“İt dalaşı” aslında iki ülkenin savaş uçaklarının havada birbirlerini taciz ettiği durumlar için kullanılan bir kavram.
Örneğin, Türk ve Yunan savaş uçaklarının Ege üzerinde “it dalaşı”na girdiği konusunda zaman zaman haberler çıkar.
Benzer bir durum Barent Denizi’ni birlikte paylaşan Rusya ve Norveç için de geçerli fakat klasik “it dalaşı”ndan iki önemli fark var: Birincisi tacizler havada değil denizde gerçekleşiyor, ikincisi taraflardan biri genellikle siviller oluyor, yani balıkçılar. Bu tür olaylar son derece ciddi olmakla birlikte zaman zaman ortaya trajikomik sahneler de çıkıyor.
Son olayda, Barents Denizi’nde düzenlenen bir tatbikata katılan Rusya’nın en büyük savaş gemilerinden Amiral Levçenko (fotoğrafta), iddiaya göre tatbikat bölgesine girdiği gerekçesiyle Norveç’e ait Ragnhild Kristine adındaki balıkçı teknesine uyarı ateşi yaptı.
Norveç gemisinin kaptanı Oystein Orten, “Bize hemen orayı terk etmemizi söylediler ama o anda Norveç’e ait münhasır ekonomik bölgenin içindeydik. Tabii ki kabul etmedim” dedi.
Fakat koca Rus savaş gemisinin üzerlerine geldiğini gören Orten’in kaçmaktan başka yapabileceği bir şey yoktu. Böylece ortaya komik bir görüntü çıktı: 163 metrelik bir savaş gemisi 15 metrelik bir balıkçı teknesini kovalamaya başladı.
Orten, “Sonra bize uyarı ateşi açtılar. Çok güçlü bir patlama oldu. Teknemiz çok sallandı” dedi.
Norveç Ordu Sözcüsü Yarbay Vegard Finberg, olayı doğruladı ancak uyarı ateşi iddiasını yalanladı ve “Balıkçılarımıza öyle gelmiş olabilir!” dedi.
Benzer durumun tersi yıllar önce Norveç donanmasıyla bir Rus balıkçı teknesi arasında yaşanmıştı.
O olayla ilgili Medya Günlüğü’nde yayınlanan “Ruslar kaçar ama asla teslim olmaz” başlıklı yazı şöyleydi:
“Tromsö adını herhalde Tromsölüler ve Norveçlilerden başka kimse bilmez. Daha doğrusu bilmezdi. Norveç’in Kutup bölgesine çok yakın bu küçük balıkçı kasabası uzun süre önce adını önce Türk, daha sonra uluslararası spor kamuoyuna duyurdu. Hem de ne duyurma!
O zaman yani UEFA Kupası kuraları çekildiğinde Galatasaray’a rakip olarak Tromsö’nün çıktığını duyan Türk spor yazarlarının yüzüne alaycı bir gülümseme yerleşmişti. Ama “kasaba takımı” diye küçümsenen Tromsö dişli çıktı. Hiçbir maçın oynanmadan kazanılamayacağını bir kez daha kanıtladı. Beklenmedik şöhret Tromsölülerin gururunu okşamış olmalı ki, kısa bir aradan sonra uluslararası medyanın bir kez daha gündemine oturdular. Gerçi, bu kez olayın asıl kahramanı kendileri değildi, hatta biraz da küçük düştüler ama olsun, dünya günlerce Tromsö’den söz etti.
Rus balıkçı teknesi Elektron, Tromsö açıklarına geldiğinde gürültü kopacağını tahmin ediyordu ama herhalde bu kadarını beklemiyordu. Tromsö sahil koruma gemileri, Elektron’un kaçak balık avladığını anlayınca hemen denize açıldı. Hızlı hücum botların Rus gemisini yakalaması uzun sürmedi. Elektron çaresiz Tromsö Limanı’na yanaştı. İki yetkili gemiye çıktı, yakalanan balıklar sayıldı, tutanak hazırlandı.
Buraya kadar her şey normal görünüyordu. Gerçi, Elektron’un avlandığı yer Rusya ile Norveç arasında tartışmalı bir bölgeydi. Rusya buranın uluslararası sulara dâhil olduğunu savunuyordu. Neyse, tam tutanak hazırlanırken Rus kaptan Valeriy Yarantsev mürettebata, Norveçlilerin hiç beklemediği bir emir verdi: Motorları çalıştırın, kaçıyoruz! Böylece, 21. yüzyıldaki ilk “Tromsö Deniz Savaşı” başlamış oldu!
Tromsö kıyı koruma gemileri Elektron’a önce uyarı ateşi açtı, durmadığını görünce Norveç donanmasından bir savaş gemisi peşine düştü. Aslında komik bir görüntüydü. Önde batmakla batmamak arasında kararsızlık geçiren eski mi eski bir balıkçı teknesi, arkasında gelişmiş silahlarla donatılmış modern bir savaş gemisi. Kaptan Yarantsev, yaşananları anbean bağlı olduğu Murmansk Limanı’na telsizle bildiriyordu.
Kovalamacanın ikinci günü mesajında, “Peşimizdeki gemilerin sayısı ikiye çıktı. Tepemizde helikopter uçuyor. Elektron’un ele geçirilme tehlikesi var. Yardım gönderin!” diyordu. Rus yetkililer gelişmelerden haberdardı. Elektron’un yakalandığı bölge gerçi tartışmalıydı ama kaptanın teknede hem de iki Norveçli varken kaçmasına kızmışlardı. Müdahale etmemeye karar verdiler.
Murmansk’tan ses çıkmadıkça Yarantsev daha da hızlı kaçmaya çalışıyordu. O ruh hali içinde yeni mesajında tekneye bomba atıldığını bildirdi. Oysa atılan sadece uyarı fişekleriydi. Bu arada, Norveç savaş gemilerinin sayısı dörde çıkmıştı. Ama Barents Denizi’nin ortasında Norveç donanmasıyla teke tek kalmak belli ki Rus kaptanın gözünü korkutmamıştı. Yeni mesajını hazırladı: Yaklaşıyorlar! Norveç savaş gemilerine çarparak saldırma hakkımı saklı tutuyorum!
İş tam bir inada binmişti. Ruslar kaçıyor, Norveçliler kovalıyordu. Bir Norveç gemisi, balıkçı teknesine ağ atmaya çalıştı ama bölgede bulunan başka bir Rus teknesi iki geminin arasına girdi.
Kovalamaca cuma gününe kadar sürdü. Diplomatların çabasıyla sorunun daha da büyümesi engellendi. Günlerdir olanları dehşet içinde izleyen iki Norveçli yetkili sonunda Elektron’dan ayrılabildi. Ama Norveç donanmasına kök söktüren Rus kaptan Yarantsev strese daha fazla dayanamadı, tekne Murmansk limanına yanaşmadan az önce kalp krizi geçirdi, yoğun bakıma alındı.
Birinci sayfasına kaptanın resmini basan Komsomolskaya Pravda gazetesi Tromsö deniz savaşının finalini şu başlıkla yaptı: Ruslar kaçar ama asla teslim olmaz!
Fotoğraf: Neill Rush