Dünyada hiçbir ülke tarafından tanınmayan Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin lideri Samvel Şahramanyan’ın, cumhuriyetin feshedilmesini öngören kararnameyi imzalamasıyla bölgede yaşayan Ermenilerin 35 yıla yakın süren fiili bağımsızlık dönemi son bulmuş oldu.
Tarihi boyunca Akkoyunlular, Karakoyunlular, Osmanlılar, İranlılar ve Ermenilerin egemenliğinde kalan Karabağ’da Osmanlı İmparatorluğu bölgede 1578-1605 ve 1723-1736 yılları arasında hüküm sürdü. 1813’deki Gülistan Antlaşması’yla İranlılardan Rusların eline geçti, 1923 yılında ise Sovyet yönetimi Karabağ’ı özerk statüde Azerbaycan’a bağladı.
1988 yılında yani Sovyetler Birliği’nin dağılmasından kısa süre önce Karabağ’a yaşayan Ermeniler Azerbaycan’dan ayrılarak Ermenistan’a bağlanma taleplerini yüksek sesle dile getirmeye ve gösteriler düzenlemeye başladı.
Sovyetler Birliği içinde Azerbaycan’a bağlı olan Dağlık Karabağ’ın Ermeni çoğunluğundaki parlamentosu, 20 Şubat 1988’de 110 üyesinin oyu ile Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ile birleşme kararı aldı. Moskova kararı tanımadı, Bakü ise Karabağ’ın özerk statüsünü kaldırarak tümüyle kendine bağladı.
2 Eylül 1991’de Karabağ Parlamentosu bağımsızlık ilan etti, aynı yılın sonlarına doğru konuyla ilgili referandum kararı aldı. Bölgede yaşayan Azerbaycanlıların boykot ettiği referandumda ezici çoğunlukla bağımsızlık kararı çıktı ve Dağlık Karabağ Cumhuriyeti ilan edildi. Bu cumhuriyeti var olduğu süre içinde Ermenistan dahil hiçbir Birleşmiş Milletler üyesi ülke tanımadı.
Yıllarca tırmanan gerginlik sonunda savaşa dönüştü ve o dönemde çokça dile getirildiği gibi 1991 yılı ortalarındaki çatışmalar sırasında Sovyet askerleri Ermeni güçlerine yardım etti. Benzer şekilde 1992 yılı başlarında 600 kişinin öldüğü Hocalı katliamında Ermeni güçlere bazı Rus askerlerin yardım ettiği iddiaları yayıldı.
Savaş nedeniyle bir milyona yakın Azeri evlerini terk etmek zorunda kaldı. Azerbaycan’da yaşayan 230 bin civarında Ermeni de ülkeyi terk etti. Rusya’nın arabuluculuğuyla 5 Mayıs 1994’de ateşkes imzalandı ve sorun “donduruldu.”
1994 sonrası Karabağ kağıt üzerinde Azerbaycan’a bağlı kalmaya devam etse de fiiliyatta bağımsız oldu. Üstelik Ermeniler Karabağ’ın tamamını almakla kalmamış, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini de işgal etmişti.
ABD, Fransa ve Rusya’nın eş başkanlıklarını yaptığı Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Minsk Grubu sorunu çözmek için 1992 yılından itibaren devreye girse de çabaları havanda su dövmekten öteye geçemedi.
Ancak bölgedeki asıl belirleyici güç, statükonun sürmesinden çıkarı olan Rusya’ydı. Moskova Ermenistan’a Güney Kafkasya’daki yegane müttefiki gözüyle bakıyor ve dengenin bozulmasını engelliyordu. Türkiye ve Azerbaycan tarafından abluka altında tutulan Ermenistan çareyi Rusya’ya sığınmakta buldu.
Türkiye tarafından desteklenen Azerbaycan bu süreçte sorunun diplomatik yollarla çözülemeyeceğini anladı ve ordusunu güçlendirmeye başladı.
Karabağ’daki denge bir milim oynamadan yıllarca sürdü, ta ki Ermenistan’da Nikol Paşinyan iktidara gelinceye kadar.
2018 yılından itibaren Erivan-Moskova ilişkileri gözle görülür şekilde bozulmaya başladı. Rusya’ya bağımlılığı gerçek anlamda sorgulayan ve Ermenistan’ı köşeye sıkışmışlığından kurtarmak isteyen ilk Ermeni lider olan Paşinyan, çözümün Türkiye ve Azerbaycan’la ilişkileri düzeltmekten geçtiğinin fakındaydı.
Ermenistan’la Rusya arasındaki gerginliği iyi okuyan Azerbaycan 27 Eylül 2020’de topraklarını geri almak için harekete geçti. 44 gün süren savaşta Azerbaycan ordusu uzun süredir işgal altında bulunan beş şehir, dört kasaba ve 286 köyü almayı başardı. Bu sonuçta aslan payı yıllardır hazırlanan Azerbaycan ordusunundu tabii ama Rusya’nın “kenara çekilmesi”nin rolü de yadsınamazdı çünkü Moskova Paşinyan’ı cezalandırmak amacıyla Bakü’ye “yeşil ışık” yakmıştı. Rusya’dan bekledikleri desteği bulamayan Ermeniler sırtlarından hançerlenmiş duygusuna kapıldı ve ilişkilerdeki tepetakla gidiş hızlandı.
Azerbaycan’ın bölgenin tamamını ele geçirmek için geçen ay ortalarında başlattığı operasyon kangrene dönüşmüş bir yaraya yapılan nihai cerrahi müdahaleydi.
Dağlık Karabağ’ın lideri Şahramanyan’ın son kararnamesi Rusya’nın kollamasıyla 32 yıl yaşayan bir cumhuriyetin tabutuna vurulan çivi oldu. 120 bin kişinin yaşadığı Karabağ’da şimdi kadar nüfusun neredeyse tamamı Azerbaycan egemenliğini görmemek için Ermenistan’a göç etti. (Manşet fotoğrafı)
Rahmetli İsmet İnönü’ye atfedilen, “Büyük devletlerle ilişki kurmak ayı ile yatağa girmeye benzer. Ayı severken bile pençesiyle yaralar…” sözünün doğruluğu bir kez daha kanıtlandı.
Ermenistan küçük bir ülke olmanın, Rusya’ya güvendiği için komşusunun topraklarını işgal etmenin ve uzlaşmaya yanaşmamanın bedelini ödedi.