Savcının işi artık iyice zorlaştı-Mehmet Y. Yılmaz (T24)
“CHP Kurultayı’nda bazı delegelere oy vermeleri karşılığında menfaat sağlanması ile ilgili dava, hukuk tarihimize yazılırken ne tür bir “kâğıt” kullanılacak; bugünden söylemek istemem.
Elbette bu tarih yazılırken kullanılması gereken kâğıdın cinsini biliyorum ama sizin ferasetinize bırakmam daha doğru olacak.
Dava ile ilgili iddianame Siyasi Partiler Kanunu’nun 112. Maddesine göre açılmıştı.
Savcının bu davayı açma gerekçesi “oylamaya hile karıştırıldığı” iddiası. Bununla ilgili bilgiye T24’te çarşamba günü yayımlanan “Ceza hukukunda lafla peynir gemisi yürümez” başlıklı yazımdan ulaşabilirsiniz.
Bu iddianameyi kabul eden Ankara 36. Asliye Ceza Mahkemesi, ertesi gün söz konusu suçun “rüşvet suçu” oluşturmuş olabileceği düşüncesiyle görevsizlik kararı verdi.
Dosya şimdi ağır ceza mahkemesi yolunda.
Burada amacın, kendisi “ben mağdurum” demediği halde iddianamede mağdur olduğu belirtilen Kemal Kılıçdaroğlu’nu mahkemeye zorla çıkarmak olduğu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından iddia edildi.
Gerçekten böyle midir, bunu bugünden bilemeyiz.
Ama bana öyle geliyor ki mahkeme esasen “bana bulaşmayan dava bin yaşasın” diye düşünmüş.
Çünkü bu tür davalarda Saray’ı kızdıracak bir karar verme ihtimali hep var ve bu duruma düşen bir yargıcın başına gelmeyen kalmıyor.
Bir örneğini en son Ayşe Barım’ın tutuklanması ile ilgili kararı alan hâkimin başına gelenlerle görmüş olduk.”
Kurban kim?-Zülal Kalkandelen (Cumhuriyet)
“Metroda trene yetişmeye çalışırken bir panodaki duyuru dikkatimi çekti. Bir anda treni unutup duyurudaki görsele bakakaldım. Sırt sırta birleştirilmiş iki figürden birisi sola doğru dönmüş profilden görünen Filistinli bir kız çocuğu; diğeri sağa doğru dönmüş bir koç. İkisi de hüzünle yere bakıyor. İkisinin üzerine gelecek şekilde büyük harflerle sorulan soru şu: KURBAN KİM?
Hemen altına “Başta Gazze olmak üzere tüm mazlum coğrafyalardaki kardeşlerimizi açlığa ve yalnızlığa KURBAN etmeyeceğiz” yazılmış. Yurtdışı hisse bedeli ve Gazze hisseli bedelleri eklenmiş, “Kesim videosu gönderilecektir” notu ve Deniz Feneri Derneği’nin logosuyla afiş tamamlanmış.
Yaşam hakkını hem insanlar hem de insan olmayan hayvanlar için savunuyorsanız, böyle bir görüntü karşısında tepkisiz kalmanız olanaklı değil. Kurban kültürüne, bir canı savunurken diğerini öldürmeye, can alarak kutlama yapmaya, başka bedenler üzerinde hak iddia etmeye karşıysanız, o duyuruya bakıp geçmeniz olanaklı değil.
Bir etik vegan olarak, çocuk ve hayvan arasındaki kurbanın kim olduğu sorusuna benim de yanıtım var ve düşüncelerimi ifade etme özgürlüğümü kullanacağım.
İkisi de savaşları çıkaran siyasetçilerin ve onların peşinden giden toplumların kurbanıdır. Çocuk, içine doğduğu şiddet ve yoksulluk sarmalının içinde kendi türünün yarattığı sorunların bedelini ödemek zorunda bırakılan masum bir insandır. Koç ise türcü insanların canını alarak kurban ettiği bir hayvandır.”
Rusya’nın Pearl Harbor’u-Ayşe Böhürler (Yeni Şafak)
“Tarih 7 Aralık 1941 sabahı, yaklaşık 353 Japon uçağı, altı uçak gemisinden havalanarak PearlHarbor’a saldırdı. Saldırı iki dalga halinde gerçekleşti ve yaklaşık 2 saat sürdü. Saldırı sonucunda 8 Amerikan savaş gemisinden 4’ü batırıldı, özellikle USS Arizona tamamen yok oldu. 188 Amerikan uçağı yok edildi. 2.403 Amerikan askeri ve sivil hayatını kaybetti, binden fazla kişi yaralandı. Bu olay, 2. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştirdi ve ABD’nin savaşa resmen girmesine neden oldu.
2 Haziran 2025 sabahı… Rusya’nın en stratejik üsleri; Finlandiya sınırına yakın Murmansk’ta Olenya ve Moğolistan sınırına yakın Irkutsk’taki Belaya hava üsleri ve farklı bölgelerdeki iki askeri üs Pearl Harbor’da olduğu gibi sürpriz bir saldırı ile karşılaştı. Vurulan uçaklar menzilleri ve füze taşıma kapasiteleriyle bir nükleer savaşta Rusya’nın en önemli gücünü oluşturuyordu. Rusya’nın Orta Asya’dan Pasifik’e ve hatta ABD’ye kadar geniş bölgeyi tehdit altında tutmasını sağlayan Tu-95 ağır bombardıman uçaklarından 34 tanesi bu saldırılarda vuruldu.
Dört hava üssündeki savaş uçaklarını havaya uçuranlar ise uzaktan bakınca oyuncak sanılan dronlardı. Onlarca dron kamyonlarla beş bin kilometre yol kat etmiş, kimsenin ruhu duymadan üslere ulaşmıştı. Rus üslerinin yakınında park eden kamyonlardan havalanarak aynı anda 40 savaş uçağının yakıt tankının üzerine inerek uçakları infilak ettirmişti. Nitekim o bölgede yaşayan çok sayıda Rus, kamyonlardan çıkan dronları oyuncak zannedip görüntülemişti. Tarihin dönüm noktaları arasına girecek olan Örümcek Ağı adı verilen bu operasyonun silahları Ukrayna’da çok ucuza imal edilmişti.”
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul-Zafer Şahin (Milliyet)
“Ertan Yıldız’dan sonra Ali Nuhoğlu da etkin pişmanlık başvurusu yaparak bildiklerini -yaptıklarını- anlattı.
Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonlarından birini “Cumhuriyeti yıkıyorlar” diyerek örtbas etmeye çalışanlar için bu gelişme de emin olun bir anlam ifade etmeyecek.
Bu tipler yarın yolsuzluk iddialarının 1 numaralı kişisi çıkıp “Etnik pişmanlık” başvurusu yapsa hiç düşünmeden onu da “AKP’nin adamı” diye suçlarlar.
O sebeple bu yazının hedef kitlesi kafasını kuma gömen, ideolojik körlükle ya da menfaat için yolsuzluğa, hırsızlığa kalkan olanlar değil.
İstanbul’da asgari ücret ya da onun bir tık üstünde maaşla yaşam mücadelesi veren, doğal gaz -su faturasını ödemek için çoğu zaman öğün atlayarak ayakta kalmaya çalışan emekçiler. Kent yoksulları.
Bak kardeşim… Hangi siyasi görüşte olursan ol, hangi partiye oy vereceksen ver ama ne olur artık seni kimsenin kandırmasına izin verme.
Kent lokantası ile senin gözünü boyayanlar boğaza nazır villalarda, İstanbul’un metrekare birim fiyatı en yüksek ilçelerinde dublekslerde, rezidanslarda krallar gibi bir hayat sürüyormuş. Bu hayatın sponsoru da senmişsin!
Sana Kent lokantasında kuru fasulye -pilavı nimet gibi sunanlar milyarlarla, milyon dolarlarla saadet zinciri kurmuş.
Ben demiyorum bunu.. Bizzat işin içinde olanlar anlatıyor. Nasıl çaldıklarını, çırptıklarını delillendirerek üstelik. İşte Ali Nuhoğlu… İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştiraklerine yönelik yolsuzluk operasyonunda suç örgütünün 4 kasasından biri olduğu iddia ediliyor bu kişinin.”
Türklerde kurban-Soner Yalçın (Nefes)
“Kurban Bayramınız kutlu olsun.
Bugün bayram tadında yazmaya çalışayım:
Hz. Muhammet hadisine göre, “Allah katında günlerin en büyüğü kurban günüdür.”
Kurban, genel olarak semavi dinler dahil her kültürde kendine yer buldu; -bazı Hint inançlar dışında- Hz. Adem’in oğulları Habil-Kabil’den beri var kurban… İnsanoğlunun ortak kültürü diyebiliriz.
Eski Türklerde de kurban kesmek gelenekti. İlk yazılı örnekler Chou hanedanlığına ait kayıtlarda (1059-249) bu görülüyor… Hangi ismi kullandıkları hâlâ açıklığa kavuşmuş değil ama… Mesela:
– Kaşgarlı Mahmut’a göre “yagış”,
– Wilhelm Radloff’a göre “tayılga”,
– Emel Esin’e göre “tapıg”,
– Mehmet Eröz’e göre “tolu”,
– Jean Paul Roux’a göre “sungu” … Vs.
Gök tanrısına bilhassa at kurban edilirdi.
Sadece tapınma için değil, bunun yanı sıra yağmur yağması, hastalık, zafer için de kurbanlar sunulurdu. Törenseldi. Ki:
Eski Türkler kurban ettikleri hiçbir hayvanın kemiğini kırmaz, sağa sola atmazdı. O hayvanın tekrar dünyaya gelebilmesi için kemiklerinin toplu, sağlam olması sağlanırdı ve kemikler eksiksiz şekilde gömülürdü….”
Az adaletin faizi yüksek olur-İbrahim Kahveci (Karar)
“Şu grafiğe iyi bakın. Burada hayal dünyasından rakamlar yok. Yani beklenen enflasyon vs yok; sadece gerçekleşen enflasyon ve gerçekleşen faiz var.
Mesela mayıs ayında enflasyon %35,4 olmuş. Yine mayıs ayında ticari kredilerin nominal faiz oranı da %62,3 olmuş. Böylece ticari kredilerin reel faizi %19,85 olarak gerçekleşmiş.
Veriler 2004 ve sonrasına ait. Keşke Hükumetimiz verileri kısıtlamasa ve daha uzun vadeli veriler yayınlasa. Yayınlamıyor ama… Sansür zihniyeti çok yüksek. Sürekli veri yayınlarını kısıtlıyor.
Neyse…
Görüldüğü gibi reel faizde rekor seviyelerdeyiz. Halen gerçekleşen enflasyon ve gerçekleşen faizde AK Parti döneminin en yüksek reel faizini ödüyoruz.
Aynı durum nominal tahvil faizinde de yaşanıyor. Kısa vadeli tahvil faizi %46,8’lere çıkmış durumda.
Peki, neden?
Neden yüksek faiz ödüyoruz?
Mesele tam da burası. Birilerinin sandığı gibi Mehmet Şimşek böyle buyurdu diye mi?
O zaman hadi buyurun faizleri indirin de döviz ne oluyor o filmi seyredersiniz? O vakit kur artışından kaynaklanan yüksek enflasyonla yüzleşirsiniz.”
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: