1300–1600 arası dönemde Anadolu, dünyanın bir numaralı tekstil üretim bölgesiydi.
Türkiye’de üretilen pahalı kemha ve sof kumaşı, Rus çarlarının ve boyarlarının , İtalyan ve Fransız prens ve prenseslerinin ve İskoç piskoposlarının da aralarında bulunduğu Avrupalı seçkinlerden büyük ilgi gören lüks tekstil ürünleriydi. 1400–1600 arası dönemde ise, yalnızca lüks ipekliler değil, Fransa ve İtalya’da boucassin diye bilinen ince pamuklular da Türkiye’den yapılan ithalat listesinde yer alıyordu. Türkiye’den ihraç edilen ürünler arasında, ucuz bir pamuklu türü olan kirbas gibi daha sıradan dokumalar da vardı. Bursa ipekli sanayiinde 16. yüzyıl başlarında 1.000 kadar tezgah faaliyetteydi. Kısacası, Avrupa’nın makine ürünü dokumalarının Türk ürünlerini pazarlardan sürüp çıkardığı 19. yüzyıla kadar Anadolu, dünyanın tekstil üretim merkezlerinden biriydi.
1500’e doğru Bursa’ya her yıl ortalama olarak 5-6 İran kervanı geliyor ve bunlar değeri bir milyon duka altını bulan 1.200 balya ipek getiriyordu. Bu ham maddenin önemli bir bölümü Bursa’daki ipek sanayii tarafından kullanılmaktaydı. Bursa sadece İran ipeğinin değil, Arap ve Hint baharatlarının, ilaç ve boyalarının da önemli bir pazarıydı. Bursa’daki ipek sanayii, Türk imalat sektörünün oldukça gelişmiş bir dalıydı. Şehirde kadifeler, kemhalar, satenatlas gibi her çeşit ipek kumaş dokunurdu. En değerlisi bazen altın ve gümüş sırmalarla süslenen ağır kemhalardı. I. Murat, Milano Dük’üne altınlı ipek kumaş göndermişti.
Avrupa’ya, özellikle de Fransa’nın Marsilya limanına ihraç edilen kaba pamukluların Batı Anadolu’daki en önemli üretim ve ticaret merkezi İzmir’di. 18. yüzyılın başında İzmir’den Marsilya’ya yapılan ihracatın 3 milyon Fransız lirası gibi yüksek bir meblağa ulaşması, merkantalist Fransız hükümetini telaşa düşürmüştü. Marsilya Ticaret Odası arşivlerinden yararlanan Paul Masson, İzmir’den büyük miktarda ithal edilen beyaz ve mavi renkte kalın pamuklu kumaşın İspanya’ya yeniden ihraç edildiğini, İspanya’nın da bunları plantasyonlarda çalışan köleleri giydirmek üzere Amerika’daki kolonilere gönderdiğini anlatır.
Daha sonra, aynı mavi pamuklular ABD’nin güney eyaletlerinde pamuk tarlalarında çalışan siyahi köleleri giydirmekte kullanıldı. Bizim bugün blucin-kot (blue jean) diye bildiğimiz bu kumaş, kendilerini emekçi sınıflara yakın hisseden solcu gruplar yoluyla önce Amerika’da, sonra da bütün dünyada gençlerin gözdesi oldu. Blucinin boyanmasında kullanılan, Batı dillerinde “indigo” denilen mavi boya, çivit daha 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun en büyük ithalat kalemleri arasındaydı.
1873 yılına gelindiğinde, ABD’de dayanıklı iş pantolonlarına duyulan ihtiyacın farkına varan bir girişimci aynı kumaşı daha sık dokuyarak, kaba pamuklu mavi kumaştan mavi pantalon adı verilen “blue jean” (blucin) icat edildi.
(Dr. Nejat Tarakçı, tasam.org)
Makalenin devamını okumak için tıklayın
Görsel: spriritofstlouis.it