Perşembe, 4 Ara 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 3 Aralık 2025 18:46
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Atatürk’ün ders kitabında ‘Demokrasi ve Kadın Hakları’-Sinan Meydan (Cumhuriyet)

“Özetle kadın, seçmek ve seçilmek hakkını elde etmelidir. Çünkü demokrasinin mantığı bunu gerektirir. Çünkü kadının savunacağı menfaatler vardır. Çünkü kadının topluma karşı yerine getireceği görevler vardır. Çünkü kadının siyasi haklarını uygulaması kendisi için faydalıdır.” (Vatandaş İçin Medeni Bilgiler, 1930)

Türkiye’de, 5 Aralık 1934 tarihinde Anayasada ve Seçim Kanununda yapılan değişiklikle Türk kadınlarına milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi. Genellikle göz ardı edilir: Bazı Avrupa ülkelerinden de önce, 1934 yılında, Atatürk Türkiye’sinin Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkı vermesi, anlık bir karar değil, en az 10 yıldır devam eden bir hazırlığın sonucudur.

Kurucu Önder M. Kemal Atatürk, daha 1924 Anayasası hazırlanırken Türk kadınlarının da seçme-seçilme hakkına sahip olmasını arzulamış, ancak Türk kadınına seçme seçilme hakkı veren Anayasa taslağının bu yöndeki maddesi, TBMM’de önce yanlışlıkla kabul edilmiş, ancak daha sonra tekrarlanan oylamada reddedilmişti. Bunun üzerine Atatürk, meclisi ve halkı bu konuda bilgilendirmek, bilinçlendirmek için manevi kızlarından Afet İnan’ı ve bazı aydınları seferber etti. Bu konuda mücadele eden Türk Kadınlar Birliği ile iletişim içinde oldu. Sonraki 10 yıl içinde meclis ve kamuoyu hazırlandı ve adım adım, aşama aşama (1930-1933 ve 1934 yıllarında yerelden ulusala, muhtarlıktan milletvekilliğine) Türk kadınının, seçme ve seçilme hakkına sahip olması sağlandı.

Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkı verilmesi için geçen bu 10 yıllık hazırlık sürecinin (1924-1934 arası) en önemli çalışmalarından biri “Vatandaş İçin Medeni Bilgiler” (2 cilt) kitabıdır. Kitabın 1.cildinin önemli bölümleri Atatürk tarafından yazıldı, Afet İnan kitabın girişinde bazı bölümleri Atatürk’ün yazdığını, bazı bölümleri ise Tevfik Bıyıklıoğlu ve kendisine yazdırdığını belirtmiştir. Atatürk de 18 Eylül 1931’de Başbakan İsmet Paşaya yazdığı notta “Kitaplar yazılırken ve yazıldıktan sonra bizzat alakadar oldum” demiştir. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, C.23, s.15) Kitap 1930 yılında yine Afet İnan imzasıyla yayınlandı. Bu kitap, Atatürk’ün isteği ve Talim ve Terbiye Dairesinin kararıyla 1931 yılında Türkiye’de ortaokullarda ve liselerde ders kitabı olarak da okutulmaya başlandı.”

Gizli gizli ne dönüyor?-Can Ataklı (Nefes)

“Önce haberi okuyalım;

“DEM Parti Heyeti, İmralı Adası’na gitti. Heyet, PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşecek. Heyette DEM Parti İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar ve Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Faik Özgür Erol yer aldı. Ziyaret, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kurulan komisyonun Öcalan ile yaptığı görüşmenin ardından ilk temas olarak kayda geçecek. DEM Parti Heyeti, Öcalan ile son görüşmesini 3 Kasım 2025’te yapmıştı.”

Hayırdır?

Ne oluyor böyle?

Geçen hafta terör komisyonunun üç üyesi İmralı adasında terör sanığı Abdullah Öcalan’ın ayağına gidip fikir ve görüşlerini aldı.

Gidiş son derece gizli yapıldı.

Fotoğraf, video ve ses kaydı yayınlanmadı.

Tutanaklar henüz açıklanmadı.

Rivayete göre 4 Aralık’ta yapılacak komisyon toplantısında bu konuda bilgi verilecek.

Peki daha komisyon üyeleri bile bilgi sahibi olmadan Apo’ya bu ani gidişin sebebi ne olabilir?

Acaba Apo’nun fikir ve görüşleri üzerinde yine gizli toplantılar mı yapıldı, burada alınan kararlar DEM Parti üyeleri tarafından Apo’ya mı bildirilecek ve bu yeni duruma göre kendisinin yeni bir tavır alması mı bekleniyor.

Her şey gizliden gizliye yapılıyor.

Belli ki bir tür telaş var.

Sonu hayırlı olur inşallah.”

Çok şey söyleyip bir şey anlatmama sanatı!-Mehmet Y. Yılmaz (T24)

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bakanları ile Saray’ında yaptığı toplantının ardından “kameraların karşısına geçti” ve Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili açıklamalar yaptı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı ve sonunda AKP, MHP ve DEMP milletvekillerinden oluşan bir TBMM heyetinin Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmesine kadar varan bu süreçte heyecanla beklediğim şey Cumhurbaşkanı’nın bu konuda elle tutulur bir açıklama yapması.

Hep soruyorum ama yanıt alabildiğimi söyleyemeyeceğim soruları sizler de biliyorsunuz:

Cumhurbaşkanı bu konuda ne düşünüyor? Sürecin bir sonraki adımı ne olacak?

Memlekete demokrasi gelmeden ve hukuk yeniden egemen olmadan böyle bir süreci sürdürebilmek mümkün mü?

Bakanlarıyla 3 saat 15 dakika süren bir toplantıdan sonra Erdoğan’ın “Terörsüz Türkiye Süreci” ile ilgili açıklamalar yaptığını duyunca heyecan içinde neler söylediğini okudum.

Bu kadar uzun toplantıdan sonra gerçekten somut bir şeyler söyleyebileceğini ümit etmiştim.

Heyhat!

Cumhurbaşkanı bir kez daha çok şey söyleyip, hiçbir şey anlatmamayı başarmış.

İşte bu konuda söyledikleri:

* “Tehditler karşısında ürkecek, korkacak, çekinecek bir millet, böyle bir devlet, böyle bir ülke hiç değiliz. Türkiye hedeflerine er ya da geç, öyle ya da böyle ama mutlaka ulaşacaktır.”

* “Terörsüz Türkiye süreciyle ekonomik şahlanışımızın, huzurumuzun, kardeşliğimizin önündeki en büyük engellerden birini ortadan kaldırmanın çabası içindeyiz.”

* “Tahriklere kapılmadan, provokasyonlara aldanmadan, öfkenin diline teslim olmadan bu kuşağın kuvveden fiile çıkması için çalışacağız.”

* “Kürt, Arap kardeşlerimizle, bölgemizdeki dost, kardeş topluluklarla kalplerimiz bin yıldır beraber atıyor. Gelecekte de birlikte atmaya devam edecek.”

Ne anladınız?”

AK Parti vazgeçti peki CHP merkeze yürüyebilir mi?-Mehmet Ocaktan (Karar)

“AK Parti 2002 yılında yola çıkarken hem kurumsal hem de ilkesel anlamda kendine önemli hedefler koydu. İktidarının 2013 yıllarına kadar da önemli mesafeler aldı. Gerçek şu ki AK Parti iktidarı ilk iki döneminde demokratikleşmede, hukukta özgürlüklerde ve ekonomide önemli işler yaptı.

Her ne kadar bazıları, bu iki dönemin bir aldatmaca olduğunu söylese de biz müneccim değiliz, dolayısıyla yorumlarımızı niyet okuyarak değil, icraatlara bakarak yaparız.

Ama şimdi başka bir gerçekle karşı karşıyayız. Bugünkü AK Parti demokratik değerlerden giderek uzaklaşıyor, ‘hukukun üstünlüğü’ diye bir kavrama asla inanmıyor. Hz. Ömer adaleti üzerinden bolca hamaset üretse de ülkeyi adalete hasret hale getirmiş bulunuyor.

23 yıllık iktidarının sonunda AK Parti, kendi ilkelerinden ve halktan giderek uzaklaşırken, neredeyse yüz yıl sonra bile hala tek parti dönemi üzerinden eleştirilmeye devam edilen CHP, ‘millet iradesi’ne yaslanıp geniş toplum kesimleriyle buluşarak merkeze yürümeye çalışıyor.

Merkez partisi olma konusunda, özellikle toplumda bu duyguyu zenginleştirmek için önünde daha yürümesi gereken önemli bir mesafe var. Ama kabul etmek gerekiyor ki kısa zamanda, üstelik de üzerindeki baskıların yoğunlaştığı zor şartlarda ciddi bir mesafe kaydettiği kesin…

2024 yerel seçimlerinde birinci parti haline gelen CHP, bugün itibariyle de birincilik konumunu sürdürüyor. En son GÜNDEMAR Araştırma’nın Kasım 2025 sonuçlarına göre CHP yüzde 35,91 ile birinci parti konumunu korurken, AK Parti’nin kritik seviye olan yüzde 30’un altında yüzde 28,50’ye gerilemiş bulunuyor.

Peki iktidarın, bütün hamlelerine rağmen neden CHP hala birinci parti?

Aslında bunun iki sebebi var; birincisi Özgür Özel’in genel başkan olmasıyla birlikte çok önemli bir performans yakaladı. İkincisi ise, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta hapse atılması… Ve tabii ki CHP’ye kayyım atamanın bir yolunu bulabilmek için ‘butlan’ meselesinin, Demokles’in kılıcı gibi partinin üzerinde hala sallanıyor olması.”

Krediler cephesinde finansa vade nefesi-Naki Bakır (Dünya)

“Bankacılık sektöründe kredi hacmi bu yılın ilk on ayında enflasyonun üzerinde büyürken, portfö­yün yapısında sınırlı da olsa uzun vade lehine iyileşme ya­şandı.

Toplam kredi stokunda or­ta ve uzun vadeli kredile­rin 2024 sonunda yüzde 52,2 olan payı bu yıl ekim sonunda 54,1’e yükseldi, böylece orta ve uzun vadeli kredilerin ağır­lığında 1,9 puanlık artış ger­çekleşti ve portföyün vade ris­kinde ölçülü bir azalma kay­dedildi. Uzmanlara göre bu seyir, finansal sistemde eko­nomiye artan güven ve daha istikrarlı bir yapıya geçiş yö­nünde bir gelişme, bu da pi­yasada belirsizliğin kısmen azalması ve bankaların risk yönetiminde daha dengeli bir vade kompozisyonuna yönel­mesiyle ilişkili.

Kredilerde­ki bu gelişmede, öncesinde benzer durumun mevduatta yaşanması beklenmekle bir­likte, bu faktör tek belirleyici değil. Talep, risk yönetimi, fa­iz ortamı, makroekonomide­ki gelişmeler ve genel güven düzeyi de belirleyici faktörler arasında yer alıyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BD­DK), bankacılık sektörü kon­solide olmayan mali gösterge­lerine göre, bankaların açtığı kredilerin takipteki tutarlar da dahil toplam hacmi yılın ilk on ayında net yüzde 35,4 ar­tarak 22 trilyon 119,4 milyar liraya ulaştı. Bankalar bu dö­nemde toplam net 5 trilyon 779,2 milyar lira kredi kullan­dırdı. Türkiye İstatistik Ku­rumu’na (TÜİK) göre tüke­tici fiyatlarında (TÜFE) bu dönemdeki yüzde 28,63’lük enflasyonla indirgendiğinde kredilerde yüzde 5,3 oranında bir reel genişleme görülüyor.”

Not: Başlıklara tıklayarak yazıların tamamına ulaşabilirsiniz.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Uygur sorunu insanlık sorunu
Sonraki Makale Canımın istediği değil kendimin istediği

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

“Moskova İstanbullaştı!”

Medya Günlüğü
4 Aralık 2025
GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
4 Aralık 2025
EditörGünlük

“Tan baskını”nın 80. yılı

Medya Günlüğü
4 Aralık 2025

Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Mehmet Şüküroğlu
4 Aralık 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?