BRICS, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’yı bir araya getiren bir grupken 2023 bitmeden Arjantin, Mısır, Etiyopya, İran, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın katılımı ile dönemsel toplantılarda buluşmaktan öte ortak iktisadi veya siyasi amaçlar etrafında buluşma niyetinin işaretini verdi.
Dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkeleri olmakla birlikte hepsinin ekonomik ve demografik göstergeleri farklı. BRICS zaten bir bölgesel örgüt değildi. Şimdi grup içindeki üye sayısını arttırarak böyle bir iddiadan tamamen uzaklaştı. Buna rağmen üye ülkelerin son derece ihtiraslı devlet başkanlarının zaman zaman bir ortak para birimi kullanımından söz etmeleri ya ortak para birimi kullanımı ile bilgilerinin eksik olmasından veya sadece dünya gündeminde ses getirme arzularından kaynaklanıyor. Çünkü gerçekten bir ortak para birimi ile para alanı oluşturmanın gerekli ve yeterli ön koşulları, BRISC’de yoktu; genişleyen BRICS’de hiç yok. O halde bu yazıda biraz geçmişi 1961’e dayanan bazı teorik yaklaşımların konu ile ilgili yaklaşımını ve başarılı uygulamaları görerek genişleyen BRICS için ortak para birimi tasarımının bir ham hayal veya ulaşılabilir bir hedef olup olmadığını görelim.
Ülkeler ticari ve mali hesaplarını aynı para birimi ile tutmaktan büyük fayda ve kolaylık beklediği için zaman zaman iki veya daha fazla ülkenin hesapları aynı para birimi ile tutma dileği dile getirdiğini duyarız. Tabii kendi ulusal para birimleri uluslararası konvertibiliteden yoksun olan ülkelerin hiçbir resmi izne tabii olmaksızın dolar, sterlin, İsviçre frangı veya avro gibi anahtar veya rezerv para birimlerini kendi ticari ve mali bilançolarını tanımlamak için kullanması mümkündür.
Kendi para birimini sabit veya dalgalı kurdan bir rezerv para birimine göre tanımlaması buna yeterli olabildiği gibi, bazı ülkelerin makroekonomik istikrarı kendi para politikaları ile sağlayamaması durumunda tam dolarizasyona veya avroizasyon’a gittiği durumlar da mevcuttur. Tabii her iki durumda da ülkelerin rezerv miktarları önemlidir. Eğer ulusal rezervler yeterli değilse, bu defa ikili-üçlü clearing anlaşmaları ile aralarında önemli ticari ilişkiler bulunan ülkeler kendi para birimlerini kullanarak bu ilişkilerini finanse etmeyi tercih edebilir. Bu ideal ve adil bir sistem olmamakla birlikte örnekleri zaman zaman Türkiye-Çin, Türkiye– Rusya ticari ilişkilerinin tanımlanmasında da görülen bu sitem elbette ortak para birimi kullanmaktan farklı bir uygulamadır. Her ikisinin ortak paydasında ihmal edilmeyecek bir ikili- üçlü ticaret bulunmaktadır. Ancak aynı zamanda her iki durum da ortak para alanı referansından çok ama çok farklıdır.
Eğer iki veya daha fazla sayıda ülke arasında, coğrafi yakınlık, ekonomik istikrar göstergeleri uyumu, bölge içine dönmüş ticari ve mali ilişkiler varsa bu defa işte Avrupa Birliği Para Birliği örneğini düşünmek iyi olur. 1970’li yılların ortasından itibaren üye sayısı artmış bir coğrafyada para arzı döviz mekanizması uyumlaştırması yaptıklarını, dolar, yen ve İsviçre frangı veya sterlin gibi üçüncü ülke paralarına göre sabitleme veya dalgalandırma mühendisliğini nasıl gerçekleştirdiklerini hatırlayabiliriz. Böylece yaratılan Avro alanının nasıl çalıştığını düşünerek BRICS’in böyle bir imkânı olup olmadığını değerlendirebiliriz. BRICS Bank veya Yeni Kalkınma Bankası (New Development Bank-NDB) şimdilik henüz bir Avrupa Merkez Bankası (AMB) değil. Dolayısı ile genişleyen ve coğrafi yakınlığı bulunmayan bir bölgede para politikası dümenini idare edebilecek kapasitesi yok. Üstelik merkezi Çin’de olan bir banka.
(Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu, tasam.org)
Makalenin tamamını okumak için tıklayın