Cuma, 4 Tem 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 12 Haziran 2025 19:54
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Tövbelerden darbelere bir garip hikâye-Barış Terokoğlu (Cumhuriyet)

“Tövbe insanı kendinden korur ancak insanı insandan korumaz.

Milat sayılan 17-25’in ardından 12 yıl geçti. Darbe girişiminden ise tam 9 yıl. FETÖ imamlarının askerlerle ankesörle iletişim kurduğunun keşfinin üzerinden ise 8 yıl.

Gelgelelim, geçenlerde, TSK’de yapılan operasyon sessiz sedasız gerçekleşti. 23 Mayıs’ta hakkında gözaltı kararı verilen 63 askerden söz ediyorum. Listedeki isimlerden 4’ü Albay, 8’i yarbay, 12’si binbaşı, 15 yüzbaşı ve 24’ü ise astsubay ve uzman çavuşlardan oluşuyordu. TSK’de halen albay rütbesinde FETÖ operasyonu yapılması şaşırtıcıydı. Ancak savcılığın açıklaması daha da şaşırtmıştı: “FETÖ’nün, TSK’de halen deşifre edilemeyen örgüt mensupları, 15 Temmuz darbe girişimine katılanlara oranla daha fazla.” Yani savcılığa göre, şu anda TSK içinde en az bir 15 Temmuz daha yapacak kadar FETÖ bağlantılı asker var! İlginçtir, hükümet medyasında da tam da bu dönemde, “Yeni darbe olur mu” tartışmaları başladı, yazıları yazıldı.

İşte tam da bu konu üzerine düşünürken önüme, hükümet medyasından, geçen aralık ayından kalma bir video düştü. Gökçeklerin Beyaz TV’sindeki haberi anlatayım…

“Ankara Etimesgut Şehit Sait Ertürk Devlet Hastanesi’nde neler oluyor? CİMER’e yapılan çok sayıda şikâyetin ardından Sağlık Bakanlığı harekete geçti.”

Hastane ile ilgili bir dizi sağlık sorununun ardından kanal şu ifadeleri kullanmış:

“FETÖ itirafçısı doktor iddiaları: FETÖ itirafçısı olduğu belirtilen göz doktoru Ömer Faruk Şahin’in diğer doktorlardan ayrı bir katta, askeri üs gibi bir ortamda çalıştığı, yetkisi olmadığı halde hastaneyi gizlice yönettiği iddia edildi.”

Lider, ‘seçilmiş davranış’ sergiler-Ali Saydam (Yeni Şafak)

“Hayli dramatik ve yaralayıcı bir olay tabii ki… Genç, yakışıklı, başarılı, sevilen bir siyasetçi… Mutlu bir aile babası… Herkesle dost, iyi bir insan…

Bir ton ihmal… Bir dizi dikkatsizlik… Civan gibi Ferdi Zeyrek başkanın canına mal oldu… Sevenlerinin, ailesinin, ülkemizin başı sağ olsun…

Siyasi karşıtlıkların gömüldüğü cenazede bütün gönüller birdi… Çok az kişiye nasip olan olağanüstü duygusal bir atmosfer, bir birlik yaşandı… Gözyaşları sel gibi aktı… Tabii konuşmalar da bu duygusallıkla aynı paraleldeydi…

Bizim en çok ilgimizi çeken, Özgür Özel’in konuşmasıydı… Mikrofonların önüne geçti, içinden geldiği gibi konuştu… Sorun da buydu zaten; içinden geldiği gibi konuşması…

Türkiye’nin geleceğinin yönetimine talip, bırakın iktidar değişikliğini, sistem değişikliği iddiasında, kitleleri peşinden sürüklemek ve ikna etmek, onlara örnek ve lider olma hedefiyle hareket eden bir siyasetçi içinden geldiği gibi davranabilir mi? Yoksa, seçilmiş davranış mı sergilemelidir?

Çok yakın arkadaşını kaybetmişti, anlıyoruz… Bu kaybın bütün yükünü omuzlarında hissediyordu, farkındayız…

Ancak bu durum, markası ayan beyan gözüken (bir siyasi lider ülkenin şu anki ekonomik durumunda hedef kitlesinin erişmekte zorlandığı markaları sergileyemez) yazlık bir gömlekle kürsüye çıkıp ne söylediği anlaşılamayacak şekilde ağlayarak şu sözleri dile getirmesini bağışlatmaz: “Bizim yükümüz her şeyden ağır. Manisa’yı emanet etti gitti. Ne yapacağız, bilmiyorum…”

Siz her şeyi bilmek durumundasınız Sayın Özel… Bilmeseniz de -mış gibi yapmak, halkın duyduğu güveni sarsmayacak, bilakis onun umutlarını ayakta tutacak ve yeşertecek tavır sergilemeniz gerekir… Seçilmiş davranıştan kastımız da budur…”

Sizi anlamadığımı söylersem zalimlik olur… Yakın arkadaşımın arkasından kürsüye çıkmak durumunda kalsam, sizden beter bir hâlde de olabilirdim. Ancak ben, Türkiye’nin gelecek yönetimine talip bir siyasetçi değilim…”

Bahçeli’nin “kurucu anayasası” kuş mu, deve mi?-Mehmet Y. Yılmaz (T24)

“MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bayramda yayınladığı mesajında “milli iradeye dayalı, siyasi partilerin hepsinin düşüncesi alınarak bir kurucu anayasa anlayışı içerisinde yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu kabullenilmelidir” dedi.

Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’dan “PKK’nın kurucu önderi” olarak söz etmesinden daha önemli bir söz bu.

“Kurucu anayasa” dediğiniz zaman, Anayasa’da bazı değişikliklerden değil çok daha kapsamlı bambaşka bir şeyden söz ediyorsunuz demektir.

Sil baştan yepyeni bir anayasa yazmak anlamına gelir.

Türkiye’de böyle üç “kurucu Anayasa” yapıldı. 1924, 1961 ve 1980.

Birincisini Cumhuriyet’in ilanından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi yaptı. Diğerlerini darbelerin ardından kurulan “kurucu meclisler” gerçekleştirdi.

“Kurucu anayasa” yapılırken, anayasayı yapacak iktidara sahip olan “kurucu meclis” herhangi bir kural ile bağlı değildir.

Eski anayasa kaldırılmıştır ve yeni anayasa, herhangi bir kural ile bağlı olmayan sınırsız bir yetkiye sahip irade tarafından yapılır.

Bahçeli’nin sözünü ettiği “kurucu anayasa anlayışı” acaba bu mudur, diye merak ettim.

Sözlerinden anlayabildiğim kadarıyla Bahçeli, yeni anayasayı işbaşındaki meclisin yapmasını istiyor.

Yani bir “kurucu meclis” seçmemiz gerekmeyecek.”

Öldüren, Ezgi’nin kocası olsaydı-İsmail Saymaz (halktv.com.tr)

“Eğer Sezgin Çeken, eşi Ezgi’yi öldürmüş olsaydı, muhtemelen yargı, katil kocanın “Sevgilisi varmış” demesini yeterli bularak, bu cinayetin tahrik altında işlendiğini savunacaktı.

Katil koca belki tutuksuz şekilde yargılanacaktı.

’Adalet’ böyle tecelli etmedi mi hep?

Fakat öldüren Ezgi, can veren kocası Sezgin olunca genç kadın kanlı katil muamelesi gördü.

Oysa Ezgi, Sezgin’le evli kaldıkları üç yıla iki boşanma davası, beş şikayet dilekçesi, sayısız dayak, tehdit ve küfür sığdırdı.

O gün gittiği jandarma karakolu, Ezgi’yi beraberinde bir memurla evine gönderseydi ya da Sezgin’i gözaltına alsaydı bu kan dökülmeyecekti.

Ne Sezgin ölecek…

Ne Ezgi cezaevine girecek…

Ne de 2.5 yaşındaki oğulları ortada kalacaktı.

Savcılık hem Ezgi’yi korumayarak, eş katili yaptı.

Hem de Ezgi’nin şiddete uğradığını bildikleri halde ‘tahrik’i ve meşru müdafaayı görmediler.”

En kötüsü geride kaldı… çünkü battık-İbrahim Kahveci (Karar)

“Mehmet Şimşek Dünya Gazetesi’ne verdiği röportajda “En zorlu dönem geride kaldı” diyor. İşaret olarak ise 2026 yılını gösteriyor.

Peki, Mehmet Şimşek daha önceleri ne demişti:
Haziran 2024: Mehmet Şimşek “En kötüsü geride kaldı.”
Ekim 2024: Mehmet Şimşek “En kötüsü geride kaldı.”
Aynı nakarat tekrar etmiş.

Aslında “En kötüsü geride kaldı” cümlesinin baş mimarı Berat Albayrak olsa gerek. Ay geçmeden aynı cümleyi tekrarlayan Berat Albayrak “Mart şubattan, nisan marttan ve mayıs nisandan daha iyi olacak” diyerek kötü günleri tümden silebilmişti.

İşin bir başka yönü daha var: ‘En kötüsü geride kaldı’ cümlesinden daha iyisi “Şahlanıyoruz” kelimesi olsa gerek. Bu kelime ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait.

Bakın bugüne kadar “En kötüsü geride kaldı” cümlesi ile “Şahlanıyoruz” söylemi aynı anda çok rahat kullanılabildi. Oysa bu iki önerme birbirini yalanlamaktadır. Biri battık ama çıkıyoruz derken diğeri ata bindik şahlanıyoruz, uçuyoruz demek oluyor.

Gerçekten şahlandık mı, gerçekten uçtuk mu?

Bir durumu yeniden netleştirelim: 2021 yılında kişi başına kişi başına gelirimiz 9.752 $ iken bu gelirle 24,1 aylık gıda ihtiyacımızı karşılıyorduk. 2024 yılında kişi başına gelirimiz 15.473 $ oldu ama açlığımız için satın alabildiğimiz gıda süresi 22,6 aya düştü.”

Şarkılar türküler Can Atalay için-Burhan Şeşen (BirGün)

“Can Atalay’la hiç karşılaşmadım. Ama sanki yıllara dayanan uzun bir dostluğumuz var. Amca İlhan Şeşen’in vefatından sonra bana yazdığı iki sayfalık taziye mektubu bu duygumda ne kadar haklı olduğumu gösteriyor. Can Atalay bizi yani Gündoğarken’i ilk kez Ferhan Şensoy’un “İçinden Tramvay Geçen Şarkı” adlı oyununda izlemiş. Yıllar sonra tanınmış bir grup olduğumuzda, şarkılarımız hep birlikte söylenmeye başlandığında bile Can’ın gözünde hâlâ o Küçük Sahne’deki gencecik üç müzisyenmişiz. Şarkılarımız arasında sevdiği birçok şarkı varmış ama “Nâzım Hikmet Memleket Memleket Nâzım Hikmet”in yeri bambaşkaymış.

16 Haziran Pazartesi günü şarkılar, türküler söyleyip, şiirler okuyarak “Adalet, Özgürlük ve Eşitlik” taleplerimizi duyurmak adına Can Atalay’ın arkadaşları ve meslektaşları olarak bir dayanışma etkinliğinde bir araya geleceğiz. Bakırköy Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek bu gecede tabii ki “Nâzım Hikmet Memleket Memleket Nâzım Hikmet” şarkımızı da sevgili Can için söyleyeceğiz.

Bu özel geceyi Can Atalay’ın hukukçu arkadaşları organize ediyor. Şule Aydın ve Timur Soykan’ın sunuculuğunu yapacağı gecede Ferhat Livaneli orkestrası eşliğinde yer alacak sanatçılar ise Bulutsuzluk Özlemi, Cahit Berkay-Emrah Karaca, Ceylan Ertem, Grup Gündoğarken, Güvenç Dağüstün, Hüseyin Turan, Hüsnü Arkan-Dengin Ceyhan, İlkay Akkaya, Melike Demirağ, Onur Akın, Sadık Gürbüz, Suavi ve Zuhal Olcay. Ataol Behramoğlu ve Nebil Özgentürk ise geceye katkı sunacak iki değerli isim. “

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Hayat bayram olsa
Sonraki Makale Rus Büyükelçi veda etti

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Mehmet Şüküroğlu
4 Temmuz 2025
GünlükManşet

10 soruda matruşka

Medya Günlüğü
4 Temmuz 2025
GünlükManşet

Bir mühendislik harikası

Medya Günlüğü
4 Temmuz 2025
EditörGünlük

Nihat Genç hayatını kaybetti

Medya Günlüğü
4 Temmuz 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?