Salı, 24 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Bir Bektaşi fıkrası ve ekonomimiz

İnan Özbek
Son güncelleme: 19 Nisan 2025 11:49
İnan Özbek
Paylaş
Paylaş

Bektaşi babası gölün kenarında oturmuş çamurdan adamlar yapıp yapıp kenara koyuyormuş. Onu bir süre seyreden birisi en sonunda dayanamayıp, “Baba erenler, nedir bunlar, niye yaptın bunları” diye sorunca Bektaşi, “Yapsam ne olacak bir işe yaramadıktan sonra” demiş.

Ekonomi yönetiminin, 2021 yılı Eylül ayında Merkez Bankasının faiz indirimlerine başlamasıyla eş zamanlı olarak yürürlüğe koyduğu ve de adına ‘Yeni Ekonomi Modeli’ denilen modelin döviz kurlarını ve dolayısıyla da enflasyonu çok hızlı bir biçimde tırmandırması sonucunda, modelin mevcut haliyle işlemeyeceğinin anlaşılmasıyla tasarlayarak yürürlüğe soktuğu uygulamalar Bektaşi fıkrasını çok andırıyor.

Yeni modelin uygulanmaya başlandığı sırada yaklaşık 8 TL olan dolar kurunun düzenli bir şekilde artması ve 2021 Aralık ayı sonlarına doğru bir kur şoku halini alarak 18 TL’ye çıkması sonucunda, alelacele hazırlanarak uygulamaya sokulan ve esasında serbest piyasa ekonomisi kurallarını zorlayan Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi, başlangıçta olumlu sonuçlar verecekmiş gibi gözükse ve uygulamanın hemen ardından dolar kuru 10 TL civarına düşmüşse de, kısa süre sonra yeniden artmaya başlayan döviz fiyatlarıyla beraber bugün itibarıyla dolar kuru 17 TL’nin üstüne çıkmış ve bu seviyelerde istikrar kazanmış gözükmekte.

Kur artışı sorununa çare olamayan KKM sisteminden geriye kalansa; hemen hemen Aralık 2021’deki seviyelerine dönmüş döviz fiyatları, sistemin başlangıcından bugüne kadar olan süre için mevduat sahiplerini açısından tahakkuk eden ve Hazine’den ödenecek olan 40 Milyar TL’nin üzerinde kamu kaynağı, söz konusu tutarın devlet bütçesinden karşılanacak olması itibarıyla tüm halktan mevduat sahiplerine doğru yapılan bir gelir transferi olgusu ve bunun da halihazırda mevcut olan ciddi gelir adaletsizliğini daha da arttırması oldu.

Kur Korumalı Mevduat Sisteminin çok daha çarpıcı ve de ironik bir sonucu da; modelin yüksek dolarizasyonu tersine çevirerek liralaşmayı arttırma iddiasının tam aksi bir sonuç doğurmuş ve içinde bulunduğumuz günlerde dolarizasyon oranının %70’ler gibi rekor seviyelere tırmanmış olmasıdır.

Yeni modelin beklenen sonuçları vermemesi ve döviz kıtlığı sorunumuzu daha da büyütmesi sonucu, sisteme sonradan monte edilen uygulamalardan olan; ihracatçı firmaların döviz gelirlerinin önce %25’ini, bu yeterli olmayınca da %40’ını Merkez Bankasına satma zorunluluğu gibi önlemlerse çözüm olmak bir tarafa, ihracatçı firmaların yüksek ithalat bağımlılıkları nedeniyle döviz sıkıntısı, ayrıca müşterileriyle ve tedarikçileriyle olan alış-satışlarında kur uyuşmazlıkları yaşamaları gibi sorunlara yol açtı.

Süregiden döviz talebi ve dolayısıyla artan kurlar sorununa karşı bir önlem olarak düşünülerek, geçen günlerde yürürlüğe konulan Gelir Endeksli Senet (GES) uygulaması da, öngördüğü %23’lük getiri oranıyla % 74’lere ulaşmış bulunan ve artmaya devam eden manşet enflasyonu karşısında, yüksek oranlı negatif reel faiz anlamına geldiği içindir ki, ekonomik aktörler arasında ‘dağın fare doğurması’ kabilinden bir algı yaratmış, dolayısıyla döviz kurları artmaya devam etmişti.

Ekonomik sorunlarımızın yüzeysel değil aksine köklü oldukları, bu yüzden de çözüm için çok daha derinlemesine kazmamız gereken bir ortamda, kanseri kocakarı ilaçlarıyla tedavi etmeye çalışmaya benzeyen söz konusu uygulamaların kalıcı sonuçlar vermeyeceği açık ve tecrübeyle sabit.

EtiketlendiEkonomi
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Yazanİnan Özbek
Takip et:
İstanbul Üniversitesi'nden mezun. Uzun yıllar bankacılık ve finans sektöründe çalıştı. Ekonomi tarihi ve teorileri alanlarında derinleşmeye çalışmakla birlikte, güncel ekonomik gelişmeler hakkında da fikir yürütme çabasında.
Önceki Makale Milliyet’ten ‘kara’ manşet
Sonraki Makale Osmanlı ve Çarlık Rusyası neden çöktü?

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe YazılarıManşet

İran’da sol nasıl kaybetti?

Ulaş Başar Gezgin
24 Haziran 2025
EditörKöşe Yazıları

Sakız’daki gizemli Türk yatı

Cenk Başlamış
22 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Libya’nın doğusundan sürpriz çıkış

Aydın Sezer
21 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Mağaradan çıkışın bedeli

Erdal Çolak
18 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?