Salı, 30 Eyl 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 19 Temmuz 2025 17:50
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Ümmetin vatanı yoktur-Özdemir İnce (Cumhuriyet)

“AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan, “ümmet” olgusunu iyi değerlendirmediği için CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i eleştiriyor. Çocukluğumdan anımsıyorum, tehlike karşısında insanlar, “Can kurtaran yok mu ümmet-i Müslüman!” diye bağırırlardı.

Gazetelerden aktarıyorum:

“CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Malatya’da düzenlenen ‘Millet iradesine sahip çıkıyor’ mitinginde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gün içerisinde yaptığı açıklamalara sert tepki gösterdi. Özel, iktidarın yeni bir siyasi ittifak arayışına girdiğini iddia ederek ‘Cumhuriyet Halk Partisi olarak durmamız gereken yerde dururuz ama Türkiye’ye bir ümmetçilik, mezhepçilik ve din siyaseti üzerinden bu coğrafyada sana hesap yaptırmayız’ dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Malatya’da düzenlediği mitingde konuştu. Konuşmasında ekonomik krizden tarımsal zararlara, dış politika etkilerinden iç siyasetteki ittifak tartışmalarına kadar birçok başlığa değinen Özel, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘AK Parti, MHP ve DEM Parti olarak birlikteyiz’ yönündeki açıklamasını sert ifadelerle eleştirdi.

‘Ümmet bilinci değil, vatandaşlık bilinci esas alınmalı’: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasında yer alan etnik ve mezhebi vurgulara tepki gösteren Özgür Özel, şöyle konuştu:

‘Çıkmış, Kürt, Türk, Arap… Hesap: Kürtlerin temsilcisi DEM, Türklerin temsilcisi MHP, Arapların temsilcisi kendisi. Suriyelileri doldurdu. Bir çatı kuracak. Çatıda vatandaşlık bilinci değil, ümmet bilinci olacak. Sünni Müslümanlık üzerinden yeni bir ittifak kuracak ve aklı sıra bunun üzerinden yeni bir ittifakla yürüyecek.’

‘Cumhuriyet Halk Partisi olarak durmamız gereken yerde dururuz. Ama Türkiye’ye bir ümmetçilik üzerinden, mezhepçilik üzerinden, din siyaseti üzerinden bu coğrafyada sana hesap yaptırmayız.’”

Bir peygambere inanıp onun yolunu seçen insanların tamamına ümmet denir.

Hazreti Muhammed’in yolundan gidenlere de Müslüman ümmeti (ümmet-i Müslüman) denir. İnsanlar söz konusu olunca genelleme yapmaktan kaçınmamız gerekir. Bu nedenle AKP genel başkanının “ümmet”i ideal olarak sunmasını, örnek saymasını kabul edemeyiz. Makbul insan neredeyse her dinde ve her toplumda erdem (fazilet) sahibi insandır. Erdem, bir bireyi ahlaki veya dini bir ideale ya da ilahi bir yasaya uygun hareket etmeye, karşılaşılan engellere rağmen iyiyi yapmaya ve kötülükten kaçınmaya yönlendiren kapasite, sağlam ve sürekli manevi eğilimdir. Ahlakın övdüğü ve ahlaklı olmanın gerektirdiği doğruluk, yardımseverlik, yiğitlik, bilgelik, alçakgönüllülük, iyi yüreklilik, ölçülülük gibi niteliklerin ortak adı erdemdir (fazilettir). Felsefe bağlamında insanın ahlaksal olarak iyiye yönelmesi, ruhsal yetkinliktir.”

Beyaz Türk, kara Türk ve Kürt-Aydın Ünal (Yeni Şafak)

“Osmanlı Devleti’nin son yıllarında “millet”, “milliyet”, “Osmanlı”, “ümmet” gibi kavramlar ve bu kavramların çerçevesi çok yoğun şekilde tartışılıyordu. Tartışma, yeni kurulan Cumhuriyet’e de miras kaldı. Hemen her tartışma gibi bu önemli tartışma da Çankaya sofrasında sabaha karşı alınan kararlarla alelacele bir çerçeveye kavuşturuldu, üzeri örtüldü, dosyalar kapatıldı ve yeniden tartışılması adeta yasaklandı.

Büyük Millet Meclisi’nin ilk oturumlarından birinde, 1 Mayıs 1920’de, Kastamonu Mebusu Yusuf Kemal Bey konuşmasında çokça “Türk” kelimesini kullanır. Sivas Mebusu Emir Paşa söz alır ve bu konuşmayı eleştirir: “Rica ederim sadece Türkler değil, Müslümanlar demek, hatta Osmanlılar demek kâfidir efendim. Bu vatanda Çerkez, Çeçen, Kürt, Laz ve daha bir takım İslam kabileleri vardır. Bunları hariçte bırakacak, tefrikaya sebep olacak söz söylemeyelim”. Tartışma uzayıp büyüyünce Mustafa Kemal söz alır: “Efendiler, meselenin bir daha tekerrür etmemesi ricasıyla bir iki noktayı arz etmek isterim. Burada maksud olan ve Meclis-i Alinizi teşkil eden zevat yalnız Türk değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Fakat hepsinden mürekkep anasır-ı İslamiyedir, samimi bir mecmuadır.”

Bu kucaklayıcı tavır, Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte, Yusuf Akçura’nın, Yahudi bir hahamın oğlu olan Munis Tekinalp’in (Moiz Kohen) fikirleriyle ırkçı bir çerçeveye evrilir. Başlarda Ziya Gökalp de bu tartışmalarda etkili olsa da vefatıyla birlikte, “Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak” kavramlarından “İslâmlaşmak” dışarda tutulmuştur.

Türkiye’de 7’den 70’e hemen herkes “laiklik” denilince “din işlerinin devlet işlerinden ayrılması” tanımını ezberden söyler; oysa laiklik, daha ziyade, Cumhuriyet’in yeni “millet”, “vatandaş” kavramlarını şekillendirmekte kullanılmış, dini tamamen dışarda bırakmanın aracı olmuştur. Cumhuriyet sonrası Mustafa Kemal’e göre Türk milletinin oluşumunda siyasi varlıkta birlik, dil birliği, yurt birliği, ırk ve menşe birliği, tarihi karâbet, ahlâkî karâbet ortak değerlerdir. Bu değerler arasında İslâm ya da din birliği yoktur. “Güneş Dil Teorisi” veya “Türk Tarih Tezi” de ârî bir ırk oluşturmak için ortaya atılmıştır.”

Kolej fiyatları Ferrari parası-Metin Yılmaz (Nefes)

“Bir zamanlar anne babalar çocuklarını “koleje göndermek” hayali kurardı. Şimdi o hayal, hayal değil artık; düpedüz lüks! 2025 yılı özel okul ücretlerine bakıyorum, gözlerime inanamıyorum. Robert Koleji 2 milyon 360 bin lira! Koç Okulu 2 milyon 279 bin lira! Bunlar sadece eğitim değil, 7 gün yatılı. Yani çocuğun yatması kalkması da var içinde. Ama kusura bakmayın, bu fiyat bir ev parası.

Diğerlerine gelelim Saint-Joseph Fransız Lisesi 1 milyon 490 bin lira, Alman Lisesi 1 milyon 395 bin lira, Hisar Okulları 1 milyon 315 bin lira… Daha devam edeyim mi? Sezin, İzmir Amerikan, Notre Dame de Sion… Hepsi 1 milyonun üstünde.

Hadi oralara paran yetmedi diyelim; “ucuz” gözükenlere bakalım. TED Ankara Koleji bile 800 bin TL. Fide Okulları 737 bin TL. En düşük ücret ise İtalyan Lisesi: 550 bin TL. Yani en ucuzu bile asgari ücretle çalışan birinin tam 2 yıllık maaşı!

Bir çocuk okutmak demek artık orta sınıfın harcı değil, zengin işi. Üstüne servis, kitap, kırtasiye, kıyafet, yemek derken bir de bunlara ayrı bir servet dökülüyor. Çocuk bir de “arkadaşları iPhone kullanıyor, ben nasıl Android’le gezerim” derse… Yandınız.

Eskiden “okuyup adam ol” denirdi. Şimdi “okuyup adam olmak” için önce babanın zengin olması şart. Bu düzen böyle giderse çocuklar değil, hayaller bile okula gidemeyecek.”

Zeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz-Çiğdem Toker (T24)

“Doktorasını zeytin alanında yapmış Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı ve Dr. Mustafa Tan’ın ilettiği fotoğraflara bakıyorum.

Fotoğraflar, Balıkesir Burhaniye Karaağaç Kuyualanı Köyü Boztepe mevkiindeki zeytin ağaçlarını gösteriyor. Bundan üç yıl önce oradan geçecek olan BOTAŞ hatları için acele kamulaştırılan alanda bulunan, yaklaşık 45 zeytin ağacı yakında bir yere taşınmış. Geçen üç yıl içinde bu ağaçların sadece beş tanesi tutmuş. Diğerleri ise kurumuş.

Onlar da henüz mahsul filan vermemiş.

Bu yazı yazılırken TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri süren torba maden kanun teklifinde, zeytinlikleri “taşınmaya” açan adrese teslim bir madde var malum. (“Adrese teslim” çünkü teklif metnine ekli koordinatlar, Yeniköy-Kemerköy, Yatağan Santralları’nın gereksindiği kömür madenleri sahasına karşılık geliyor. Bu da o santralları işleten üç şirketi ilgilendiriyor demek.)

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Tan’ı aradığımda, bu konuda söylenebilecek birçok konuyu üç önce katıldığı Agro tv yayınında paylaştığını söylüyor. Tan orada, zeytin ağaçlarının ortak hafızası olduğunu anlatıyor. Ve ağaçların da Alzheimer benzeri hastalıklar geçirebileceğini, bir başka yere taşınabilse bile verimliliğini kalmayacağını belirtiyor. Çarpıcı bir benzetme.

Dünyada zeytin yetiştiği ve önemsendiği ülkelerden kritik örnekler veriyor. Portekiz’de zeytin ağacını başka bir yere taşımanın 2021 yılında ekolojik suç olarak tanımlandığını, İspanya’nın Endülüs bölgesinde otoyol genişletmek için taşınan ağaçların yüzde 60’ının iki yıla kalmadan kuruduğunu, Yunanistan’da altın madeni projesi için taşınan Koroneikilerin (bodur bir tür zeytin ağacı) kalitesinin düştüğünü, Tunus’ta yaşlı zeytinliklere “milli anıt” unvanı verildiğini, FAO’nun, 2023 yılında zeytin ağaçlarının taşınmasının sürdürülebilir tarım hedefleriyle bağdaşmadığı uyarısını yaptığını anlatıyor.”

En iyi Suriye yaralı Suriye-Yusuf Ziya Cömert (Karar)

“Arap Baharı tabir ettiğimiz hercümercin başladığı sıralarda… (Şimdi hercümerç oldu, başlarken öyle demiyorduk, Arap sokağı o kadar kötüydü ki ne olursa olsun şimdiki halden daha kötüsü olamaz sanıyorduk. Döndük dolaştık, ‘şimdiki halden daha kötüsü’ne ulaştık. Eski kötü hali arar olduk. O gün bu gündür ‘daha kötüsü olmaz’ lafını lügatimden çıkardım.) İşte o günlerde, şimdiki Arap rejimlerinin yerine kim gelirse gelsin İsrail tedirgin olur. Çünkü bütün alternatifler mevcutlarına göre ‘İslamcı’ diye düşünüyordum.

Suriye’nin içi dışına çıkarıldıktan, altı üstüne getirildikten sonra Beşşar Esed gitti, yerine yoğunlaştırılmış bir devrim süreci sonunda -hepsi birkaç gün- el-Kaide’den evrilmiş HTŞ geldi.

HTŞ’nin gelmesi İsrail’in birinci düşmanı İran’ın ve Hizbullah’ın Suriye’den tasfiye edilmesi anlamına geliyordu.

Evet, bizim bulunduğumuz taraftan yani Kuzey’den, milyonlarca Suriyeli sığınmacıya senelerdir ev sahipliği yapan Türkiye’den bakınca bu bir zaferdi, bir ‘vaka-i hayriye’ydi.

Türkiye’nin müzahir olduğu bir devrim yapılmıştı.

Yakın alaka gösterdik. Dışişleri bakanımız, MİT başkanımız yeni başkan Ahmet el-Şara’nın yanına gittiler geldiler.

Suriye’nin batısından bakılınca biraz değişikti durum.

İsrail Esed’den kalan askeri tesisleri gidip gelip vuruyordu. Muhtemelen yeni rejimin savunma kapasitesini ortadan kaldırmak için.

Bir kısmını 1967’den beri kontrolünde tuttuğu Golan’daki işgalini de genişletti.

2000’lerin başında Golan’a gittiğimizde hemen karşı yamaçlardaki köyleri gördük. Adlarını bilmiyorum, Dürzi köyleriymiş.

İnsanlar işlerinde güçlerinde, işgal altındalar ama İsrail’den bir sıkıntıları varmış gibi görünmüyorlardı.

Golan’ın hemen yakınındaki Kuneytıra şehri İsrail saldırılarında yıkılmış, harap olmuştu.

***

İsrail, kendisine sataşmasa da hatta müttefiki bile olsa yanı başında, sağlam, kendi başının çaresine bakabilen, nispeten müreffeh, sükunetli bir Suriye istemiyor.

Biraz yaralı, biraz sorunlu, lüzumu halinde parçalanmaya müsait bir Suriye’yi kendi uzun vadeli çıkarları için daha uygun görüyor.”

Konser iptal, beton serbest-Timur Soykan (BirGün)

“Geçtiğimiz yıllarda Bodrum, Efes, Aspendos gibi antik kentlerde bulunan tiyatrolardaki yaz konserlerinde ünlü isimler sahne almıştı.

Organizasyon şirketleri, antik tiyatrolarda konserler düzenlemek için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na mayıs ayında başvuru yapmıştı. Temmuz ayında düzenlenecek bu konserler için dilekçeye yazdıkları isimler arasında Yalın, Hadise, Mabel Matiz, Melek Mosso, Sertab Erener, Melike Şahin, Cem Adrian da vardı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bu başvurulara yazılı olarak olumlu yanıt verildi. Ancak bu izin yazısından sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yetkililer, organizatörleri aradı, bu sanatçıların konserlerini antik tiyatrolarda yapamayacaklarını, yerlerine başka isimler bulmalarını söylediler.

İddiaya göre; Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesine, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına ve darbe girişimini protesto eden öğrencilerin hapsedilmesine tepki gösterdikleri için bu isimleri kara listeye aldı. Bu konuda yaptığımız haber yalanlanmadı ve açıklama yapılmadı. Bir süre sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı, sözlü olarak antik tiyatrolardaki tüm yaz konserlerinin iptal edildiğini organizatörlere bildirdi. Gerekçe olarak; Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun izin vermediği söylendi. Bazı antik kentlerde ise restorasyon olacağı öne sürüldü.

Önceki gün Kültür ve Turizm Bakanlığı, organizatörlere ‘Tahsis İptal İşlemleri’ konulu resmi yazı gönderdi. Antik tiyatro yaz konserleri için önce izin verildiği anlatılan yazının devamında şöyle denildi: “Ancak Genel Müdürlüğümüz ilgi yazısında belirtildiği üzere, söz konusu tahsis talepleri Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından uygun görülmediğinden iptal edilmiştir.” Oysa bu konserlere binlerce bilet çoktan satılmıştı. Konserler için uzun süredir reklam yapan, antik tiyatronun kirasını ödeyen, ekipleri ayarlayan organizatörler, milyonlarca lira harcadıklarını ve paralarını nasıl geri alacaklarını bilmediklerini ifade ediyor. Bilet alan binlerce kişiye de parası iade edilecek. Ekrem İmamoğlu ve CHP’li belediyelere yönelik operasyonların bedeli, ekonomiden siyasal ve sosyal hayata kadar her alanda halka ödettiriliyor.”

Not: Başlıkları tıklayarak yazıların tamamına ulaşabilirsiniz.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Gitti Mihail Bogdanov, geliyor Aleksey Yerhov
Sonraki Makale Çinliler “Güneş” de yaptı

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörGünlük

Turgay Ciner’in portresi

Medya Günlüğü
30 Eylül 2025
GünlükManşet

Trump’ın 20 maddelik Gazze barış planı

Medya Günlüğü
30 Eylül 2025
GünlükManşet

Ukrayna “Kızılderili baltası” istiyor

Medya Günlüğü
30 Eylül 2025
GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
30 Eylül 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?