Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 10 Temmuz 2025 19:42
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

01 Zeydan Karalar!-Mustafa Balbay (Cumhuriyet)

“Adana Büyükşehir Belediye başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanvekili Zeydan Karalar da tutuklandı.

Gerekçe şu:

İktidar partili belediyelerle ilişkileri tertemiz, CHP’li belediyelerle ilişkileri suç ilan edilen bir iş insanının ortağının yanında çalışan iki kişinin 2014 yılına ilişkin ifadeleri… “Öyle duydum” ile biten, “Bildiğim kadarıyla” diye başlayan ifadeler!

Zeydan başkanı yıllardır tanıyoruz. Kendisine ilişkin 2014’teki ilk haberlerden biri şuydu:

“Seyhan Belediye Başkanı Karalar, asfalt bölümünde saptadığı yolsuzluğu cumhuriyet savcılığına bildirdi!”

Seyhan’ın ardından 2019’da Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen Karalar, 2024’te oylarını artırıp her iki Adanalıdan birinin kabulüyle koltuğunu koruyan bir başkan.

Zeydan başkan Adana’dır. 01 deyince ilk akla Adana kadar Zeydan Karalar da gelir.

Belediye başkanının birinci sorumluluğu kentiyle nefes alıp vermek, halkın arasında olmak, yaşam kalitesini yükseltmektir!

Zeydan Karalar tam da bu işlerin insanıdır. Kebapçıya girince önce ocak kısmına uğrayan, caddede yürürken her esnafa dokunan, her yaşa hitap etmesini bilen Zeydan Karalar’ın suçları sadece bunlar değil!”

Özel’den doğru hamle-Ali Saydam (Yeni Şafak)

“Sayın CHP Genel Başkanı Özgür Özel, pimi çekilmiş el bombası kıvamında iletişim gafları yapmasa, bize onunla ilgili yazacak malzeme pek kalmayacak. Bu sefer de Halk TV canlı yayınında, partisinin yönetimindeki Manavgat Belediyesinde ortaya çıkan rüşvet çarkına ilişkin konuşmuş. Görevlendirdikleri iki muhakkik -sayelerinde kelimenin soruşturma anlamına geldiğini öğrendik- raporunda iç açıcı şeyler olmadığını belirtip getirilen suçlamaları doğrulayan Özel, “Görüntüleri ilk izlediğimde kaynar sular başımdan döküldü. Allah bin kere cezasını versin” demiş.

Tuhaftır ama belki de ilk kez kuramsal anlamda kriz iletişimi yönetimi kurallarını uygulamayı seçmiş. Başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere hayli ağır suçlamalar getirilen, en yakınları tarafından sözlü ve yazılı ifadeler ile ihbar edilen çok sayıda Belediye Başkanı ve görevlilere körü körüne sahip çıkıyor ve adeta bir tür suç ortaklığı yaratıyor yaklaşımını baklava kutulu Manavgat Belediyesi krizinde terk etmiş olması bile ciddi bir adımdır.

Kriz iletişimi yönetiminde gerçekler ortaya çıkıp, takke düşüp kel göründüğünde olayın büyük parçasını kurtarmak adına küçük parçayı kabullenmek ve feda ediyor gibi görünse de üstüne üstüne gitmek itibarı kurtarmak için en akıllıca yol olarak ortaya çıkar. Takke düştükten sonra hâlâ düşmemiş gibi davranmak ise itibar yönetimi bağlamında en riskli iştir. Hazır MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında Özgür Özel’e yeşil ışık yakmış, Özel’in “Duruşmalar TRT’de canlı yayınlansın” açıklamasına “Ak koyun kara koyunun ortaya çıkması için gerekenin yapılmasını istiyoruz” yanıtını vererek havayı iyice yumuşatmışken, kendisine açılan bu yolu değerlendirmelidir. Yoksa CHP’nin itibarını öyle bir sarsar ki, bir daha toparlanması da çok zor olabilir.”

Karalar bu dosyanın Türkan Saylan’ı olacak!-Deniz Zeyrek (Nefes)

“Hepimiz oradaydık.

Hepimiz gazeteciydik.

Mart 2009’da Ergenekon Davasının ikinci iddianamesi kabul edilmişti.

13 Nisan 2009 gününe yeni bir operasyon dalgasıyla uyandık.

İktidara yakın kanallarda Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kurucu başkanı Türkan Saylan’ın gözaltına alındığı söyleniyordu.

Bazı kanallar Saylan’ın evinin önünden yayına başlamıştı.

Bağımsız gazeteciler Saylan’ın gözaltında değil evde olduğunu, kemoterapi öncesi testler için eve gelen hemşireye kan verdiğini haberleştiriyordu.

Gerçek bir süre sonra ortaya çıktı.

Ergenekon soruşturması kapsamında 18 ilde 50 kişiye ait 83 adreste arama yapılmıştı. Prof. Mehmet Haberal, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu, 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Ferit Bernay, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanvekili eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Yurtkuran ve Prof. Erol Manisalı da gözaltına alınmıştı. Evi arananlar arasında Türkan Saylan da vardı. Operasyonda ÇYDD’den de yöneticiler ve bursiyerler gözaltına alınmıştı.

Sonrasında iktidar medyasında akıl almaz senaryolar yazıldı çizildi.

Saylan’ın önderlik ettiği ÇYDD’nin çocukları burs vererek devşirdiği ve onları PKK’ya eleman kazandırdığı dahi iddia edildi.”

Bahçeli’nin yargı farklılaşması-Ahmet Taşgetiren (Karar)

“Tayyip Erdoğan, hem Cumhurbaşkanı hem Ak Parti Genel Başkanı olarak, 18 – 19 Mart’la başlayan sürecin hem Türkiye’ye, hem de partisine gittikçe daha ağır bedeller ödettiğinin nasıl farkında değil, anlayamıyorum.

MHP içinde Feti Yıldız’la başlayan ve “tutuksuz yargılanma, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı” gibi en temel ve evrensel kuralları içeren “hukuki uyarı” sürecinin en son Devlet Bahçeli tarafından kamuoyu ile paylaşılması, Ak Parti içinde var olduğunu bildiğimiz hukukçuları nasıl harekete geçirmiyor, onu da anlayamıyorum. Orada “yargı reformu stratejisi” gibi çok esaslı metinleri hazırlayan isimler var, onlar da biliyor uzun tutuklulukların yargı sistemini yaraladığını, lekelenmeme hakkının ihlâlinin çok temel bir yargı problemi olduğunu, masumiyet karinesini en çok da “muhalif kesimler” için devreye soktuğunuzda bir anlam taşıyacağını… Sonra?

Sonrası… 18 – 19 Mart’tan sonra oluşturulan, İmamoğlu’yla başlayıp Zeydan Karalar’a kadar uzanan, gazetecilerin tutuklanması, tv kanallarının karartılması ile devam eden, ana muhalefeti kıskaca alan Türkiye manzarası…

MHP ve Devlet Bahçeli, en azından ortada bir “Yargıya güven” sorununun bulunduğunun farkında… Özgür Özel’in meydanlara taşıdığı sancının ülke imajını yaraladığını görmemesi mümkün değil. Onun için Ak Parti’den farklılaşıyor. Başta söyledim, Ak Parti içinde “Yanlış gidiyoruz” diyecek en az 10 kişinin ismini sayabilirim. “Lekelenmeme hakkı” ne, adamın canına okuyorsunuz. Çünkü süreci devam ettirmek, tanımlanan suçun hedef kişilere giydirilmesi ile mümkün… Medyanız da buna hizmet için seferber. Diyorum ya, MHP ve Devlet Bahçeli Cumhur İttifakı’na ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine destekte devam ediyor ama şu yaşanan süreçte “Ayrışmak” istiyor.”

İktidarın Pirus zaferleri: AKP aslında kazandıkça kaybediyor-Haluk Şahin (T24)

“Bazı militan iktidar yanlıları CHP’li belediyelerdeki son tutuklamalardan sonra Türkiye haritalarına bakıp seviniyordur:

“Oh oh, kazanıyoruz! Son yerel seçimlerde kaybettiğimiz yerleri bir bir geri alıyoruz. Kırmızıya boyanan yerleri yeşile dönüştürüyoruz. Ege ve Akdeniz yeniden bizim oluyor. İstanbul, İzmir, Antalya, Adana… Ve yakında ötekiler. Hani sahiller CHP’yi tercih ediyordu? Hani AKP Batı’da silinmişti. Bu CHP’liler Türkiye’yi tanımıyorlar!” Vb. vb.

Haritaya bakıp seviniyor olabilirler ama aslında tarih önünde son seçimde aldıklarından bile ağır bir yenilgi almaktalar. Hukuki zorlamalar ve hoyrat uygulamalarla bu bölgelerde ve büyük kentlerde bir daha seçim kazanmalarını olanaksızlaştırıyorlar.

Belli ki, AKP artık Türkiye’yi anlamıyor. Sosyolojik ve ideolojik olarak neyin yükselip neyin çökmekte olduğunun farkında değil.

Tarihsel ve sosyolojik olguları mahkeme kararlarıyla değiştirebileceğini sanmak aldatmacasına kapılıyor…

Kendi retoriğine hapsolduğu için, en zor soruları sormuyor.

CHP’nin son seçimlerde büyük kent ve sahillerdeki yerel seçimleri art arda kazanmasının nedeni, belki de her şeye rağmen, çağdaş belediyeciliği AKP’den daha iyi yapmasıdır.

Bu yörelerde yoğunlaşan eğitimli, kentli, seküler, Akdenizli kitleler CHP’nin hayata bakışını ve söylemini kendilerine daha yakın buluyorlar. Onları çok daha “kendileri’ gibi görüyorlar.

AKP bildiğini okumaya devam ederse, son aylardaki hukuksuzluklara ve baskılara rağmen, bu yönelim güçlenerek devam edecektir.

Çünkü AKP, bu bölgelerdeki halkın beklenti umut ve yaşam kalitesi beklentilerinin gerisinde kalmıştır. Halk onlardan ilerdedir; onlardan daha demokrat, daha vicdanlı, daha bilgilidir.

Geçmiş başarıların korlarıyla idare etmeye çalışan parti, bir atak yaparak sıçrayacak entelektüel yakıttan yoksundur.

Yoksa, tam ülkenin en önemli sorusu olan terörü çözmek iddiasıyla bir adım attığında siyasetin en köklü ve büyük partisi ile kavga çıkartmaya bu kadar hevesli olur muydu?

Bütün strateji kitapları yazar: Zaferler, hedefi daraltarak kazanılır, genişletip yayarak değil!

Bir yandan Trump’a kanıp, Suriye’de çok rizikolu bir serüveni göğüsleyerek Güneydoğu sorununu çözmeyi vadederken, bir yandan da ülkenin en büyük siyasi partisini karşına alıp, sürekli kavga ederek enerjini tüketemezsin. İyi geçinmek, kapılar açmak, ikna etmek zorunda olan sensin!”

Ülkede tüm taşlar yerinden oynadı, sarsıntı büyük: Finali gören Saray korkuyor-Yaşar Aydın (BirGün)

“Ülkede bir iki temel direk değil aynı anda tüm taşlar yerinden oynadı. Hiç kuşku yok ki bunun en önemli nedeni 16 Nisan sonrası kurulan rejimin varlığını sürdürme inadı. Bahçeli ve Erdoğan birlikteliği esas alınarak dikilen rejim Türkiye’ye çok dar geldi. Cumhur İttifakı durumu kavradığı andan itibaren ülkeyi sağından solundan çekiştirerek taşların yerine oturtabileceğini düşündü. İkilinin her müdahelesi daha çok sarsıntıya yol açtı. Ve sonuçta 100 yılı geride bırakan Cumhuriyet’te ayakta kalan hasarsız tek kolon kalmadı.

Bu sarsıntı sadece Cumhuriyet’in kurumlarıyla sınırlı kalmadı. Siyaseti de baştan aşağıya etkiledi.

AKP, slogan düzeyinde kalan kuru bir İslamcılıkla tüm ezberlerinden vaz geçti. Milli Görüşten gelen Filistin, Gazze, Kıbrıs, İslam İşbirliği, ağır sanayi hamlesi gibi kavramlar çok geride kaldı. Varsa yoksa rant ve Trump.

MHP’nin durumu daha da ilginç. Neredeyse 50 yıldır ipine sarıldığı Kürt karşıtlığı meselesinde yeni bir noktaya geldi ki parti tabanı hala kendine gelmiş durumda değil. Bahçeli’nin Öcalan’dan “PKK’nin kurucu lideri” diye bahsettiği her konuşma 50 yıllık öğrenilmiş ezberi yerle bir ediyor.

Bahçeli ve Erdoğan’ın Terörsüz Türkiye adını verdiği ve Öcalan’la ilerlettikleri süreç sadece iktidar cenahını etkilemiyor. Uzun yılladır Kürt siyasetinin şemsiyesi altında siyaset yapmaya alışan bazı sosyalist yapılar için de bir anlamda ‘yol ayrımı’ noktasına gelindiği söylenebilir.

Taşları yerinden oynatan rejim değişikliği hiç kuşku yok ki en çok CHP’yi etkiledi. Kurucusu olduğu ve bir anlamda bugüne kadar onu dokunulmaz yapan Cumhuriyet artık yok. Kurulan ve kalıcı olarak inşa edilmeye çalışılan rejim, CHP’yi yok edilmesi gereken düşman olarak kodladı. CHP’ye “ya teslim ol ya yok ol” dışında farklı bir seçenek sunulmaması partinin politik hattında önemli değişikliğe yol açtı. Sistemi koruyan, muhafaza etmeye alışan bir partinden, varolmak için mücadele etmek zorunda olan kalan partiye dönüştü.”

Not: Başlıkları tıklayarak yazıların tamamını okuyabilirsiniz.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale En çok konuşulan başkanlar
Sonraki Makale Rusya’da ve ABD’de vatanseverlik

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörGünlük

Schengen’de yeni sistem

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
GünlükManşet

Gökyüzünden İHA yağıyor

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
GünlükManşet

“Menemen enflasyonu”

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?