Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) Başkanı Wiliam J. Burns’ün Foreign Affairs dergisinde yayımlanan “Rekabet Çağında CIA’yi dönüştürmek” başlıklı makalesi:
“Tarihin akışı süresince ülkelerin birbirlerinden bilgi saklamaya çalıştıkları kadar bilgi çalmaya çalıştıkları ortada olan bir gerçektir.
Casusluk, devlet yönetiminin ayrılmaz bir parçası olmuştur ve teknikleri sürekli olarak evrim geçirse de bu böyle kalmaya devam edecek. Amerika’nın ilk casusları, Amerikan Devrimi sırasında şifreler, gizli kurye ağları ve görünmez mürekkepler kullanarak birbirleriyle ve yabancı müttefikleriyle iletişim kurdular. İkinci Dünya Savaşı’nda, sinyal istihbaratı alanındaki gelişmeler, Japon savaş planlarını ortaya çıkarmaya yardımcı oldu. “Soğuk Savaş”ın başlangıcında, Amerika Birleşik Devletleri’nin istihbarat gücü, U-2 ve diğer yüksek irtifalı casus uçaklarının ortaya çıkmasıyla kelimenin tam anlamıyla stratosfere erişti; bu uçaklar, Sovyet askeri tesislerini etkileyici bir netlikle fotoğraflayabiliyordu.
CIA’in Virginia, Langley’deki merkezindeki anı duvarına kazınmış olan basit yıldızlar, ülkelerine hizmet ederken hayatlarını kaybeden 140 ajanı onurlandırıyor. Anı duvarı, sayısız cesur eylemin kalıcı bir hatırlatıcısıdır. Ancak bu kahramanlık örnekleri ve CIA’in birçok sessiz başarısı, casusluk tarihinin lekeleri kadar fazla bilinmez Amerikan halkı tarafından. İstihbaratın asli görevi, her yüzyılda sadece birkaç kez ortaya çıkan uluslararası manzaranın derin değişimlerini öngörmek ve politika yapıcılara rehberlik etmektir.
Başkan Joe Biden’ın vurguladığı gibi, ABD bugün “Soğuk Savaş”ın başlangıcı veya 11 Eylül sonrası dönem kadar önemli nadir anlardan biriyle karşı karşıya. Çin’in yükselişi ve Rusya’nın rövanşizmi, ABD’nin artık tartışmasız bir üstünlüğe sahip olmadığı yoğun stratejik rekabetin olduğu bir dünyada zorlayıcı jeopolitik durumlar ortaya çıkarıyor; buna paralel olarak ulus devamlılığı ve beka tehdit altına girmiş durumda. İşleri daha da karmaşıklaştıran bir diğer faktör ise Sanayi Devrimi veya nükleer çağın başlangıcından daha kapsamlı olan teknoloji devrimidir. Mikroçiplerden yapay zekaya ve kuantum programlamaya kadar, gelişen teknolojiler istihbarat dünyası da dahil olmak üzere tüm dünyayı dönüştürüyor. Birçok açıdan, bu gelişmeler CIA’in görevini daha da zorlaştırıyor ve rakiplere bizi şaşırtmak, kaçınmak ve casusluk yapmak için güçlü yeni araçlar sağlıyor.
Yine de dünya ne kadar değişse de, casusluk hâlâ insanlar ve teknoloji arasındaki etkileşim olmaya devam ediyor. Sadece beşeri istihbaratın toplayabileceği sırlar ve sadece beşeri istihbaratın gerçekleştirebileceği gizli operasyonlar olmaya devam edecek.
(Çeviri: Zeki Aydın, tasam.org)
Makalenin devamı için tıklayın
Makalenin İngilizce orijinali