Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesinin ardından Almanya’yla gizli ittifak anlaşması yapan Osmanlı Devleti, anlaşmayı izleyen gün seferberlik ilan etti.
3 Ağustos 1914’den itibaren askere yazılanların arasında sporcular, özellikle de futbolcular vardı. Bu ‘idmancı’lar, İmparatorluğun savaştığı tüm cephelerde ön saflarda bulundular. “Büyük Savaş”ta pek çoğu şehit düştü, daha fazlası yaralandı.
İdmancılar, diğer münevver ve vatan sevdalısı gençlerle birlikte ihtiyat zabiti veya zabit namzeti olarak yetiştirilmek üzere üç aylık bir eğitime tabii tutuldular, ardından birliklere, cephelere sevk edildiler.
Konu hakkında en ayrıntılı çalışmaları yapan araştırmacı Melih Şabanoğlu’nun belirttiğine göre, Doğu cephesi idmancıların en çok kayıp verdiği iki cepheden biriydi. Beşiktaş’ın ilk takımının futbolcularından Dr. Ali, Dr. Mehmed, Ali Can ve Rıdvan beyler… Fenerbahçe’den Münir Mahmud… Galatasaray’dan Abdurrahman Robenson ve Neşet Hasan Doğu cephesinde şehit oldular.
Çanakkale muharebeleri de pek çok genç ve ümit vaat eden sporcunun hayatına mal oldu. Beşiktaş’ın ilk futbol takımının kaptanı olan Kâzım Bey ile Asım Bey gönüllü kuşandıkları Osmanlı üniformasıyla toprağa Çanakkale’de düştüler. Fenerbahçe’den kulüp üyesi Nureddin Bey ile genç takım futbolcuları Halim, Haldun, Kemal ve Sabri beyler de hayatlarını Çanakkale cephesinde yitirdiler. Fenerbahçe’nin Çanakkale’de can veren bir diğer idmancısı Sabri Bey’di. Fenerbahçe’nin yelken ve kürek şubelerinin sporcusu Sabri Bey, bölük komutanı olarak görev yaptığı Barbaros zırhlısı 8 Ağustos 1915’te bir İngiliz denizaltısı tarafından torpillenerek batırılınca şehit oldu. Çanakkale Harbi denince, Fenerbahçe’nin “Demir” lakabı takılan futbolcusu, genç takım kaptanı Ethem Bellisan’ı anmamak hiç olmaz. Topçu subayı olarak katıldığı cepheden sağ çıkan Ethem, daha sonraki yıllarda Çanakkale’de bulunduğu sırada tek üzüldüğü noktanın formasından uzak kalmak olduğunu söyleyecekti.
Türk futbol dünyasının Çanakkale cephesindeki en tanınmış kaybı, Galatasaraylı Mehmet Hasnun Galip’ti. Döneminin en iyi futbolcusu, 21 Haziran 1915 akşamı Türklerin “Kemalbey Tepesi”, Fransızların “Haricot” dedikleri mevziyi savunurken toprağa düştü.
Kanal-Filistin-Suriye cephesinde de birçok Türk idmancı savaştı. Bunları birçoğu yaralanırken, Vefa’nın kurucusu Saim Turgut Aktansel gibi bazıları ise esir düştü. Filistin cephesinde şehadetinin kayıtlara geçtiğini bildiğimiz tek futbolcu, Galatasaraylı kaleci Ahmed Hamdi’dir. Yine Galatasaraylı “Kürt” Cemal ise, başta Çanakkale olmak üzere birçok cephede savaşmış, yaralanıp iyileştikten sonra Irak cephesine gönderilmişti. Sarı-kırmızılıların Fenerbahçe’ye attığı ilk golün sahibi olarak zaten tarihe geçmiş olan “Kürt” Cemal, Bağdat yakınlarındaki çarpışmalarda vurularak can verdi, böylece ölümüyle de tarihe geçti.
Birinci Harp’te vatan için vuruşan bu idmancılardan hayatta kalanların birçoğu, Kurtuluş Savaşı’na da katıldılar. Gözlerini kırpmadan ölüme yürüyerek isimlerini toplumsal hafıza ve vicdanlarımıza silinmez harflerle kazıdılar.
(Ali Murat Hamarat, tarihdergi.com)
Yazının tamamını okumak için tıklayın
Fotoğraf: Beşiktaş’ın 12 Kanun-i Evvel 329 Perşembe (25 Aralık 1913) günü İdman dergisinde yayımlanan takım fotoğrafı. İlk sıra sağdan: Fahri, Ali (Şehit), Şerafettin (Elinde top olan. Kulüp başkanı Ahmet Şerafettin Bey savaşta Romanya’da subaydı), Asım (Şehit), Mehmet. Orta sıra: Sudi, Kâzım (Kaptan-Şehit), Sabri. Arka sıra: R. Zevan, Resul, Behzat.
Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.