonsuza kadar reddedemez. Kremlin’in bu gerçeği kabul etmesi uzun sürse de Ukrayna’daki durumun böyle olmadığını biliyoruz.
Sadece işgalin başından itibaren değil, son dokuz yıldır Rusya Ukrayna iktidarını şeytanlaştırdı ve meşruluğunu sorguladı. Sanki ülke koca bir toplama kampıymış gibi “rejimin suçları”ndan bahsetti, Ukrayna hükümetini sürekli olarak “bir grup Nazi ve uyuşturucu bağımlısı” olarak niteledi.
Putin bir süredir Zelenski hükümetini kastederek yeniden “Ukraynalı ortaklar” demeye başladı ki bu sözleri en son 2021 yaz aylarında kullanmıştı. Elbette Putin’in sözlüğünde “ortak” kelimesinin karşılığı illa “dost” demek değil ama yine de “Naziler ve uyuşturucu bağımlıları” söyleminden bir hayli uzak.
2021 yazında Donbas sorununu çözmek için çok çaba harcandı. Süreç zordu ama ümitsiz değildi. Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in çabasıyla sağlanan tahıl anlaşması çerçevesinde Putin’in “Ukraynalı ortaklar” demesi ve Peskov’un açıklaması bu söylem değişikliğini teyit ediyor.
Kremlin kullandığı dili değiştirerek müzakere masasına dönmeye hazır olduğunu dünyaya göstermek istiyor.
Daha da önemlisi Rusya şu anda değişik bir müzakereye hazırmış görünüyor. Eskiden Kremlin görüşmelerden söz ettiğinde bu diyalogdan çok ültimatoma benzerdi.
Putin artık Batı ve Ukrayna’daki “ortaklarına” barışa yönelik gerçek adımları tartışmaya hazır olduğunu açıkça göstermek istiyor. Gerçi bu terimden tam olarak ne anladığı belirsizliğini koruyor. Rusya muhtemelen tehdit ve ültimatom söyleminin başarısız olduğunun ve yalnızca Moskova’nın itibarını daha da zedeleyerek Rusya’nın “küresel parya” statüsünü güçlendirme riskini taşıdığının farkına varıyor.
Eğer olan gerçekten buysa, “realpolitik”e dönüşün Rusya için askeri ve siyasi anlamlar var demektir. Kremlin, Ukraynalıların başından beri bildiği, Batı’nın yeni anlamaya başladığı çabuk bir zafer kazanmasının olanaksız olduğunu sonunda kabullenmiş görünüyor.
Rusya komşusunu işgal ederken hibrit bir savaş başlatmayı, NATO’yu çatışmanın içine çekmeyi, sonra da barış masasına oturmayı düşünüyordu. Ama bunun yerine topyekun bir savaş çıktı.
Rusya’nın Ukrayna hükümeti ile görüşmeler konusunda ciddi olduğunu gösteren bir işaret de sürekli olarak Ukrayna’nın sivil altyapısını bombalaması. Bu saldırıların askeri durumu değiştirme ihtimali bulunmuyor hatta Ukrayna’nın savaşı sürdürme kararlılığını güçlendiriyor ama belli ki Kremlin aynı zamanda Ukrayna yönetimine savaşı noktalaması için kamuoyu baskısına da yol açacağını hesaplıyor.
Ama Ukrayna halkı uzun süredir zorlu bir kışa hazırlandığı için bu bir hesap hatası. Durum öyle bir noktaya geldi ki Putin’in yakında Zelenski ile müzakere masasına oturmaktan başka seçeneği kalmayacak. Dier yandan Zelenski de dilini yumuşatmaya ve Putin’le masaya oturmayı reddetmemeye başladı.
Savaşın başlamasından birkaç hafta önce Ukrayna’nın Minsk anlaşmalarının hoşnut olmaması sorulunca Putin gülerek iyi bilinen bir tekerlemeyi tekrarlamış ve “Hoşuna gitse de gitmese de sık dişini güzelim” anlamına gelen bir cevap vermişti.
Ama artık işler değişti. Şimdi sırıtmak, kabullenmek, dişini sıkmak ve acı çekmek zorunda olan Rusya.
(*) Realpolitik: Herhangi bir ideale veya kurama bağlanmaksızın tamamıyla mevcut gerçeklere uyum sağlayarak amaçlarını gerçekleştirmeye çalışmak anlamında kullanılan Almanca terim.