Darbenin dış ayağı-Mehmet Ali Güller (Cumhuriyet)
“CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarihi Maltepe mitinginde, ilk kez 19 Mart darbesinin dış kaynağına işaret etti: “19 Mart günü, yurt dışındaki belli odaklardan icazetli bir darbe planı hayata geçirildi.” (cumhuriyet.com.tr, 29.3.2025)
Her ne kadar adını koymasa da Özel’in “yurtdışındaki belli odak” ile kastettiğinin ABD Başkanı Trump olduğu anlaşılıyor. Bu durumda icazet de Erdoğan’ın 16 Mart’ta Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde alınmış oluyor.
İmamoğlu’na operasyon ile üç gün öncesindeki o telefon görüşmesinin ilişkisini geçen hafta bu köşede “16 Mart-19 Mart bağı” başlığıyla incelemiştim.
Umarız Özgür Özel’in bu saptaması, dış basına verdiği “ideolojik zaaflı ve sorunlu mesajlara” bir son vermesine neden olur!
Zira ABD ve Avrupa için önemli olan demokrasi değil, çıkarlarıdır. Çıkarlarını uygulayan iktidarların politik yönelimi, emperyalistler için hiçbir zaman öncelikli değildir. “Liberal demokrasinin” kalesi emperyalist ABD, bu nedenle onlarca yerde seçilmişlere karşı askeri darbe yapmış ama krallarla, emirlerle, diktatörlüklerle demokrasi kaygısı duymadan çalışmıştır.
Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio kendileri açısından esas olana işaret etti: “Türkiye’de istikrarsızlık görmek istemiyoruz. Trump’ın ilk yönetim döneminde Erdoğan ile çok iyi bir çalışma ilişkisi vardı. Bunu yeniden başlatmak istiyor.”
Özgür Özel’in rakibi Dilek İmamoğlu mu olacak-Abdulkadir Selvi (Hürriyet)
“… Dilek İmamoğlu için değerlendirmelerim farklı olacak. Elbette ki o da bir eş olarak bu olaylardan en çok etkilenen kişilerin başında geliyor. Elbette ki eşi için üzgündür. Onu tartışmam bile.
Ama Dilek İmamoğlu bir siyasi figür olarak da ön plana çıkmaya başladı. Hem Saraçhane’deki konuşması hem Maltepe mitingindeki performansıyla göz doldurdu. Konuşma metninin içeriğinde dokunuşlara ihtiyaç var. Ayrıca soğukkanlı birisi olduğu için duygularını yansıtmakta sorun yaşıyor. Samimiyet sorununa yol açıyor. Ama diploma konusunun tartışıldığı bir dönemde Ekrem İmamoğlu’nun ”Olur ya benim adaylığım engellenirse Dilek cumhurbaşkanı adayı olacak” dediği kulislere sızmıştı. Maltepe mitinginde Dilek İmamoğlu’nu siyasi bir figür olabilir mi diye izledim. Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olamazsa yerine Dilek İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilir mi, diye baktım. Ayrıca diploma sorunu da yoktur. Hem de kadın aday olarak fark yaratabilir.”
Buruk Bayram*Fikret Bila (halktv.comtr)
“Türkiye bayrama buruk girdi.
Yüzlerce genç bayramı cezaevinde geçiyor.
Suçları CHP’nin Ekrem İmamoğlu’na destek için düzenlediği mitinglere katılmak.
Anayasal haklarını kullandıkları için cezaevindeler.
Gerekçe, kolluk kuvvetleri “dağılın” dediği halde dağılmamaları.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da İstanbul’un CHP’li beş ilçe belediye başkanı da cezaevindeler.
Ortada henüz bir iddianame yok.
Başkanlarla beraber onlarca tutuklu da var.
Tutuklu olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın ağır sağlık sorunları olduğu biliniyor.”
Sözcü’den İmamoğlu’nun babasına sansür-Melih Altınok (Sabah)
“Kebapçıların, kahvecilerin kapısına çarpı atarak İmamoğlu hakkındaki yolsuzluk soruşturmasını gargaraya getirmeye çalışan Özgür Özel, boş vakitlerinde de medyayı hedef gösteriyor.
“İzlemeyin, okumayın” türünden bir boykottan bahsetmiyoruz.
Mecliste soru soran muhabirlere “git pazarcılık yap” türünden ucuz tacizlerde bulunan Özel, reklam verenleri tehdit ederek medya kuruluşlarını boğmaya çalışıyor.
Eskiden böyle değildi.
FETÖ’nün kanallarına kayyum atanırken bile “düşünce özgürlüğü” diyerek kapılarında nöbetteydi.
“7 Haziran seçimlerinin ertesi günü hükümete yakın medyanın tamamına el koyacağız” diye tehditler savuran CHP yöneticileri arasında olduğunu da hatırlamıyorum.
Belli ki bu kez iş ciddi.
Bakalım bu kabadayılığa kimler pabuç bırakacak?
Bu arada gücünüz bize mi yetiyor Özgür Bey?
Bayram sabahı kameraların karşısına geçen İmamoğlu’nun babasının “Haksız yere bu kadar insanlara eziyet çektiren, bizim kadar perişanlığa sürükleyenler, çoluk çocuğunun ciğerinden et yiyerek iyileşmeye uğraşsın ve iyileşemesin. Ben böyle bir dua ediyorum. Kabul eden beddua yerine koyabilir” şeklindeki sözlerini sansürleyen Sözcü’ye de bir çift lafınız olmayacak mı mesela?”
Saf kötülükle mücadele zamanı-Deniz Zeyrek (Nefes)
“Birinci Dünya savaşı sonrasında Almanya demokrasi sorunları yaşar. Frankfurt Okulu’ndaki felsefeciler, yaşanan sorunlarla yöneticilerin psikolojisi arasındaki bağı çözecek çalışmalara imza atar.
Bu çalışmalar, “politik psikoloji” diye bir alanın açılmasına öncülük eder.
Politik psikoloji alanında çalışan bilim insanları, ülkeleri yönetenlerin psikolojileri, kültürel kodları ve inanç dünyasıyla yönetim biçimleri, politik çizgileri arasındaki ilişkiyi inceler.
Adolf Hitler’in ruh haliyle inanç dünyasıyla gücü eline geçirdiğinde kurduğu düzen, izlediği politikalar arasında doğrudan bir bağ olduğunu dünya acı bedeller ödeyerek öğrendi.
Bugünlerde ABD Başkanı Donald Trump’ın kişiliği, inanç dünyası ve psikolojik durumuyla izlediği politikalar arasında doğrudan bir bağ olduğunu deneyimliyoruz.
Politik psikoloji Türkiye’de de ilgi çeken bir alan.
Merhum Süleyman Demirel 1992 yılında Başbakanlığa ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’ne bağlı bir Politik Psikoloji Merkezi dahi kurmuştu.”