Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 12 Ağustos 2025 19:27
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Bir adım sonrası: Cehalet diploması!-Mustafa Balbay (Cumhuriyet)

“Bir haftalık aradan sonra merhaba. Dün sabah yazılara hangi konuyla başlamalı sorusunu kendimize sorarken Türkiye’de köşe yazısı yazmanın zorluğunu bir kez daha duyumsadık! Şöyle ki:

Neyi öncelikle ele almalı?

İlk beş konu kendi arasında yarışırken birinciliği “sahte diploma”ya verdik!

Tam dip!

Bundan dip olabilir mi?

Büyük söylememek lazım, olabilir.

Nasıl ki sözün bittiği yer yoksa bu iktidar döneminde sahteciliğin de bittiği yer yok!

Bir kişi pazarda haykırıyormuş:

Ben öyle bir ustayım ki arıdan daha iyi bal üretirim!

O hesap, bu iktidar döneminde bir kişinin sekiz üniversite bitirdiğini, üniversiteleri bitire bitire bitiremediğini de gördük!

Bu dibi de gördük!

Konu o kadar vahim ki ciddiyetle ele almaya kalksak bize gülerler! Bu kadarı ancak alkışlanır ve beklenir:

Acaba sırada ne var?

15 Temmuz 2016’nın ardından FETÖ davalarına damgasını vuran çarpıcı olayların başında şu geliyordu:

2009’dan 2016 yılına dek 14 sınav türünde sorular çalınmış.

Bu herhangi bir iddia değil. 15 Temmuz çatı davasının karar bölümünde yer alıyor.

Sınav deyince akla ilk üniversiteye giriş geliyor ama bunun yanı sıra Dışişleri, İçişleri, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve TSK sınavları da kapsama alanı içine girmiş.

Bu, binlerce kişinin hakkının gasp edilmesi, bir o kadar kişinin de haksız yere sınav kazanmış görünmesi demek!

FETÖ hayli emek harcamış! Soruları çalacak elemanları yerleştirmiş, kimlerin kazanmasını sağlayacağını saptamış, onlara soruları verip yanıtları ezberlemelerini sağlamış…

Son ortaya çıkan sahte diploma olayında FETÖ’yü geride bırakmışlar. Doğrudan sonuç odaklı iş yapmışlar. Bilinen kadarıyla sahte diploma ile ilgili iki ayrı iddianame yazıldı, bir soruşturma da devam ediyor.”

Ya hayatı savun ya hayatınla avun!-Umur Talu (T24)

“Öyle bir ülkede yaşıyorsun ki…

Gözünü tam Gazze’ye, Gazze’nin öldürülen, aç bırakılan, açlıktan ölen çocuklarına çevireceksin…

Yüce devletin, biricik iktidarın ana muhalefetten seçilmiş başkanları, ekibiyle, avukatıyla topluyor!

Tam çevireceksin aklını Gazze’ye… Ormanların cayır cayır; ağaçları kurtarmak için can verenler var, ağaçları kessinler de madeni cebe atsınlar diye kankası büyük şirketlere ağaçları kestiren bir iktidar var.

Tam kalbini çevireceksin Gazze’ye… Deprem üstüne deprem var, telefon çalışmıyor, internet kesik, kurtarma neden sonra var.

Vicdanını tam çevireceksin Gazze’ye… Yedi ayda 200’den fazla, bir ayda 30’dan çok kadın, kocaları, eski kocaları, eski sevgilileri, çok yakınları tarafından öldürülmüş… Aynı Marmaray hattı üzerinde bir saat arayla iki kişi kendilerini raylara atmış… Şurada bir çocuk, orada bir genç kız, isimsiz isimsiz, aramızdan kayıp gitmiş; bir baba daha çocuklarını öldürmüş kendisi de intihar etmeden önce…

İspanyollar mesela, öyle mi? Sanki tek dertleri daha çok turist gelmesin ya… Yüzbinler olup Gazze için sokağa çıkmışlar; İspanya devleti Filistin’in devlet olarak tanınmasında “Müslümandan daha Müslüman” olmuş adeta; sanırsın Endülüs!

Yunanlılar mesela, öyle mi? Senin sözde Gazze için infial eden ülkenden iktidar “gemicikleri” bile İsrail’e tam yol giderken, onlar kalkmış doklarda İsrail’e gidecek gemileri engelliyor.

Senin iktidarın atıp tutarken, Trump’ın gölgesinde kekeme olmuş… Trump ABD’sinde Filistin için en basit tavrı alan öğrenciler, öğretim üyeleri kazınıyor; çok “barışçı”sın ya, senin kazıdıkların ise mesela “barış akademisyenleri”, tutuklananlara tahliyeye yeltenen istisnai hâkim ve savcılar olmuş. Kimi neyle eleştireceksin ki!

Mohamed Salah’ı bilirsiniz, bilir misiniz? Dünyanın en müthiş futbol liginde, İngiltere’de golleri sıralarken, dört kez gol kralı olurken elbette çok da iyi kazanan Mısırlı, Liverpoollu futbolcu. Bakın ne yapmış:

UEFA, Avrupa’nın futbol ağası, Filistinli “ünlü” futbolcu, “Filistinli Pele” Süleyman El-Obeid’in “ölümü” üzerine bir mesaj yayınlıyor: “El-Obeid’e, ‘Filistinli Pele’ye veda. En karanlık zamanlarda bile sayısız çocuğa umut veren yeteneğe.”

Salah anında soruyor UEFA’ya: “Bize nerede, nasıl öldüğünü de söyleyebilir misiniz?” Sadece bir vicdan ve hakikat dersi değil, bir gazetecilik dersi de aynı zamanda.

Sahi, “Pele” nerede, nasıl ölmüş? Kariyerinde 100’den fazla golü olan, ancak “Pele” diye tarihin ünlü Brezilyalı golcüsünün adı kendi lakabı olunca dünyada biraz dikkat çekebilen El-Obeid, 41 yaşında bir İsrail saldırısında daha İsrail tarafından öldürülmüş. Savaşırken de değil; “umut olduğu çocuklar”a, onların açlığına bir çuval umut bulabilmek için gıda yardımı sırtlarken. Açlıktan ölmeleri yetmiyormuş gibi, açlık bastırmak için gıdın gıdım gelebilen yardımlara koşarken öldürülen onca çocuk, kadın, erkek, ihtiyar gibi.”

Türkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit?-Fehmi Koru (Karar)

“Son seçimde halkın neredeyse yüzde 90’ının üzerinde oy alabilmiş siyasi partiler, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini gözden geçirmek üzere Meclis’te oluşturulmuş ‘Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu’ içerisinde yer almayı kabul etti.

Bu bir ilk…

Komisyon ilk iki toplantısını yaptı, üçüncüsü de bu hafta yapılacak…

Süreci geleneksel olarak uzak durduğu DEM Parti sıralarına kadar gidip eş-başkanları ile el sıkışarak ve Meclis kürsüsünden Abdullah Öcalan’a çağrıda bulunarak başlatan MHP lideri Devlet Bahçeli, çalışmaların yıl sonuna kadar tamamlanacağını açıkladı.

Gün saymaya başlayabiliriz…

Meclis’in sürece dahil olmasında emeği geçen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, komisyona üye vermeyen İYİ Parti’yi bu tutumundan vazgeçirmek üzere bir kez daha ziyaret edecek…

Bence, Meclis içinden -İYİ Parti- ve dışından -Zafer Parti- itirazcıların varlığı, süreci daha da önemli kılıyor.

Kamuoyu yoklamaları, toplumda sürece kuşkuyla bakanların hâlâ azımsanmayacak bir kalabalık teşkil ettiği gerçeğine işaret ediyor. ‘Sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi’ teşbihinin sıkça tekrarlandığı bir ülkede bunu doğal karşılamak gerekiyor.

Daha önce girişimde bulunulan benzer bir süreç, bayağı kalıcı sanılan adımlar da atıldığı halde, sona hayli yaklaşılmışken akamete uğramıştı.

İmralı’ya defalarca gidilip gelinerek yürütülen müzakerelerde mesafeler alınmış, Öcalan’dan gelen yazılı mesajlar kitleler önünde okutulmuş, hatta taraflar Dolmabahçe’deki çalışma ofisinde yan yana gelerek bir mutabakat metni üzerinde vardıkları mutabakatı da duyurmuşlardı.

Olacak zannedilen olmadı, olamadı. Masa çok kötü devrildi. Çözüme ramak kaldığı sanılırken birdenbire karşılaşılan hayal kırıklığının mücbir sebebinin ne olduğu bugüne kadar öğrenilemedi.”

‘3 saatte nasıl inşaat mühendisi oldum’-Timur Soykan (BirGün)

“Elektronik imza ile diploma sahibi yapılanlardan Mehmet Tahir Gülmez anlatıyor: “Sosyal medyada para ile diploma verildiğine dair bir reklam gördüm. WhatsApp üzerinden iletişime geçtiğim şahıslara kimlik bilgilerimi gönderdim. 2-3 saat sonra bu şahıslardan ‘E-DEVLETTE GÖRÜNÜYOR’ diye mesaj geldi. E-devlete baktığımda Ege Üniversitesi İnşaat Fakültesi mezunu olduğumu gördüm.”

İşte bu kadar basitti. 29 yaşında İzmir’de yaşayan ve üniversite sınavını kazanamayan Mehmet Tahir Gülmez artık inşaat mühendisiydi. Bu devlet kaydıyla sabitti.

Devlet kurumlarına sahte e-imza ile sızan çete diploma, ehliyet gibi çok sayıda belge üretti. Çete, YÖK ve üniversitelerin dijital sistemlerine sızarak hukuk, inşaat mühendisliği, mimarlık, gıda mühendisliği, bilgisayar mühendisliği mezuniyet belgeleri yükledi. Para ödeyen kişiler, bu üniversitelerin devlet kaydında görünen gerçek diplomalarına sahip oldu. Çete, depremde hayatını kaybeden avukatların mezuniyet bilgilerini değiştirerek diploma satışı yapmıştı. Bu diplomaları alarak birkaç saat içinde üniversite mezunu olan sahtekarlar, ifadeleri ve onlar hakkındaki tespitleri bu köşede yazacağım. Pek çoğu bu diplomaları kendilerinin talep etmediğini, haberlerinin olmadığını söylüyor. Ancak telefon incelemelerinde diploma satın almak için pazarlık yaptıkları ortaya çıktı.

• Ahmet Yıldız, 37 yaşında, Adıyaman Besni’de yaşıyor. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi diploması aldı.

AHMET YILDIZ İFADESİ:

“Facebook’ta ‘Hoca’ diye hitap ettiğim bir kişi ile tanıştım. WhatsApp üzerinden konuşmaya devam ettik. Hoca, diploma çıkartmak karşılığında benden 400 bin TL istedi. Meblağ yüksek gelince vazgeçtim. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi kaydımın nasıl ve ne şekilde oluşturulduğunu bilmiyorum. 26 Temmuz 2024’te e-devlette mezuniyet kaydımı sorgulamam tesadüftür.”

Şirketlerin kristal topu-Ömer Gencal (Dünya)

“Her yılın son çeyreği­ne girerken şirket­lerde ve bankalarda ye­ni yıl bütçesi için hum­malı bir hazırlık başlar. İlk adımda, bankaların ekonomik araştırma ra­porlarından enflasyon, kur, faiz gibi makroeko­nomik göstergelere dair beklentiler toplanır. Ar­dından, bu verilere dayanarak sa­tış hedefleri, maliyet tahminleri, borçlanma düzeyleri ve bilançoyu etkileyen diğer birçok paramet­re, tüm departmanların katkısıy­la şekillendirilir. Neredeyse her bütçe döneminde tekrarlanan o meşhur cümle ise genelde bu sü­recin kapanışında duyulur: “Se­neye çok zor bir yıl bizi bekliyor.”

Daha önceki yazılarımda da de­ğinmiştim. Rahmetli Üzeyir Ga­rih ile Yeditepe Üniversitesi’nde “İş Yönetimi” başlıklı bir prog­ramda tanışma ve ondan men­torluk alma şansına sahip oldum. Kendisinden dış görünüşten yö­netsel detaylara kadar pek çok konuda değerli bilgiler edindim. Ancak bana en çok etki eden öğre­ti, şirket yönetiminde nakit akı­mının ne kadar hayati olduğuydu.

Garih’in, iş dünyasında sık­ça anılan şu benzetmesi hâlâ ku­lağımda çınlar: “İş insanları, üç topla oynayan cambazlara ben­zer. Bu toplardan ikisi lastiktir (satış ve kâr), biri ise kristalden yapılmıştır (nakit akışı). Lastik toplar yere düşerse yeniden zıp­lar. Ama kristal top yere düşerse kırılır, oyun biter.”

İş hayatım boyunca defalarca tecrübe ettiğim bir gerçek var: Bu söz, şirketlerin sürdürülebilirliği açısından çok kritik. Ancak hâlâ birçok şirketin nakit akışına ye­terince önem vermediğini göz­lemliyorum. Bunun en büyük ka­nıtı da son dönemde hızla artan konkordatolar ve iflaslar.

Şirketler yeni yıl bütçesi ha­zırlarken, makroekonomik ko­şulların yaratacağı riskleri ve bu risklerin nakit akışı üzerindeki etkilerini gerçekten detaylı ana­liz ediyorlar mı? Değişken kur, faiz, tahsilat sorunları gibi para­metreler altında nakit akışlarını stres testine tabi tutuyorlar mı? Emin değilim.

Ama emin olduğum bir şey var: Kristal top yere düşmemeli. Ve bunun tek yolu, sağlam finan­sal politikaları, özellikle de nakit akımı yönetimini kararlılıkla uy­gulamaktır. Yine klasikleşmiş bir söylemle devam edeyim: Evet, bu yılın son çeyreği ve 2026 yılı da şirketlerimiz için kolay geçme­yecek. Peki neden?

1-Enflasyon, gelirleri eritiyor

Artan enflasyon ve sıkı para politikaları, özellikle orta gelir grubunu giderek daha aşağı se­viyelere itiyor. Harcanabilir gelir azalıyor, talep daralıyor. Üst gelir grubu için tablo farklı olabilir; fa­iz gelirleri ve servet artışı devam ediyor. Ancak genel talep koşul­ları ciddi biçimde bozulmuş du­rumda.

2-Belirsiz talep ortamı

Bu tablo içinde şirketlerin ge­leceğe dönük satış tahminleri yapmakta zorlandıkları açık. Ma­liyet yönetimi kadar, gelir tarafı da ciddi bir muamma.”

Not: Başlıkları tıklayarak yazıların tamamına ulaşabilirsiniz.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Yeni entegre savaş yöntemi
Sonraki Makale Nasrettin Hoca sanal âlemin de bilgesi

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörGünlük

Schengen’de yeni sistem

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
GünlükManşet

Gökyüzünden İHA yağıyor

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
GünlükManşet

“Menemen enflasyonu”

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?