Buzdolabı bugün her evin vazgeçilmez eşyalarından biri. Peki bu sihirli kutunun nasıl çalıştığını, kim tarafından icat edildiğini ve yıllar içinde nasıl değiştiğini hiç merak ettiniz mi?
Aslında buzdolabı, içerideki havayı soğutarak yiyeceklerin bozulmasını geciktiren bir cihazdır. İçinde bir soğutucu gaz, örneğin freon bulunur. Bu gaz, bir motor yardımıyla borular içinde dolaşır ve buharlaşarak çevresindeki ısıyı çeker. Bu ısı dışarı atılır, içerisi ise soğur. Sistem aslında tıpkı vücudumuzun terleyerek serinlemesi gibi çalışır: Isıyı al, dışarı at, içeriyi serin tut.
İnsanlar yiyecekleri uzun süre saklama sorununu yüzyıllar boyunca buzla çözmeye çalıştı. Ancak modern buzdolabının temeli 1748 yılında İskoç bilim insanı William Cullen’ın yaptığı deneylere dayanır. İlk elektrikli buzdolabı ise 1913 yılında Amerika’da ortaya çıktı.
Ev tipi ilk elektrikli buzdolabını, Fred W. Wolf 1913 yılında geliştirdi. Ancak buzdolaplarını yaygınlaştıran marka, 1918’de kurulan Frigidaire oldu. Hatta bu yüzden Türkiye’de bir dönem “frigidaire” kelimesi, buzdolabı anlamında kullanıldı.
1920’lerde satılan ilk buzdolapları yaklaşık 500 dolar civarındaydı. O dönem için bu, ortalama bir çalışanın yıllık maaşına eşdeğerdi. Bugünkü parayla neredeyse 10 bin dolara (yaklaşık 4*6 bin lira) denk geliyor. Bu yüzden buzdolabı, başlangıçta sadece zenginlerin alabildiği lüks bir eşyaydı.
Buzdolabının daha sonraki kronolojik gelişimi şöyle oldu:
1930’lar: Daha sessiz motorlar geliştirildi.
1950’ler: Renkli, yuvarlak hatlı tasarımlar çıktı. Ev hanımlarına yönelik reklamlarla yaygınlaştı.
1970’ler: Donduruculu buzdolapları yaygınlaştı.
1980’ler–2000’ler: Dijital göstergeler, buz yapıcılar ve enerji tasarrufu ön plana çıktı.
Bugün: Wi-Fi bağlantılı, akıllı ekranlı ve gıdaları otomatik tanıyan “akıllı buzdolapları” hayatımıza girdi.
Akıllı modeller
Son yıllarda teknoloji mutfaklara da girdi. Akıllı buzdolapları, artık sadece yiyecekleri soğutan makineler değil; neredeyse bir asistan gibi davranıyor.
Bazı modellerin içinde kamera var. Telefonunuzdan buzdolabınızın içini görebiliyorsunuz. Böylece marketteyken, örneğin “Acaba süt var mıydı?” sorusuna anında cevap bulabiliyorsunuz.
İçerisine girilen ürünleri tanıyan sistemler sayesinde, buzdolabı biten ürünleri algılayıp size alışveriş listesi oluşturabiliyor. Hatta bazıları doğrudan sipariş bile verebiliyor!
Bazı gelişmiş modeller, ürünlerin son kullanma tarihini girmenizi istiyor. Süresi dolan ürünleri size hatırlatıyor; böylece israf azalıyor.
Buzdolabının kapağında dokunmatik ekran, takvim, müzik çalar, hava durumu ya da tarif önerileri sunan uygulamalar bulunabiliyor. Hatta YouTube’dan yemek videosu izleyerek yemek yapmak mümkün.
Yeni nesil yapay zekâ destekli modeller, alışkanlıklarınızı öğrenerek enerji kullanımını optimize ediyor. Örneğin geceleri kapağın açılmadığını algılayıp soğutma gücünü düşürebiliyor.
Akıllı buzdolapları artık bir “soğutucu”dan çok daha fazlası. Ev içi yaşamı kolaylaştıran, israfı azaltan, teknolojiyle entegre çalışan cihazlara dönüştüler. Elbette hâlâ klasik modellerle kıyaslandığında daha pahalılar, ama zamanla daha erişilebilir hale geliyorlar.
Buzdolapları sayesinde gıda israfı azaldı, sağlık sorunları, örneğin bozulmuş yiyecek kaynaklı hastalıklar azaldı ve modern beslenme alışkanlıkları oluştu. Artık haftalık alışveriş yapabiliyor ve yiyecekleri uzun süre saklayabiliyoruz.
Görsel: 1956 yılında bir buzdolabı reklamı
Benzer yazılar:
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: