Bu ülkede hiçbir zaman adalet olmadı. Bu ülke hiçbir zaman adil olmadı.
Zamanında bir haber yayılmıştı: Özgecan’ın katilini cezaevinde öldürmüşler!..
İnsanlar sevindi.
Haklılar mı?
Hayır.
Haksızlar mı?
Hayır.
Haksızlar çünkü suçluların cezasını adalet vermeli.
Haklılar çünkü bu ülkede suçlular cezasız kalır.
Dün de öyleydi, bugün de öyle, yarın da öyle olacak.
Hep “mış” gibi yaparız.
Adaletten yanaymışız gibi yaparız.
Adilmişiz gibi yaparız.
Kızınca ortalığı yangın yerine çeviririz.
Ama öfkemiz saman alevi gibidir.
Öfke geçer, her şey unutulur.
6-7 Eylül de unutulur, 1 Mayıs da unutulur, Kahramanmaraş da, Sıvas da, Abdi İpekçi de, Bahriye Üçok da, başkaları da.
Mangalda kül bırakmayız, suçluları hep buluruz, cezasını hep veririz.
Ama sadece lafta.
Ne kadar çok insan ölürse o kadar çok kızarız.
Ne kadar çok insan ölürse o kadar çabuk unuturuz.
Bir otobüse saldırılır.
“Sadece” bir kişi yaralandı diye.
Daha da çabuk unuturuz.
Böyle gelmiş, böyle gider.
Bu ülke hiç değişmez.
Neden “adalet” yok bu ülkede diye hiç düşündünüz mü?
Bu ülkede adalet yok…
Çünkü “adalet” Türkçe bir kelime değil.
Çünkü “adalet” başka bir dilden ödünç alınmış…
Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.