Cuma, 14 Kas 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 14 Kasım 2025 08:09
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?-Barış Pehlivan (Cumhuriyet)

“Kökü “örmek” filine dayanıyor. Fransızca “organisation” sözcüğünden türetiliyor. İlk olarak 1930’lardaki kaynaklarda karşımıza çıkıyor: Örgüt.

İBB iddianamesini okuyunca aynı dilemmayı düşünüyorum. Hem bu kadar örgütsüz bir toplum olup hem de nasıl bu kadar çok “örgüt üyesi” olmakla suçlanan var?

Arka Bahçe’de düzenli aralıklarla İBB iddianamesini analiz edeceğimi duyurmuştum. Derinlere dalmadan önce temel meseleye dair yazılması gerekenlerle başlayacağım. İlk soru şu: İddianamede “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” diye yazılması bize ne anlatıyor?

Ekrem İmamoğlu’na yapılan ilgili suçlamanın ana omurgasını Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesi oluşturuyor. Yani, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”.

İçtihatlar özetle şunu söylüyor:

1- Suç örgütünün üye sayısı en az üç veya daha fazla kişi olmalı.

2- Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalı.

3- Suç işleme iradesinde devamlılık gerekmeli.

Sorularla devam edeyim.

Savcılığın iddia etmesi gerektiği ama kesinmiş gibi yazdığı “İmamoğlu suç örgütü” neyi amaçlıyormuş peki?

1- Maddi zenginleşme.

2- CHP’yi ele geçirmek için fon.

3- Cumhurbaşkanlığı seçimleri için fon.

Bu amaçlara hangi yolla ulaşılmış? İddianameye göre; ruhsat, imar, iskan gibi eylemler üzerinden hukuksuz sermaye oluşturmuş.

Peki, bu eylemleri yapmakla suçlanan “örgüt” ne zaman kurulmuş? İddianamede savcılar diyor ki örgütün tohumları 2015– 2016 yıllarında, yani İmamoğlu Beylikdüzü Belediye başkanı olduktan sonra atılmış. Ama açığa çıkması 2024 yılında olmuş. Ne olmuş peki 2024’te? İddianamede ısrarla “basın ve yayın organlarına yansıyan” diye vurgulanan, yani “Biz de oradan görüp soruşturmaya başladık” diye ileri sürülen bir videoya atıf yapılıyor: CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınmasına dair görüntüler. Yani, 2019’un son günlerine ait olan ama daha sonra İBB soruşturmasında tanık yapılan Erkan Çakır ve Tolgahan Erdoğan tarafından 10 Mart 2024 tarihinde sosyal medyada paylaşılan güvenlik kamerası görüntüleri. Savcılık, Ekrem İmamoğlu’nun CHP’yi ele geçirme stratejilerinden biri olarak gördüğü, CHP’nin ise “mal sahibine kapora veriliyordu” dediği işte o anların sızdırılması, İmamoğlu’na dair “suç örgütü” soruşturmasının başlangıcı olarak öne sürülüyor. En azından, savcılığın ileri sürdüğü tezin bu olduğunu söyleyebilirim.”

Emniyet’te “C” kod alarmı: C kodlu koruma polislerinin görev yerleri değiştirildi-Tolga Şardan (T24)

“Ankara’da bir süredir haklarında yakın koruma kararı bulunan önemli kişilerin bazılarının koruma polisleri değiştirilmeye başlandı.

Sadece Ankara’da değil elbette. İstanbul Emniyeti’nde de benzer durum var.

Pek görülmemiş uygulamayla ilgili yaptığım araştırmada, görev değişikliği yapılan koruma polislerinin ortak bir özellikleri olduğunu fark ettim. Koruma görevinden alınan epeyce polis olduğu ifade ediliyor.

Hepsi, Garson adlı gizli tanıktan -aslına bakarsanız, Garson’un da gerçek kimliğini hemen herkes biliyor artık, sadece kâğıt üzerinde ‘gizli tanık’- elde edilen Gülen cemaatinin tüm emniyet teşkilatına yönelik belli döneme kadar yaptığı fişleme ya da kodlama uygulaması çerçevesinde “C” koduna sahip olmaları.

“C” kodunun karşılığı emniyetin raporlarına şöyle geçmiş durumda: “Geçmişte FETÖ sohbetlerine dahil olan ancak güncel olarak irtibat kurulamayan kişiler.”

C kodu emniyet içindeki işleyişte 17-25 Aralık 2013 süreci içinde değerlendirilmiyor. Gerekçesi ise, geçmişte Fetullah Gülen cemaatinin sohbetlerine katılmalarına karşın 17-25 Aralık sürecinden önce cemaatle irtibatlarını kesmiş olmaları.

Bu kodlamada “C” harfinin verilmesinin sebebi, emniyetin hazırladığı raporlarda “cemaat” ve toplanmak anlamında kullanılan “cem” kelimesinin kullanılması.

Garson’un fişlemelerinde geçen “C” kodunun alt açılımları da mevcut. CA, C?, CB, CC, CD, CE, CF, CAKT şeklindeki kodları, fişlemeyi açıklayan adli ve idari soruşturmalarda yer almakta.

MİT’in kısa süre önce İçişleri Bakanlığı’na dolayısıyla Emniyet Genel Müdürlüğü’ne teslim ettiği ve personelin daha önceki yıllardaki konumunu ortaya koyan yeni bilgilerden sonra teşkilattaki “C” kodlarına yönelik uygulamada değişikliğe gidilmesi dikkat çekici.

Bu arada emniyet içinde “C” kodlu olarak halen görev yapan personel sayısı yaklaşık 30 bin dolayında.

Böylesi çok sayıda ve şimdilerde “sarı renkli” olarak tanımlanan söz konusu personelin teşkilatta görev yapmasına olanak sağlanması, 15 Temmuz 2016’dan sonra İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturan Süleyman Soylu dönemine denk geliyor.

Soylu’nun, kendi görev döneminde ortaya çıkan tabloyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iletmesi ve fişleme kodunun 17-25 Aralık öncesinde sonuçlanması nedeniyle göreve devam etmesi öngörülen “C” kodlu polislerin öncelikle “yakın koruma” görevlerinden çekilmesi için il emniyet müdürlüklerine talimat verildi.

Talimatı veren bizzat İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya.

Yakın koruma görevinden çekilen polisler, halen teşkilatta. Farklı birimlere kaydırıldılar.

Bu noktada konuşulması gereken sorular var. Öncelikle neden önemli kişilerin yakın koruma polislerinin görev yerleri değiştirildi?”

“Herkül”de kuyruk soruları-Uğur Ergan (T24)

“Herkül” diye bilinen C130 askeri kargo uçağının düşüş nedenini, Türkiye’ye getirilen kara kutunun çözümü ve kaza kırım heyetinin ayrıntılı şekilde hazırlayacağı kesin rapor sunucu öğreneceğimizi umuyorum.

Kesin raporun bugünden, yarına sonuçlanması mümkün değil. Bu bayağı bir süre alacaktır. Ancak kısa sürede hazırlanması beklenen ön rapor, 20 askerimizin şehit olduğu kazanın neden kaynaklanmış olabileceğine ışık tutabilir.

Kaza sonrası ortaya birçok iddia atılıp, konuşuldu. Bu iddialardan birisi personelle birlikte kargo uçağında mühimattın taşındığı yönündeydi.

Bu iddiayı ortaya atanların askerliğin ana kurallarından haberi yok. Askerlikte ister havada, ister karada olsun personelle birlikte mühimmat taşınmaz.

Yani “Hazır kargo uçağı gidiyor, personelin yanında birkaç mühimmat yükleyelim” diye bir şey yok. Veya karada bir yerden bir yere mühimmat taşırken, “Mühimmatla birlikte birkaç timi de yükleyip o bölgeye gönderelim” denmez.

Zaten Milli Savunma Bakanlığı da dün yaptığı, “Uçağımızda personel ve uçak bakım malzemesi bulunmaktaydı. Uçakta mühimmat yoktu” açıklamasıyla bu iddiayı ortadan kaldırdı.

Teknik arıza veya pilotaj hatası iddialarının yanı sıra en önemli iddia ise uçağa dışarıdan müdahale olduğu, yani füzeyle vurulmuş olabileceğine dair.

Bu iddiaya gerekçe olarak gösterilen şey de, “Trump’ın adıyla” anılarak işletilmesi 99 yıllığına ABD’ye verilen Zengezur koridoru anlaşmasına karşı Rusya veya İran’dan misilleme yapılmış olabileceği ihtimali.

İşte bu iddia karşısında, son derece dikkatli olunmalı, somut bir bilgiye dayanmadan ülkeler arasında kriz yaratacak yaklaşımlardan kaçınılmalı.

Ama bu, değerlendirme yapıp, kazayla ilgili soru yöneltilemez anlamına gelmemeli. Sıralayalım:

(*) İran’ın Zengezur anlaşmasından rahatsız olduğu kesin de, böyle bir çılgınlığı yapması durumunda başına nelerin geleceğini bilmeyecek kadar da “Aptal ülke” değil. Rusya ise koridora karşı değil ancak işletme bahanesiyle ABD’nin bölgeye yerleşmesinden, buna Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan’ın destek vermesinden rahatsız.

(*) Uçağa dışarıdan bir füze müdahalesi olması halinde NATO radarlarının bunun izini bir şekilde tespit edecek kabiliyete sahip olduğu söyleniyor.”

“Boğazımdan tek kuruş geçmedi”-Ahmet Taşgetiren (Karar)

“Siz de merak etmez misiniz, iddianame açıklandıktan sonra Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel ilk karşılaştıklarında ne konuşulmuştur?

“Suç örgütü lideri”, yolsuzluklar, şunlar bunlar… Yüzyıllarca hapisler…

Özgür Özel, 69 kere kürsüye çıktı ve insanların gözünün içine bakarak Ekrem İmamoğlu’na güvenini seslendirdi.

Gene de iddianamede nelerin yer alacağı merak ediliyordu. İstanbul gibi birçdünya kentinin belediye başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı tutuklanmış, cezaevine konmuştu.

Özgür Özel, iddianamenin ilan edildiği günün ertesi sabahında Silivri’ye gitti ve İmamoğlu’nu ziyaret etti.

Ziyarette İmamoğlu’nun ilk sözü:

-Kursağımdan tek kuruş geçmedi, oldu.

Bu, iddianamedeki bütün suçlamalara karşı tek cümlelik bir cevaptı.

Özgür Özel’in refleksi, “Aklımdan başka bir şey geçtiğini mi sanıyorsun” olmuş.

Belli ki Özgür Özel, İmamoğılu’nun masumiyetine inanmasa İstanbul’da ilçe ilçe, Anadolu’da şehir şehir dolaşıp “Arkadaşlarımız masumdur” diye boğazını yırtmazdı, yırtamazdı.

Özgür Özel bunu Karar gazetesini ziyaretinde anlattı.

CHP lideri kahvaltıda Karar yazarlarıyla 2 saat kadar beraber oldu. Pek çok şey konuşuldu. Tabii öncelikle iddianame konuşuldu. Sonra da CHP’nin Özgür Özel liderliğindeki seyri üzerine değerlendirmeler yapıldı.

CHP lideri, iddianamenin asıl probleminin “Parayı bulamamak’ olduğunu söyledi. Ortada, koca İstanbul’un başkanını ve bir Cumhurbaşkanı adayını cezaevine götüren dev bir yolsuzluk iddiası vardı, ama ne bankalarda ne de İmamoğlu’nun babasına ait arazindeki kuyuya varıncaya kadar aramalarda ele geçen para vardı. Özgür Özel “Kör kuruş bulamazlar” dedi.”

Yetenekli Müzeyyen: ‘AKP’ye teslim ettim’-Timur Soykan (BirGün)

“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İstanbul Milli Emlak Taşınır ve Tasfiye Şube Müdürü Müzeyyen Yazıcı’nın gümrükte el konulan eşyaları satarak zimmetine geçirdiğini ortaya çıkarmıştık. Adalet Bakan Yardımcısı Mehmet Yılmaz’ın teyzesi olan Müzeyyen Yazıcı’nın 2 Ekim 2025’te tutuklanması ve soruşturma kamuoyundan özenle gizlenmişti.

Müzeyyen Yazıcı ve oğlu Ahmet Yazıcı’nın büyük vurgunu konusunda yeni bilgilere ulaştık. Milyonlarca liralık vurgun sistemi AKP’li belediyelere uzanıyor. Vurgunun detayları şöyle:

AKP’nin siyaset akademisinden mezun olan, 2014 yerel seçimlerinde AKP’den Niğde Ulukışla Belediye Başkanlığı için adaylığını koyan Müzeyyen Yazıcı uzun yıllar İETT Genel Müdürlüğü’nde çalıştı. İBB’yi Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasından sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İstanbul İl Müdürlüğü’ne geçti. Müdür Yardımcılığı’na kadar yükseldi. Ayniyattan sorumluydu. 3 yıl önce Bakanlık’a bağlı Milli Emlak İstanbul İl Müdürlüğü’nde Taşınır Mal ve Tasfiye Şube Müdürü oldu.

Burası gümrüklerde el konulan malların depolanması ve imha edilmesinde kritik bir bölüm. 2017 yılında yönetmelik değişimi ile gümrükte yakalanan kaçak ya da taklit tekstil, saat, ayakkabı, gözlük, parfüm, motor yağı, akaryakıt, deterjan gibi ürünler İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Ayniyet Müdürlüğü’ne teslim edilmeye başlandı. Buradan da yine Bakanlık’a bağlı Milli Emlak birimlerine gönderiliyor ve imha ediliyordu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İstanbul İl Müdürlüğü daha önce yediemin depolar belirliyor ve malları burada depoluyordu. Ancak daha sonra Tuzla Deri Sanayi Bölgesi’nde büyük bir depo kuruldu. Gümrükte yakalanan tonlarca mal buraya getiriliyordu. Normalde mahkemenin imha kararı vermesinden sonra depodaki memurlar, el konulan malların sahibinin avukatları, diğer yetkililer gözetiminde bu mallar imha ediliyor ve tutanak düzenleniyor. Yasada sonradan bir değişikliğe gidildi. Bu değişikliğe göre; kullanılabilir olan eşya ve mallar ihtiyaç sahiplerine yardım için belediyelere verilebiliyor.”

Not: Başlıklara tıklayarak yazıların tamamına ulaşabilirsiniz.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale “İdeolojik Yıkım” Teorisi

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

“İdeolojik Yıkım” Teorisi

Medya Günlüğü
14 Kasım 2025
GünlükManşet

Papa 14. Leo neden geliyor?

Medya Günlüğü
14 Kasım 2025
GünlükManşet

“Karakutu” nasıl bulunur?

Medya Günlüğü
14 Kasım 2025

Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Mehmet Şüküroğlu
14 Kasım 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?