Ülkemizin en önemli sorunlarından biri “diplomalı cehalet”tir…
Cumhuriyet kalkınmak için eğitimi özellikle üniversite eğitiminin desteklemiş, değer vermiş ve öne çıkarmıştır ancak madalyonun hep iki yüzü oluyor. Bir süre sonra bu iyi niyet toplumda bozulmuş, devlet eliyle yetiştirilen ayrıcalıklı kesim kendini halkın üzerinde görmeye başlamış. Sonrasında da halkta diploması olan herkesin her şeyi bildiği gibi bir kanı olmuş, daha doğrusu diplomalıların egosu şişmiş, halkın cehaletini kullanarak kendilerinin öyle olduğunu düşünmeye başlamışlar.
Toplumsal ön yargıların değişmesi “kalkınma” gibi kolay değil, bazen asırlar alıyor ve bu yanlış algı toplumuzda hâlâ devam ediyor.
Ünlü ekonomistlerden biri tweet atarak burjuvazi sınıfının erdemlerinden, ilericiliğinden bahsediyor ama konuyu hiç bilmediği ve kahve sohbetlerinde kalan izlenimlerini yazdığı belli oluyor. Çünkü burjuvazinin bir sınıf olarak tanımlanması, toplumların sınıflardan oluştuğu fikri Marksist ideolojinin bir tespitidir ve “burjuva sınıfı” dediğiniz zaman Marksist terminolojiye atıf yapmış olursunuz. Marksist ideolojiye göre de burjuva sadece feodalizmden kapitalizme geçerken aristokrasiyi tasfiye etmek amacıyla ilerici olmuş ve ondan sonra dünyadaki açlık, sefalet, savaş hepsinde parmağı olmuştur. Doğru veya yanlış değil, terminoloji böyle çünkü sınıf dediniz mi Marksist ideolojiye atıf yapıyorsunuz.
Sanırım ekonomistimiz daha çok liberal ekonomistler tarafından kastedilen “kentli” sosyal katmanı kastetmek istedi ama bu konudaki bilgisi detaylı olmadığı için eline yüzüne bulaştırdı. “Diplomalı cehalet” budur, bu felsefi bir konudur ve bu konuda bir ekonomi uzmanı fikri üretemez. Filozoflar üretebilir, sadece fikrini söyleyebilir ama tanınan ve güvenilen bir figürün en ufak araştırma yapmadan “burjuva sınıfı” diye damdan düşmesi sorumsuzluktur ve cahil cesaretidir.
Aynı fikre, efendim ekonomistimiz haklı biz solcular 40 parçaya bölünmeden hiçbir konuyu konuşamıyoruz gibi bir başka “diplomalı cahil” olduğunu düşündüğüm kendini solcu sanan bir etkileşim geldi ve ben bir kez daha yaşadığım toplum adına utandım. Keşke solculuk Che şapkası giyip, keçi sakalı bırakmak ve beylik sözler kullanarak konuşmak olsaydı ama değil. Solcu olmak çok derin bir felsefi birikim gerektirir, ondan sonra olmayı deneyebilirsin çünkü solcu olmak tüm toplum için kendi bireysel taleplerini yok etmeyi içerir ki bu insanüstü bir davranıştır.
Buradan bakınca sola yöneltilen en “aptalca” eleştirilerden biri çok farklı fikirler olması, oysa çoğulculuk yaratıcılığı, yaratıcılık da ilerlemeyi gerektirir. Farklı fikirlerin tartışılmadığı toplumlar aynı yağmur ormanlarındaki yerliler gibi binlerce yıl kendini tekrar eder durur.
Eğer 12 Eylül öncesi solunun yarattığı farklı fikir ve tartışma ortamı çağdaş insan profilinin kalıcı ve güçlü olarak değişmesine katkı sağlamasaydı bugün Afganistan’dan beter bir ülkede yaşardınız.
Cahilliğin lüzumu yok!