“Birleşmiş Milletler (BM), insanları cennete götürmek için değil de insanlığı cehennemden kurtarmak için kurulmuştur.”
Bu sözler barış misyonu dönüşünde şüpheli bir uçak kazasında hayatını kaybeden BM’nin ikinci Genel Sekreteri Dag Hammarskjöld’e ait. Günümüzde de geçerli bu sözler BM çalışanları için bir nevi görev çerçevesi ve tarifi olarak benimseniyor. 12 yıl BM’de üst düzey bir görev üstlenen Emekli Büyükelçi A.Sumru Akıncı Noyan “Aklımda Kalanlar” başlıklı kitabının arka kapağında bu sözlere yer vermiş.
Mülkiye’den sınıf arkadaşım, Dışişleri Bakanlığı’ndan meslektaşım emekli Büyükelçi Sumru Akıncı Noyan kitabında Dışişleri’nde ve BM’de geçen 44 yılını kitapta anlatmış. Bana ilettiği kitabını gurur duyarak okudum. Kâh heyecanlandım, kâh duygulandım. Karışık duygular içinde kitabı okudum. Okudukça BM’nin ikinci Genel Sekreteri’nin yıllar önce söylediği sözlerin anlamını daha iyi kavradım. Sumru’nun da BM’de 12 yıl boyunca insanları cehennemden kurtarmak için ne denli zor koşullarda bir savaşım verdiğini gördüm. Gururlandım bir kadın diplomatımızın bu hizmet aşkından, görev aşkından, insanlık aşkından.
Kitabın ilk bölümü Noyan’ın Bakanlıkta görev yaptığı yıllara ait anıları. İkinci bölümü Bakanlıktan izin alarak Birleşmiş Milletler Viyana Ofis’inde üst düzey yönetici olarak geçirdiği yıllara ilişkin anıları. İlgimi daha ziyade ikinci bölüm çekti.
Son günlerde Türk basınının cesur kalemi Uğur Mumcu’nun alçakça bir suikast sonucu yaşamını yitirmeden önce kaleme aldığı yazılar anımsatılıyor. Bu çerçevede, uyuşturucu maddelerin kullanımı ve kaçakçılığın önlenmesi, sınır aşan organize suçlar, yolsuzluk, silah kaçakçılığı kadın kaçakçılığı gibi insanlığın baş belası konularda kaleme aldığı yazılara da işaret olunuyor. Mumcu’ya suikast düzenlendiği tarihte komşu olan ve suikasttan kısa bir süre önce kendisiyle görüşen Büyükelçi Sumru Noyan da, BM’de üstlendiği üst düzey görevler çerçevesinde tam on iki yıl boyunca , uyuşturucu kullanımının, ekiminin, kaçakçılığının önlenmesi ile, yolsuzlukla, silah ve kadın kaçakçılığı ile mücadele ettiğini anılarından okuyoruz. Üstlendiği görev ve görevi gereği gittiği ülke ortamları çoğu kez tehlikeli, zorlu ve heyecan verici olduğunu da. Noyan da, Mumcu gibi insan odaklı yürütüyordu çalışmalarını. Mumcu gibi, insan haklarına önem ve değer veriyor, insanları cehennemden kurtarmak amacıyla çaba harcıyordu.
Büyükelçi Sumru Akıncı Noyan, “Aklımda Kalanlar” başlıklı kitabında, ağırlıklı olarak Uyuşturucu Maddelerinin Kullanımının ve Kaçakçılığının Önlenmesi, Uyuşturucu Maddelerle Mücadele ve Suçun Önlenmesi BM Viyana Ofis’inde geçen 12 yılın öyküsüne yer vermiş. Kadının adının olmadığı ülkelerde, BM’de üst düzeyde görevli bir Türk kadın diplomat olarak, en üst düzeydeki yöneticilere karşı nasıl bir mücadele verdiğini gurur duyarak okuyor insan kitapta. Zor koşullarda, her türlü güçlüğe göğüs gerilerek başarıyla gerçekleştirilen unutulmayacak anılar yer alıyor kitapta.
Kitapta, Noyan’ın Birleşmiş Milletler adına, Pakistan, Afganistan, İran, Lübnan, Türk Cumhuriyetleri, Myanmar, Baltık Ülkeleri, Kenya, Kamerun, Etiyopya, Senegal’e yaptığı ziyaretlere ilişkin anılara yer veriliyor. Keza katıldığı uluslararası toplantılara ve hazırlıklarına katıldığı uluslararası sözleşmelere işaret ediliyor. Tabii bu ziyaretler içinde Türkiye de var.
Büyükelçi Noyan, BM Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Ofisi’nin ilgi alanına giren her konuda ülkemizin “merkez”, “hedef” veya “transit” ülke konumunda olduğunu belirtiyor. Noyan, “Türkiye’de organize suçlarla mücadele, uyuşturucu madde kullanımı, kaçakçılığı, yolsuzluk, insan kaçakçılığı, küçük silahların kontrolü ve daha birçok konuda uluslararası normların uygulanmasında sorunlar vardı” diyor ve Türkiye’deki temaslarında bu konularda alınabilecek tedbirlere ilişkin önerilerde bulunduğunu anlatıyor.
Dünyanın çeşitli yörelerinde başta uyuşturucu tacirleri, insanlık düşmanı tüm organize suç örgütlerin liderleri ile işbirliği yapan yerel yöneticilere, siyasilere, iş insanlarına, kolluk gücü mensuplarından da söz ediliyor kitapta. İnsanlığı cehennemden kurtarmak için öncelikle bu insanlık düşmanlarıyla ve işbirlikçileri ile mücadele etmek gerekiyordu.
Kısaca, insanlığı cehennemden kurtarmak amacıyla, insanlık uğruna büyük özveriyle, görev aşkıyla bir kadın Türk diplomatının verdiği mücadele anlatılıyor kitapta. Kitabı okuyunca, anlatılanlar dar bir çerçevede kalmamalı, daha geniş hedef kitleye kitabı tanıtmalı diye düşündüm. Erkek diplomatlarımızın pek çok anı kitabı var. Ancak kadın diplomatlarımızın meslek hayatlarını anlattıkları fazla bir yayın yok. Bu açıdan da kitap ilgi çekici.
Kitap, başta Dışişleri, İçişleri, Adalet, Sağlık bakanlıkları olmak üzere çeşitli kurumlarımızı ilgilendirebilecek bilgiler içermekte. Eskiden bakanlıklar bu tür kitapları bolca satın alır, ilgili birimlerine dağıtırlardı. Bu uygulama devam ediyor mu bilmiyorum. Kitap, özellikle uluslararası ilişkiler öğrencilerinin, sivil toplum kuruluşlarının da ilgisini çekecek nitelikte. Noyan’ın bu tür kurumlarda ve üniversitelerde konferanslar vermesi de düşünülebilir.
Medyanın da ilgi göstermesi beklenen kitabın, tercüme edilmesi halinde uyuşturucu kullanımının yaygın olduğu Avrupa ve Amerika’da da ilgiyle karşılanabileceğini düşünüyorum. AB ve ABD’nin ilgili kurumlarının dikkatini çekmekte fayda var. Keza, kitapta sözü edilen yerlere, ziyaretlere ilişkin video, fotoğraf vs. varsa bir belgesel hazırlanması da akla geliyor.
Aklıma gelen fikirleri, önerileri yazdım. Dikkate alan olur mu bilmiyorum.
Benden yazması…