Salı, 25 Kas 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 24 Kasım 2025 19:33
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Kılıçdaroğlu’nun misyonu-Mehmet Ali Güller (Cumhuriyet)

“AKP-MHP-DEM koalisyonu oluşmasının yansımalarından biri de DEM’in “gerçek” siyaset yapma tarzının ortaya çıkmaya başlamış olmasıdır. 

“Öcalan sürece karşı çıkan medyanın dilinden rahatsız, AKP’nin elinde yargı gücü var, sustursun bu gazetecileri” çağrısı yapan Pervin Buldan’ın “otoriter AKP rejimiyle” uyumlu tarzı, bunun tipik bir örneğiydi. Şimdi buna “İmralı’ya milletvekili göndermeme” kararı aldığı için kimi DEM yöneticilerinin “CHP’yi not etme” üstenciliği ve dahası Van’da olduğu üzere CHP binasına saldırı eklendi!

DEM’liler CHP’yi Kürt düşmanlığıyla suçluyor. Oysa DEM’lilerle seçim işbirliği yaptığı için terörle suçlanan ve tutuklanan CHP’li belediye başkanları var!

AKP ve MHP, daha dün DEM’lileri terörist ilan etmişken, MHP DEM’in kapatılmasını savunmuşken, Cumhur İttifakı CHP’nin DEM’le seçim işbirliği yapmasını “demlenmek” diyerek lekelemeye çalışmışken bugün DEM’in CHP’ye karşı bu saldırgan tutumu alması, en hafifinden siyasi nezaketle bağdaşmaz. 

Ama ötesinde bir “siyasi akıl” sorununa da işaret eder. Örneğin DEM grup başkanvekili, iktidar koalisyonuna yamanmış olmanın özgüveniyle CHP’ye “Tarih sizi yazacak” diye sesleniyor. Oysa tarih DEM’in AKP’yle üç kez açılım yapıp üç kez pişman olmasını yazdı. Ve tarih, DEM’in hiçbir şey olmamış gibi dördüncü kez açılıma soyunup AKP’den medet ummasını da yazıyor.

AKP ve MHP’nin CHP’yi “Öcalan’la görüşmüyor” diye hedef alabiliyor olması ise bir yönüyle mizahın ama bir yönüyle de psikolojinin konusudur. CHP’yi aynı anda hem terörle işbirliği yapıyor diye yargılayıp hem teröristle görüşmüyor diye suçlayabilmek, ancak tutarsızlığın bir siyaset yapma tarzı olmasıyla mümkündür.

Şiraze öyle kaymış ki CHP’nin Öcalan’la İmralı’da görüşmeme kararını, “CHP iktidara gelmiş olsaydı Selahattin Demirtaş’ı da serbest bırakmazdı” diyerek suçlamaya kalkanlar bile var.

Seçimde “CHP demleniyor, CHP DEM’le ittifak yapıyor, Demirtaş’ı serbest bırakacak, Öcalan’la iş tutacak” diye kara propaganda yapanlar, seçimden sonra o suçlamalarını bizzat kendileri hayata geçirdi. Yetinmeyip o suçlamalara ortak olmaya direnen CHP’yi hedef alıyor şimdi.

Erdoğan şimdi de CHP’yi bölmeye çalışıyor. Kılıçdaroğlu’nun 13 yıllık fiili “Erdoğan’ı iktidarda tutma” dönemi kapanınca ve Özgür Özel yönetiminde CHP birinci partiye dönüşünce Saray düğmeye basmıştı, dört koldan operasyonlar sürüyor.

O kollardan biri de Kılıçdaroğlu ne acı ki. Kılıçdaroğlu henüz kayyım atanamadı gerçi ama CHP’nin İmralı’ya gitmeme kararı aldığı gün kararı eleştirerek “CHP İmralı’ya gitmeli” yayını yapması, misyonunu sürdürdüğüne işaret ediyor.”

 Milliyetçilik ve Yavaş’ın sosyal medya paylaşımı-Aytunç Erkin (Nefes)

“Önümde bir sosyal medya paylaşımı duruyor.

Yazayım mı yazmayayım mı diye üç gündür düşünüyorum.

Fikirlerine önem verdiğim dostlarımla konuşurken “Yazma hedefe koyarlar” uyarısını da bir yandan tartıyorum!

Ama beynimi kurcalıyor:

Tam da o gün bu paylaşım, CHP’nin İmralı kararı ve ardından Mansur Yavaş’la ilgili soruşturma izni verilmesi.

Tarih 26 Ocak 2024.

Orta Asya… Kazakistan’ın Almatı şehrinde Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Anıtı’nın açılış töreni gerçekleşti. Anıtın yazarları Kazak heykeltıraşlar Aidos Burkitbaev ve Timur Yermukhametov, eserin Türk-Kazak dostluğunu ve Atatürk’ün Türkiye tarihindeki etkileyici rolünü vurgulamak amacıyla özenle tasarladıklarını ifade etti. 4 metre yüksekliğindeki Mustafa Kemal Atatürk heykeli, granit kaide üzerinde bronz malzemeden özenle tasarlanarak ortaya çıktı.

Tarih 21 Kasım 2025.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın uluslararası kamuoyuna mesajlarını verdiği sosyal medya adresinden bir paylaşım yapıldı. Sabah 10.14’tü paylaşımın saati: “Kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün heykelinin, ata yurdumuz Kazakistan’da açılmasından büyük bir gurur duyuyoruz. Ankara’dan Tanrı Dağları’na, kardeşliğimiz daim olsun!”

21 Kasım’ın bir özelliği daha vardı.

Meclis’te kurulan komisyon İmralı’ya gitsin mi gitmesin mi oylaması yapılacaktı ve CHP’nin tavrı başat tartışmaydı. Öğlen saatlerinde CHP, İmralı’ya gitmeme kararı aldığını açıkladı. Yavaş’ın vurguladığı “kurucu liderin” partisi, Abdullah Öcalan’ı dinlemeye gitmiyordu! Tartışmalar da bundan sonra başladı: “CHP kurucu ayarlarına döndü… Sorunun nedeni olan parti ulusalcı oldu… Şeyh Sait’i ve Dersim’i yapan CHP değil mi?” Ya toplumun ne dediği? Türk milletinin fikri! Sadece oy hesabı değil yapılan toplumsal duyarlılık. Şunu herkes kabul ediyor: Silahlar sussun, kan dökülmesin ve barış gelsin. Şunu kimse kabul etmiyor: Süreçte en önemli aktörlerden birisi Abdullah Öcalan’dır. Toplumun hafızası, partilerin tabanları hafızalarını silemiyor. Ki sürecin başından bu yana da bu hafızayı tarihin arka odasına göndermek için de çalışma ne kadar yapıldı, tartışılır!”

Mehmet Uçum muhalif medyanın gözdesi-Faruk Bildirici (T24)

“Cumhurbaşkanı başdanışmanları, sosyal medyada birbirleriyle yarış içinde. Sürekli siyasi gelişmelerle ilgili ya da muhalefetten gelen açıklamalarla ilgili paylaşımlarda bulunuyor; açıklamalar yapıyorlar.

Başdanışmanlar arasında en çok paylaşımda bulunan isim olan Mehmet Uçum, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili. Böyle ağırlıklı bir ismin paylaşımlarının iktidar yanlısı medyada ilgi görmesi beklenir.

Fakat tam tersine, Uçum’un, 2 Kasım’da milletvekillerinin Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı’ya gitmesine ilişkin “Terörsüz Türkiye’ye geçiş sürecinde yapılanlar ve beklenen yeni adımlar” başlıklı pazar yazısına  muhalif medya büyük ilgi gösterdi. Hatta Cumhuriyet, bir gün sonra da “CHP gerilime inanmıyor” haberinde ikinci kez yer verdi.

ktidar medyasından ise sadece Bengütürk, CNN Türk, Hürriyet, Türkgün ve Türkiye gazeteleri Uçum’un yazısını haberleştirdi. Akşam, Milliyet, Posta, Sabah, Türkiye ve Yeni Şafak gibi iktidar yanlısı gazeteler, aynı konuda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sözlerini haber yapmayı yeğlediler.

Uçum’un, 9 Kasım’daki “yargı bağımsızlığı” yazısı genel olarak daha az yankılandı; sadece Anadolu Ajansı, BirGün, Habertürk, T24 ve Turktime’da haber olabildi.

Uçum’un 16 Kasım’da Anadolu Ajansı için kaleme aldığı “Terörsüz Türkiye” için 1928’de Şeyh Said isyanı sonrasında çıkarılan affın örnek alınmasını öneren yazısı da iktidar medyasında haber olamadı. Uçum’un bu yazısı, Bianet, Cumhuriyet, Evrensel, Gazete Pencere, Halk TV, Sol Haber, Kısa Dalga, Sözcü, Serbestiyet, Rudaw ve Ulusal Kanal gibi sitelerde yayımlandı. Aydınlık, BirGün, Cumhuriyet, Nefes, Korkusuz ve Sözcü gazetelerinin basılı sayılarında da yer verildi. Hatta Sözcü, “Saraydan ‘Şeyh Said’ vizesi çıktı” diye sürmanşetten yayımladı.

Aslında iktidar medyasının bu ilgisizliği, Uçum’a özgü de değil. Cumhurbaşkanı başdanışmanı Ayhan Oğan’ın, “İmralı’ya gidilmesin demek terörsüz Türkiye’ye geçiş süreci başarısız olsun anlamına gelir” dediği paylaşımı, sadece Cumhuriyet, Gazete Pencere, Independent Turkish, Halktv, Odatv, Rudaw, Evrensel, Sözcü, Yeni Yaşam’da yayımlandı.

Daha önce gazeteci Fatih Altaylı ile eski bakan Namık Kemal Zeybek’e hakaret eden Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından Oktay Saral son olarak komedyen Hasan Can Kaya’yı hedef aldı. Saral’ın, hakaret içeren paylaşımı, BirGün, Cumhuriyet, Evrensel, Gazete Pencere, Gazete Oksijen, Halktv, 12 Punto, Haberler, Kısa Dalga, Korkusuz, Süper Haber, Sözcü, T24, TGRT Haber, Oda TV, Yeniçağ haber sitelerinde yayımlandı. Yine ağırlıklı olarak muhalif medya ilgi gösterdi Saral’ın paylaşımına.

Görüldüğü gibi, iktidar medyası, cumhurbaşkanı başdanışmanlarını, sürekli vitrinde tutmuyor; her görüşlerini, paylaşımlarını topluma aktarmıyor. Daha çok muhalif medya, cumhurbaşkanı başdanışmanlarına önem atfediyor, neredeyse her söylediklerini topluma aktarmayı görev biliyor.”

CHP’nin doğru kararı-Fikret Bila (halktv.com.tr)

“CHP, İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’la görüşecek olan milletvekili heyetine üye vermedi.

Doğru bir karar verdi.

CHP, Atatürk’ün kurduğu ve O’nun liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran partidir.

Kurucu parti olmanın ayrı bir sorumluluğu vardır.

PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan ise Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek, Güneydoğu bölgesini ayırarak bağımsız bir Kürt devleti kurmak için yola çıkmış ve bu yolda asker, sivil, kadın, çocuk, bebek demeden 50 bin kişinin ölümünden sorumlu bir terör örgütü lideridir.

Bu nedenle CHP’nin İmralı’ya milletvekili göndermesi büyük bir hata olurdu.

CHP bu hataya düşmedi.

AK Parti, MHP ve DEM Parti millevekilleri İmralı’ya gidip Öcalan ile görüşecekler.

Bu ziyaret Öcalan’ı meşrulaştıracaktır.

İktidar Öcalan’ı bu konuma taşıyacak ziyarete CHP’yi de katarak sorumluluğa ortak etmek istedi ancak bunu başaramadı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da MHP lideri Devlet Bahçeli’yi öne sürüp, kendini biraz geride tutarak sorumluluk üstlenmek istemiyor.

AK Parti ve MHP’nin DEM Parti’yle birlikte Öcalan’ı meşrulaştırma hamlesinin iç politika açısından amacı DEM parti seçmenin desteğini alarak önümüzdeki seçimleri yeniden kazanmak, Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamak.

Tabii bu süreci, ABD’nin, Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK’nın kolu olan YPG-PYD’ye özerk bir yönetim kurdurması, bu ülkeyi de Irak gibi bölmesinden ayrı düşünemeyiz.

ABD ve İsrail, Suriye’deki YPG-PYD yönetimini Türkiye’nin de tanımasını ve Öcalan’ı muhatap almasını, siyasi lider olarak kabul etmesini dayatıyorlar.

İktidar da bunu kabul etmiş görünüyor.”

Boşuna şeytan taşlamayın! Kimse çözüme karşı değil-Mehmet Ocaktan (Karar)

“Günlerdir siyaseti meşgul eden ‘İmralı’ya gidilsin mi, gidilmesin mi’ tartışması nihayet sonuçlandı ve Meclis komisyonu Öcalan’a gidecek… Ancak önce CHP, sonra da Yeni Yol grubunun İmralı’ya vekil göndermeme kararı başka bir tartışmayı başlattı.

Halen Türkiye’nin birinci partisi olması hasebiyle, en sert eleştiriler de CHP’ye yapılıyor doğal olarak. CHP’nin çözüm fırsatını değil, popülizmi tercih ettiğini ve bunun “bir tür oyunbozanlık” olduğunu söyleyenler bile var.

Kuşkusuz bütün dünya örneklerinde olduğu gibi, Türkiye’de de büyük acılara mal olan ve uzun yıllar ülkenin elini kolunu bağlayan büyük bir terörü ortadan çekerek, barışın önünü açmak hiç öyle kolay bir mesele değil.

Dolayısıyla bugün, “Terörsüz Türkiye”nin hayata geçirilmesi müzakerelerinin yürütüldüğü bir süreçte tartışmaların, eleştirilerin yapılması son derece doğal. Ama bazılarının fazla heyecanlanarak erken şeytan taşlama işine girişmesi çok normal bir davranış değil.

Zira bu sürecin en çok ihtiyacı olan şey, sükunet ve empati… 50 yıllık acılı bir tecrübenin ardından, eğer hala birbirimizi taşlamaya devam edeceksek, boşuna barış ve kardeşlik hayalleri kurmayalım.

Unutmayalım bu ülkede kimse çözüme karşı değil. Ama siyasi partilerin, sivil oluşumların ve hatta bireylerin farklı önerilerinin ve itirazlarının olması da doğaldır. Ayrıca bu problemin, toplumdan gizlenerek, oldu-bittiye getirilerek çözülmesi de mümkün değildir.

Aslında bu meselenin çözümünde ilk adımı atanın ve elini taşın altına koyanın milliyetçi refleksleri en yüksek olan MHP’den gelmesi büyük bir şans. Bu çerçevede DEM Parti’nin dikkat ve hassasiyetle sürece katkı sunmasının altını özellikle çizmek gerekiyor. Sürecin başladığı ilk günden bu yana CHP de “Terörsüz Türkiye” için elini taşın altına koyarak olgun bir tavır sergiliyor.

Cumartesi günü Zonguldak’ta konuşan CHP lideri Özel’in çözüm konusundaki mesajı son derece açık ve et: “Biz barışın gelmesini engelleyerek, Kürt sorununun çözülmesini engelleyerek, terörün bitmesini engelleyerek bir tutum takınacak değiliz. Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin barışının, kardeşliğinin güvencesidir. Tüm Kürt kardeşlerimi, tüm Türkler gibi bu ülkede farklı etnisiteden yaşayan herkes gibi yürekten kucaklıyorum.”

Not: Başlıklara tıklayarak yazıların tamamına ulaşabilirsiniz.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Düşürülen Rus uçağının sırları
Sonraki Makale ABD emperyalizmi hâlâ güçlü mü?

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

Putin’in hoşlanmadığı maddeler

Medya Günlüğü
25 Kasım 2025
GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
25 Kasım 2025
GünlükManşet

Mustafa Kemal’den Atatürk’e

Medya Günlüğü
25 Kasım 2025
GünlükManşet

“Son liman” altın

Medya Günlüğü
25 Kasım 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?